Asliye hukuk mahkemeleri, Türk hukuk sistemi içerisinde özel hukuk alanındaki uyuşmazlıkların çözümlendiği asli mahkemelerdir. Bu mahkemeler, kişiler arasındaki mülkiyet, miras, sözleşme ihlali gibi birçok özel hukuk konusunda yargılama yapar. Asliye hukuk mahkemesi tek hakimli olarak karar verir.
Her adliye çevresinde bulunması gereken bu mahkemeler, zorunlu olarak kurulur. İlgili kanun maddeleri, Asliye hukuk mahkemesinin yargı alanını ve sorumluluklarını net bir şekilde tanımlanmıştır. Uyuşmazlık türlerine göre, tüketicinin korunması, kira sözleşmeleri, tescil davaları gibi geniş bir yelpazede görev alır.
Asliye hukuk mahkemelerinde görülen davalar, genellikle detaylı ve kapsamlı hukuki süreçler gerektirir. Tarafların sunmuş olduğu deliller ve avukatların hazırladığı dilekçeler, hakimin karar vermesinde büyük rol oynar. Mahkeme süreci, davanın niteliğine göre farklılık gösterebilir ve çoğu zaman bilirkişi görüşlerine başvurulur.
Asliye Hukuk Mahkemesinin Görevleri Nelerdir?
Asliye Hukuk Mahkemeleri, kanunların özellikle belirlediği bir diğer mahkeme türü olmadıkça, değer ve miktar gözetmeksizin malvarlığına yönelik davalar ile şahsiyet haklarına dair davaları inceleyip karara bağlamakla sorumludur. Diğer mahkemelerinin görev alanı yasalarla belirli dava türleri ile sınırlı iken, bu sınırların dışında kalan her türlü dava için Asliye Hukuk Mahkemesi görevlendirilmiştir.
Asliye ticaret mahkemelerinin görev alanının asliye hukuk mahkemelerinden ayrılması, yeni usul kanunu ile gerçekleştirilen bir değişikliktir. Bu bağlamda, asliye ticaret mahkemesi artık özel mahkeme olarak kabul edilmektedir.
Eğer bir davada, bazı davacılar veya talepler bakımında görevli mahkeme özel bir mahkemeye aitken diğerleri için genel mahkemeler yetkili ise, bu durumda davanın tamamı için özel mahkeme görevlidir.
Mesela, bir trafik kazası sonucunda sigorta şirketine karşı dava açılması durumunda asliye ticaret mahkemesi görevlidir. Araç sürücüsüne karşı dava açmak istenilir ise asliye hukuk mahkemesi görevli olacaktır. Bu davalardan birinin sonucu diğerini etkiliyor ise her iki dava da özel görevli mahkeme kabul edilen asliye ticaret mahkemesinde görülmelidir.
Asliye Hukuk Mahkemesinin Bakmakla Görevli Olduğu Davalar
Asliye hukuk mahkemesi, geniş bir görev yelpazesine sahiptir. Bu mahkeme birçok farklı dava türüyle ilgilidir. Asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına giren bazı önemli dava türleri şunlardır.
- Tapu İptali ve Tescil Davaları: Gayrimenkulün mülkiyet hakkının tespiti veya değiştirilmesiyle ilgili uyuşmazlıklar.
- El Atmanın Önlenmesi Davası: Bir mülke yetkisiz müdahalelerin durdurulması talepleri.
- Geçit Hakkı Davası: Bir gayrimenkulden diğerine geçiş hakkıyla ilgili uyuşmazlıklar.
- Üst Hakkı Davası: Bir taşınmaz üzerinde yapı yapma ve kullanma yetkisi ile ilgili ihtilaflar.
- Haksız İşgal Tazminatı veya Ecrimisil Davası: Gayrimenkulün haksız olarak kullanılmasından doğan zararların tazmin edilmesine ilişkin davalar.
- Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası: Taşınmaz üzerindeki yapılara ait hakların kimin olduğunun tespiti.
- Şufa (Önalım) Hakkı Davaları: Önalım hakkının kullanılması ve ihlallerinin giderilmesi ile ilgili uyuşmazlıklar.
- Zilyetliğin tespiti ve korunmasına ilişkin davalar: Mülkiyet hakkını etkilemeksizin bir malın kullanım hakkına ilişkin anlaşmazlıklar.
- Menfi Tespit ve İstirdat Davası: Bir hakkın olmadığının tespiti veya bir malın geri alınmasıyla alakalı dava türleri.
- Alacak Davası: Borç- alacak ilişkisi içerisindeki talepleri içeren genel bir dava türü.
- Tapuya Şerh Verilmesi veya Şerhin Kaldırılması: Tapu kayıtlarına işlenen notların eklenmesi veya çıkarılması ile ilgili davalar.
- Maddi ve Manevi Tazminat Davaları: Kişilerin uğradığı zararların tazmin edilmesini isteyebilecekleri dava türleri.
- Mirastan Mal Kaçırma Davası: Miras bırakan kişinin mallarının haksız yollarla gizlenmesi veya elden çıkarılmasına yönelik davalar.
- Soybağının Düzeltilmesi ve Babalık Davaları: Soy hukuku ile ilgili nüfus kayıtlarının düzeltilmesi talepleri.
- İtirazın İptali Davası: İcra hukuku kapsamında bir takibin iptal edilmesine yönelik itirazlar.
- Kamulaştırmasız El Atma Davası: Devletin mülkiyet hakkını ihlal ettiğine dair davalar.
- Kamulaştırma Nedeniyle Tescil ve Bedel Davası: Kamulaştırma işlemi sonucunda tescil ve bedelin belirlenmesine dair davalar.
- Ad ve Soyad Değişikliği İle Nüfus Kaydının Düzeltilmesine Dair Davalar: Kişisel durum ile ilgili nüfus kayıtlarındaki bilgilerin güncellenmesi talepleri.
- Mirasta Tenkis Davası: Miras paylarının yeniden düzenlenmesine ilişkin uyuşmazlıklar.
- Vasiyetnamenin İptali Davası: Vasiyetnamenin geçersiz olduğuna yönelik dava türü.
- Mirasçılıktan Çıkarma veya Çıkarmanın İptali Davası: Mirasçının mirasçılık haklarının iptali talepleri.
- Mirasçılık Belgesinin İptali Davası: Mirasçılığı ispatlayan resmi belgenin iptali ile ilgili davalar.
- Mirasta İstihkak Davası: Mirasın kimlere ait olduğunun tespiti ve bu konudaki ihtilaflar.
- Derneğin Feshi veya Genel Kurulun İptali Davası: Dernek hukuku kapsamında kurumsal yapıların feshi veya düzenlenmesiyle ilgili iddialar.
- Vakıflarla İlgili Davalar: Vakıf mal ve haklarının yönetimi ve kullanımıyla ilgili dava ve iddialar.
Asliye Hukuk Mahkemesi birçok farklı hukuki konuyu kapsadığı için davaların çeşitliliği fazladır ve yukarıda sıralananlar sadece bazı örneklerdir. Her türden dava için hukuki destek ve danışmanlık almak önemlidir.
Asliye Hukuk Mahkemesinde Dava Nasıl Açılır?
Bir davayı asliye hukuk mahkemesinde açmak için, mahkemeye bir dava dilekçesi sunulmalıdır. Bu dilekçenin teslim edildiği tarih, davanın açıldığı tarih olarak kabul edilir. Sunulan dilekçenin yanında, davalı sayısı kadar ek örnek de bulunmalıdır. Örneğin, iki davalıya karşı dava açılacaksa, üç adet dilekçe hazırlanarak mahkemeye verilmelidir.
Dava dilekçesi, ilgili asliye hukuk mahkemesine sunulmalıdır. Mesela, İstanbul Kadıköy’de bir gayrimenkul ile ilgili dava açılacaksa, dilekçe İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine verilmelidir. Dava dilekçesinin teslim edileceği asliye hukuk mahkemesi, tevzi aşamasında belirlenir ve taraflar mahkemenin hangisi olacağını belirleyemezler.
Asliye hukuk mahkemesine verilecek dava dilekçesi, belirli şekil şartlarına uygun olmalıdır. Eğer bu şartlar yerine getirilmezse, dava usulüne uygun açılmamış sayılabilir ve bazı durumlarda reddedilebilir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 119’a göre, dava dilekçesinde aşağıdaki bilgiler olmalıdır.
- Mahkemenin Adı: Dava dilekçesi yazılırken, dava açılacak olan asliye hukuk mahkemesinin adı dilekçenin başlangıcında yer almalıdır.
- Tarafların Bilgileri: Davacı ve davalının tam adı, soyadı ve adresleri belirtilmelidir.
- Davacının Kimlik Numarası: Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası dilekçede yer almalıdır.
- Kanuni Temsilciler ve Vekiller: Eğer varsa, tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacının vekilinin isimleri, soyisimleri ve adresleri belirtilmelidir.
- Dava Konusu ve Değeri: Davanın muhtevası ve, davaya konu olan malvarlığı haklarına ilişkin ise dava değeri açıkça yazılmalıdır.
- Olayların Özeti: Davacının iddialarının dayandığı vakıaların numaralandırılarak ve açık bir şekilde özetlenmesi gerekmektedir.
- Deliller: Her iddia edilen vakıanın hangi kanıtlarla ispatlanacağı belirtilmelidir.
- Hukuki Sebepler: Davaya dayanak teşkil eden hukuki gerekçeler sıralanmalıdır.
- Talep Sonucu: Mahkemeden ne talep edildiğini açık bir şekilde ifade eden bölüm olmalıdır.
- İmza: Davacının kendisi ya da kanuni temsilcisinin veya avukatının imzası dilekçenin sonunda bulunmalıdır.
Dava dilekçesi hazırlandıktan sonra, davanın konusuyla ilgili yetki ve görev alanına giren asliye hukuk mahkemesine teslim edilmelidir.
Asliye Hukuk Mahkemelerinde Dava Süreci
Özel hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesine yönelik olarak asliye hukuk mahkemesinde başlatılacak yargı süreci, yazılı yargılama usulü çerçevesinde gerçekleşir. Bu süreç, adil ve düzenli bir yargılama ortamı sağlamak ve yargılamanın uzamasını önlemek amacıyla belli aşamalardan oluşur. İşte bu aşamalar ve davaların yargılama süreci hakkında detaylar.
- Dilekçeler Aşaması: Bir davanın asliye hukuk mahkemesinde başlatılması için yetkili ve görevli mahkemeye dava dilekçesi sunulur. Tarafların karşılıklı dilekçe teatisi ile iddia ve savunmalarını mahkemeye sunmaları bu aşamanın temelini oluşturur. Bu aşamada, davacı ve davalı ikişer kez yazılı beyanda bulunurlar. İlk olarak dava dilekçesi davalıya, ardından davalının cevap dilekçesi davacıya tebliğ edilir. Sonrasında davacı, davalının dilekçesine bir cevap daha verirken, davalı da bu cevap üzerine son olarak cevaba cevap dilekçesi ile yanıt verme hakkına sahiptir. Taraflar bu aşamada, iddialarını ve savunmalarını genişletme veya değiştirebilir. Ancak, bu aşamanın sonunda, mahkemeden özel izin veya ıslah olmadıkça iddia veya savunmayı genişletmek mümkün olmaz.
- Ön İnceleme Aşaması: Dava açıldıktan sonra mahkeme, dava şartlarını ve ilk itirazları değerlendirecektir. Burada davanın yargıya uygunluğu ve devam edip etmemesi gerektiği kararlaştırılır. Dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra gelen ilk duruşmadır. Hakim, tarafları dinleyerek dava şartları hakkında ve ilk itirazlar hakkında kararlar verir. Burada tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar belirlenir, zira sonraki aşama olan tahkikat, bu tespitlere göre şekillenir.
- Tahkikat Aşaması: Taraflar tarafından sunulan iddia ve savunmaların doğruluğu, burada yapılacak olan inceleme ve araştırmalarla tespit edilir. Bu, yargılamanın en kapsamlı ve yoğun bölümüdür ve delil toplama işlemleri burada gerçekleştirilir. Hazırlanan dosya üzerinden mahkeme tarafından dava dosyasındaki bütün iddia ve savunmalar araştırılır. Mahkeme, bu aşamada delilleri toplar, bilirkişi raporları ve tanıkları değerlendirerek davanın hükme bağlanması için gereken bilgi ve belgeleri tamamlar.
- Sözlü Yargılama Aşaması: Tahkikatın tamamlanmasıyla birlikte, tarafların sözlü olarak son beyanlarını almak için sözlü yargılama aşamasına geçilir. Bu aşamada taraflara esas hakkındaki son sözleri sorulur. Tahkikat aşamasının ardından taraflara son sözleri sorulur ve mahkeme kararını açıklar. Davanın sonuçlanması hüküm ile olur ve bu karar, son duruşmada taraflara ilan edilir.
- Hüküm: Yargılamanın bu son aşamasında, asliye hukuk mahkemesi tarafından uyuşmazlığa ilişkin karar verilir ve dava sonuçlanır. Hüküm gerekçesi eğer duruşmada açıklanmazsa, bir ay içinde yazılı olarak hazırlanması gerekir.
Davanın ne kadar süreceği, her mahkemenin iş yüküne ve yoğunluğuna göre farklılık gösterebilir.
Asliye Hukuk Mahkemesi ve Görevsizlik Kararı
Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı inceleyip görevsiz olduğuna karar verdiğinde, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talebinin tarafından yapılması gerekir. Bu karar, dava dosyasının doğrudan görevli mahkemeye gönderilmesi yerine, sürecin takibi için tarafın inisiyatifine bırakır.
Asliye hukuk mahkemesinin vereceği görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren taraflardan herhangi birinin iki haftalık hak düşürücü süre içinde mahkemeye müracaatı gerekmektedir. İleride herhangi bir mağduriyet yaşanmaması için bu sürenin çok önemli olduğunu ve göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulamak isterim. Bu hak düşürücü sürenin kaçırılması, davacının hakkını kaybetmesine neden olabilir, zira söz konusu süre geçtikten sonra dava asliye hukuk mahkemesi tarafından açılmamış sayılır.
Asliye Hukuk Mahkemesinin Kararına Karşı İstinaf ve Temyiz Başvurusu
Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen kararlara karşı, kararın maddi ve hukuki yönlerinin tekrar değerlendirilmesi için istinaf yoluna başvurulabilir. İlgili kararın taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği tarih itibariyle 2 haftalık bir başvuru süresi bulunmaktadır. İstinafa, kararı veren asliye hukuk mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurulmalıdır. Bu başvuru, Bölge Adliye Mahkemesine iletilecektir.
Asliye Hukuk Mahkemesi kararları istinaf incelemesi sonucunda verilen kararların, hukukun doğru uygulanıp uygulanmadığı yönünden denetlenmesi için temyiz edilebilir.Temyiz kanun yolu ve şartları şunlardır:
İstinaf ve temyiz başvuruları, yargı sisteminde daha üst dereceli mahkemeler tarafından bir alt mahkeme kararının incelenmesini ve gerekli hallerde düzeltilmesini sağlayan yasal mekanizmaları temsil eder.