Anneniz veya babanız bir vasiyetname düzenlediğini var sayalım. Ölümü sonrasında ortaya çıkan vasiyetname size okunacaktır. Vasiyetnameyi okuduğunuzda size hiçbir mal varlığı bırakılmadığını öğrenmiş olabilirsiniz. Belki de size diğerlerine oranla değeri çok az bir mal varlığı bırakılmış olabilir. Bu sebeple vasiyetnamenin iptali davası açabilirsiniz.
Bazı durumlarda vasiyetname iptal edilebilir. Vasiyetnamenin hangi hallerde iptal edilebileceği Türk Medeni Kanununun 557 maddesinde açıklanmıştır. Burada vasiyetnamenin iptali için dört sebep yer almaktadır. Bu sebeplerin bulunması durumunda vasiyetnamenin iptali için dava açılabilir. Vasiyetname bazı şartların varlığı halinde iptal edilebilir. Vasiyetnamenin iptali davasını açmak için avukat tutmanız zorunlu değildir ancak hata yaparak miras hakkınızı kaybedebilirsiniz. Vasiyetnamenin iptali davası açmak için iyi bir miras avukatına danışmalısınız. Vasiyetnamenin iptalini her zaman isteyemezsiniz. Belirli bir süresi vardır. Bu süre geçtikten sonra açtığınız dava ret edilecektir. Vasiyetnamenin iptali için belirlenen süre hak düşürücü süredir.
Vasiyetnamenin İptali Davası Süre
Vasiyetnamenin iptali davası açmak için hak düşürücü süre bulunmaktadır. Vasiyetnamenin iptali davası açmak için hak düşürücü süre 1 yıldır. En geç 1 yıl içinde dava açmanız gerekmektedir.
Kanun maddesi – Türk Medeni Kanunu madde 559: İptal davası açma hakkı, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer. Vasiyetname usulünce açılıp ilgililere tebliğ edilmeden Türk Medeni Kanununun 559. ve 571.maddesinde gösterilen 1 yıllık hak düşürücü süreler işlemeye başlamaz.
Babanızın 12.03.2004 tarihinde Bursa Kemalpaşa Noterliğinde sahip olduğu tek mal varlığı olan arsasının tamamını kardeşinize vasiyet ettiğini var sayalım. Vasiyetnamenin iptali için dava açmaya karar verdiniz. Vasiyetnameyi düzenlettiği tarihte babanızın iradesinin kardeşiniz tarafından fesada uğratıldığını iddia ettiniz. Yaşlılığın verdiği güçsüzlükten ve çaresizlikten yararlandığını, hile, baskı ve kandırmayla vasiyetname yaptırıldığını beyan ettiniz. Bu sebeplerle vasiyetnamenin iptal edilmesi gerektiğini söyleyerek dava açtınız. Karşı taraf ise vasiyetnamenin iptali davası açmak için 1 yıllık süre olduğunu, 1 yıldan fazla süre geçtiğini, bu sebeple de davanın ret edilmesi gerektiğini ifade eder şekilde davanıza cevap verdi.
Türk Medeni Kanunu’nun 559.maddesine göre; vasiyetnamenin iptali davasında 1 yıllık hak düşürücü süre davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlar. Gene aynı kanunun 571.maddesinde ise, dava açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin üzerinden 10 yıl geçmekle düşer.
Gerek iptal, gerekse tenkis davasının incelenebilmesi için öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı konusunda araştırma yapılmalıdır. Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir. Vasiyetname usulünce açılıp ilgililere tebliğ edilmeden Türk Medeni Kanununun 559. ve 571.maddesinde gösterilen 1 yıllık hak düşürücü süreler işlemeye başlamaz.
Davacıya usulüne uygun vasiyetname tebliğ edilmediği anlaşıldığından, davacının davasını kanundaki 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açtığı gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Vasiyetnamenin iptali davası çok dikkat ve bilgi gerektiren bir davadır. Bu sebeple mutlaka bir avukattan yardım almanızı öneririz. Aksi takdirde, sonradan telafisi mümkün olmayan hak kayıpları yaşayabilirsiniz. Hukuk büromuzda vasiyetnamenin iptali davası açılması ve aleyhinize açılan vasiyetnamenin iptali davasında hukuki hizmet vermekteyiz. Bize 0533 769 56 98 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz. Yazımızın bu kısmı; Yargıtay 3 Hukuk Dairesi’nin 2015/6501 Esas ve 2015/ 10246 Karar sayılı ilamına konu olmuş olaydan uyarlanmıştır.
Vasiyetnamenin İptali Sebepleri
Vasiyetname miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise, vasiyetname kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa iptal edilebilir. Bu iptal sebepleri dışında başka bir sebepten ölüme bağlı tasarrufun iptaline karar verilebilmesi mümkün değildir. Hâkim iptal sebebiyle bağlı olup, örneğin sadece esasa ilişkin sebeplere dayanılarak iptal davası açılmışsa, şekle ilişkin iptal sebeplerini inceleyemez.
Ayırt Etme Gücünün Bulunmaması Sebebiyle
Vasiyetname düzenlendiği sırada miras bırakan eğer ayırt etme gücüne sahip değilse, mirasçıları vasiyetnamenin iptali için dava açılabilir. Genellikle yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan bazı hastalıklar kişinin ayırt etme gücünü etkilemektedir. Kişi, vasiyetname düzenlediği sırada yaptığı işlemin sonuçlarını ayırt edemiyorsa, vasiyetnamenin iptali davası açılabilir. Böyle bir davada başarılı olabilmek için vasiyet düzenleyenin hukuki ehliyetinin olmadığı ispatlanmalıdır. Vasiyet düzenleyen kişinin ayırt etme gücünü etkileyen bir hastalık sebebi ile tedavi gördüğü, kendisine hastalıkla ilgili tanı veya teşhis konulduğu, ilaç kullandığı hastane kayıtları ile ispat edilmelidir.
Vasiyetname düzenlenebilmesi için üst yaş sınırı bulunmamaktadır. Kişi 60 yaşında vasiyetname düzenleyebileceği gibi 95 yaşında da vasiyetname düzenleyebilir. Kişinin yaşının ileri olması tek başına vasiyetnamenin iptalini gerektirmez. Ancak vasiyetname düzenlediği tarihte ne yaptığını bilmeyecek derecede akıl hastası olanların yaptıkları vasiyetname geçersiz olacaktır. İsa’nın Alzheimer hastası olduğunu, hastanede kendisine bu konuda bir tanı ve teşhis konulduğunu, tedavisine başlandığını ve ilaç kullandığını var sayalım. İsa’nın bu hastalığı başladıktan sonra da oğlu Rasim’in babasını notere götürerek vasiyetname düzenlettiğini kabul edelim. İşte bu durumda vasiyetnamenin iptali davasından sonuç alınabilir.
Vasiyetname Düzenlerken Psikiyatri Doktorundan Sağlık Raporu Alınması
Vatandaş Ayhan’ın babası 13.06.2011 tarihinde vefat etmiştir. Vefatından sonra babasının 18.02.2010 tarihinde Kartal Noterliğinde düzenlenmiş vasiyetnamesi olduğunu öğrenmiştir. Vasiyetçi 1929 doğumlu olup, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 81 yaşındadır. Bu vasiyetname Sulh Hukuk Mahkemesi tarafında açılıp okunmuştur. Ayhan, babasının bu vasiyetnameyi yaptığı sırada yaşlı ve bakıma muhtaç olduğunu, hastalıkları sebebiyle de kolaylıkla etki altına alındığını iddia etmiştir. Söz konusu vasiyetnamenin; korkutma ve zorlama yoluyla yaptığını öne sürerek, vasiyetnamesinin iptaline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Noterde yapılan işlem öncesinde, miras bırakanın akla uygun davrandığına dair psikiyatri uzmanı doktordan sağlık raporu alınmış. Sağlık raporunun alınmasından sonra resmi işlemler yapılmış. Duruşma salonunda dinlenen tanıklar; miras bırakanın vasiyetname düzenlenirken akıl sağlığının yerinde olduğunu, temyiz kudretine sahip olduğunu anlatmışlardır.
Dava; hukuki ehliyetsizlik sebebine ve yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sebebine dayalı vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Miras bırakanın vasiyetnameyi baskı ve tehdit altında düzenlediğine dair herhangi bir delil de dosya içeriğinde bulunmamıştır. Hukuki ehliyet durumunun doktor raporu ile kanıtlanması esas olup, tanık beyanları bu durumun saptanmasında nazara alınabilecek birer veridir. Vasiyetname tanzimine esas alınan uzman psikiyatri hekim raporu yeterli değildir. Vasiyetçinin vasiyetname tarihinde fiil ehliyetine sahip olup olmadığının saptanması için Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmelidir. Vasiyetnamenin iptali davası çok dikkat ve bilgi gerektiren bir davadır. Bu sebeple mutlaka bir avukattan yardım almanızı öneririz. Aksi takdirde, sonradan telafisi mümkün olmayan hak kayıpları yaşayabilirsiniz.
Hukuk büromuzda vasiyetnamenin iptali davası açılması ve aleyhinize açılan vasiyetnamenin iptali davasında hukuki hizmet vermekteyiz. Bize 0530821 53 16 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz. Yazımızın bu kısmı; Yargıtay 3 Hukuk Dairesi’nin 2014/13732 Esas, 2015/6326 Karar sayılı ilamına konu olmuş olaydan uyarlanmıştır.
Vasiyetname Düzenlenirken Tek Doktordan Alınan Rapor Yeterli Olur mu?
Mustafa’nın babası olan vatandaş Ahmet, Silivri noterliğinde düzenlediği vasiyetname ile vefatı halinde tüm taşınır ve taşınmaz malvarlığını oğlu Hüseyin’e vasiyet etmiştir. Oğlu Mustafa’ya hiç bir şey bırakmamıştır. Ahmet vasiyetname düzenlerken 78 yaşındadır ve devlet hastanesinden fiil ehliyetinin yerinde olduğunu gösterir sağlık raporu almıştır. Sağlık raporunda tek bir doktorun imzası bulunmaktadır. Bunun üzerine Mustafa vasiyetnamenin iptali davası açmıştır. Dava dilekçesinde vasiyetnamenin kanunda belirtilen usul ve esaslara uygun olmadığını iddia etmiştir. Ayrıca babasının, vasiyetname düzenlediğini tarihte 78 yaşında olduğunu, akli melekelerinin yerinde olduğuna ilişkin usulüne uygun sağlık raporu alınmadığını ileri sürmüştür.
Davacı, sağlık raporunun heyet halinde düzenlenmediği için geçerli olmayacağı, tek doktorun imzasını içeren sağlık raporunun yeterli olamayacağını iddia etmiştir. Mahkeme ise; vasiyetnamenin iptali davasını ret etmiş ve vasiyetnamenin geçerli olduğuna karar vermiştir. Mahkeme vasiyet düzenleyen kişinin akıl sağlığının yerinde olduğuna kanaat getirmiştir. Devlet hastanesinden alınan ve tek doktor imzası içeren sağlık raporunu yeterli görmüştür. Peki, gerçekten de tek doktor imzası taşıyan sağlık raporu yeterli olur mu? Böyle bir sağlık raporuna ragmen vasiyetname iptal edilebilir mi?
Miras bırakanın, vasiyetname düzenlenmesi sırasında hukuki ehliyetinin tespiti uzmanlık gerektirir. Davacının bu husustaki tüm delilleri sorulup, toplandıktan sonra, Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmalıdır. Adli Tıp Kurumundan gelecek cevaba göre karar verilmelidir. Dosyayı Adli Tıp Kurumuna mahkeme gönderecektir. Sizin ise; Adli Tıp Kurumundan rapor alınması için mahkemeye talepte bulunmanız gerekmektedir. Adli Tıp Kurumuna gönderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yeterli olmayan sağlık raporuna dayanılarak eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Vasiyetnamenin iptali davası çok dikkat ve bilgi gerektiren bir davadır. Bu sebeple mutlaka bir avukattan yardım almanızı öneririz. Aksi takdirde, sonradan teleafi mümkün olmayan hak kayıpları yaşayabilirsiniz. Yazımızın bu kısmı; Yargıtay 3 Hukuk Dairesi’nin 2013/12663 Esas, 2013/15291 Karar sayılı ilamına konu olmuş olaydan uyarlanmıştır. Vasiyetnamenin iptali örnek Yargıtay kararı.
Akıl Sağlığının Yerinde Olduğu Tanıklarla İspat Edilebilir Mi?
Ayşe Hanım Siirt Noterliğin ‘de 24.11.1995 tarihinde vasiyetname düzenlemiştir. Ayşe Hanım vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 86 yaşındadır. Ayşe Hanım bu vasiyetname ile tüm mal varlığını oğlu Yusuf’a bırakmıştır. Annesinin ölümü üzerine kızı Neslihan söz konusu vasiyetnamenin iptali için dava açmıştır. Annesinin tasarruf ehliyetine sahip olmadığını, Türkçe bilmediğini, vasiyetname düzenlendiğinde tercüman bulundurulması gerektiğini; ancak tercüman bulunmadığını iddia ederek vasiyetnamenin iptal edilmesini talep etmiştir.
Duruşma salonunda dinlenen şahitler; Ayşe hanımın ölümüne yakın tarihlerde dahi akıl sağlığının yerinde olduğu, derdini ifade edebilecek ve konuşulanları anlayacak kadar Türkçe bildiğini anlatmışlardır. Dinlenen tanıklar miras bırakanın akıl sağlığı yönünde olumsuz beyanda bulunmamışlar ise de; miras bırakanın, hukuki ehliyetinin tespiti uzmanlık gerektirir ve hukuki ehliyet durumunun doktor raporu ile kanıtlanması esastır.
Vasiyetnamenin iptali davası çok dikkat ve bilgi gerektiren bir davadır. Bu sebeple mutlaka bir avukattan yardım almanızı öneririz. Aksi takdirde, sonradan telafisi mümkün olmayan hak kayıpları yaşayabilirsiniz. Hukuk büromuzda vasiyetnamenin iptali davası açılması ve aleyhinize açılan vasiyetnamenin iptali davasında hukuki hizmet vermekteyiz. Bize 0530821 53 16 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz. Yazımızın bu kısmı; Yargıtay 3 Hukuk Dairesi’nin 2013/18163 Esas, 2014/2546 Karar sayılı ilamına konu olmuş olaydan uyarlanmıştır.
Vasiyetname Düzenlenirken Pratisyen Hekimden Rapor Alınması
Vatandaş Abdullah 14.03.2009 tarihinde ölmüş ve vasiyetnamesi usulüne uygun olarak açılıp mirasçılarına okunmuştur. Vasiyetname ile tüm mal varlığını geline Sevgi’ye bırakmıştır. Abdullah’ın kızı Emine, babasının düzenlediği vasiyetnamenin iptali için dava açmıştır. Babasının 79 yaşında olduğunu, vasiyetname tarihinden yaklaşık bir yıl önce kafasına kavak ağacı devrildiğini, fiil ehliyetinin olmadığını iddia etmiştir. Vasiyetnamenin mirastan mal kaçırmak için yazıldığını beyan etmiştir. Abisi Mustafa’nın babasına cebir ve tehditte bulunduğunu, bu yolla bütün malların Mustafa’nın eşine bırakıldığını anlatmıştır.
Vasiyetname düzenlemeden önce sağlık raporu alındığını; ancak raporu düzenleyen doktorun pratisyen hekim olduğunu, vasiyetname düzenlenirken alınan pratisyen doktor raporunun fiil ehliyetinin bulunduğunu tespit etmeye yeterli olmadığını iddia etmiştir. Murisin vasiyetnamesinin düzenlenmesi sırasında hukuki ehliyetinin tespiti uzmanlık gerektirir. Davacının bu husustaki tüm delilleri toplandıktan sonra, dosyanın tümü ile Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Vasiyetnamenin iptali davası çok dikkat ve bilgi gerektiren bir davadır. Bu sebeple mutlaka bir avukattan yardım almanızı öneririz. Hukuk büromuzda vasiyetnamenin iptali davası açılması ve aleyhinize açılan vasiyetnamenin iptali davasında hukuki hizmet vermekteyiz. Bize 0530821 53 16 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz. Yazımızın bu kısmı; Yargıtay 3 Hukuk Dairesi’nin 2014/17053 Esas, 2015/9675 Karar sayılı ilamına konu olmuş olaydan uyarlanmıştır.
Siroz Tedavisi Gören Bir Kişinin Vasiyetname Düzenlemesi
Vatandaş Ahmet Hatay Noterliğinde 02.07.2008 tarihinde düzenlediği vasiyetnameyle tüm mal varlığını oğlu Ali Cengiz’e bırakmıştır. Vasiyetname düzenlediği gün aile hekimliğinden sağlık raporu almıştır. Ali Cengiz’in kardeşi Bilge ise vasiyetnamenin iptali davası açmıştır. Babasının dava konusu vasiyetnameyi serbest iradesiyle değil, abisinin etkisiyle yaptığından iptalini talep ve dava etmiştir.
Vatandaş Ahmet 1939 doğumlu olup, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 67 yaşındadır. Duruşma salonunda dinlenen tanıklar Ahmet’in siroz hastalığı sebebiyle 5 yıl tedavi gördüğünü, konuşurken bazen dilinin peltekleştiğini ve akıl sağlığının yerinde olduğunu beyan etmişlerdir. Siroz hastası olan bir kişinin düzenlediği vasiyetname iptal edilebilir mi?
Vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte murisin hukuki ehliyete sahip olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Miras bırakanın vasiyetname tarihindeki sağlık durumunu gösterir hastane kayıt, reçete, rapor, sağlık karnesi ve benzeri tüm deliller titizlikle araştırılmalıdır.
Vasiyetnamenin iptali davası çok dikkat ve bilgi gerektiren bir davadır. Bu sebeple mutlaka bir avukattan yardım almanızı öneririz. Aksi takdirde, sonradan telafisi mümkün olmayan hak kayıpları yaşayabilirsiniz.
Hukuk büromuzda vasiyetnamenin iptali davası açılması ve aleyhinize açılan vasiyetnamenin iptali davasında hukuki hizmet vermekteyiz. Bize 0530821 53 16 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.
Yazımızın bu kısmı; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.07.2007 tarihli ilamına konu olmuş olaydan uyarlanmıştır.
Kendisine Yasal Danışman Atanan Bir Kişinin Yaptığı Vasiyetname İptal Edilebilir Mi?
Kendisine yasal danışman atanmış olan vatandaş Bekir, noterde vasiyetname düzenlenmiştir. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin raporunda “Bekir’in ileri derecede görme ve işitme kaybının yanı sıra bilişsel yetersizlik ve ileri yaşlılık nedeni ile ayırtım gücünden kısmen yoksun olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca medeni hakları kullanması açısından kendisine yasal danışman atanmasının uygun olacağı belirtilmiştir. Rapor üzerine de Bekir’e yasal danışman atanmıştır. Her ne kadar, yasal danışman atanması, atanan kişinin vasiyetname düzenlemesine engel değil ise de, Vasiyetname yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak gerekir. Ehliyetsiz kişilerin yaptığı vasiyetnameler ise kendiliğinden iptal olmaz. Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme ve değerlendirme ve ayırt edebilme gücü bulunmayan bir kimsenin düzenlediği vasiyetname iptal edilebilir.
Bekir’in ölümü üzerine oğlu Rıfat, babasının hukuki işlem ehliyetine sahip olmadığını iddia ederek, bu nedenle yapılan vasiyetnamenin iptali için dava açmıştır. Vasiyetname tarihi 22.11.2006 olup, bu tarih yukarıda bildirilen rapor tarihinden sonraya ilişkindir. Miras bırakan, vasiyet tarihinde 92 yaşında olup, yaşı da dikkate alınıp, vasiyetname düzenlendiği tarihte akıl ve ruh sağlığının yerinde olmadığı ileri sürüldüğüne göre, vasiyetname tarihinde miras bırakanın tasarruf ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir.
Vasiyetnamenin iptali davası çok dikkat ve bilgi gerektiren bir davadır. Bu sebeple mutlaka bir avukattan yardım almanızı öneririz. Aksi takdirde, sonradan telafisi mümkün olmayan hak kayıpları yaşayabilirsiniz. Hukuk büromuzda vasiyetnamenin iptali davası açılması ve aleyhinize açılan vasiyetnamenin iptali davasında hukuki hizmet vermekteyiz. Bize 0530821 53 16 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz. Yazımızın bu kısmı; Yargıtay 3 Hukuk Dairesi’nin 2013/16549 Esas, 2014/1032 Karar sayılı ilamına konu olmuş olaydan uyarlanmıştır.
Yanılma, Aldatma, Korkutma veya Zorlama Sebebiyle Vasiyetnamenin İptali
Vasiyetname düzenleyen kişinin iradesinin sakatlandığı hallerde de vasiyetnamenin iptali mümkündür. Miras bırakanın yanılması sonucu, mirasçılıktan çıkardığı kişi vasiyetnamenin iptalini talep edebilir. Benzer şekilde miras bırakanın aldatılma, korkutma veya zorlama yoluyla vasiyetname düzenlemesi hallerinde de vasiyetnamenin iptali istenebilir. Miras bırakan kişinin iradesinin sakatlandığını ve bunun sonucu vasiyetnamenin iptalini talep eden kişi iddialarını ispat etmek zorundadır. Bu sebeple bu konudaki delillerin neler olabileceği ve ispatın ne şekilde yapılabileceği konusunda bir avukattan yardım almanızı öneririz.
Zorlamayla Yapılan Vasiyetnamenin İptali Mümkün mü?
Davacı Mehmet babasının 82 yaşında iken 2006 tarihinde vefat ettiğini, vasiyetname ile Aydın Kuşadası’ndaki ev ve arsayı davalıya bıraktığını; davalının zorlaması sonucu vasiyetnameyi yaptığını ileri sürerek; vasiyetnamenin iptaline, olmadığında tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme tarafından; Adil Tıp Raporuna göre, vasiyetçinin fiil ehliyetinin bulunduğu anlaşıldığından, baskı yapılarak vasiyetin düzenlendiği hususu da ispat edilemediğinden, vasiyetnamenin iptali isteminin reddine karar verilmiştir. Yazımızın bu kısmı; Yargıtay 3 Hukuk Dairesi’nin 2013/18687 Esas, 2014/3340 Karar sayılı ilamına konu olmuş olaydan uyarlanmıştır.
Yaşlı Kişilerin Düzenlediği Vasiyetnamenin İptali
88 yaşında olan murisin davalıların baskı ve kandırması sonucu yaptığı vasiyetnamenin iptali; olmaz ise tenkisine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarına göre davalıların zorla vasiyet düzenlettirdiği kabul edilerek, vasiyetnamenin iptali cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Tarsus 2. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından açılan vasiyetname sonucu Tarsus Şehit Mustafa Mahallesi tapusuna kayıtlı 285 ada 15 parsel sayılı taşınmazın davalılara bırakıldığı anlaşılmaktadır. İkrah nedeniyle hukuki işlemin geçersiz olması için haksız ve hukuka aykırı tehdit nedeniyle kişilerin canı, namusu, şahsı, malı ve hürriyeti tehlike altında bulunmalıdır. Somut olayda, davacı tanıkları vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında davalıların baskı yaptıklarını bildirmekte ise de bu beyanları soyut ifadeden ibaret olup itibar edilemez. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/15647 E. , 2014/77 K.
Hukuka ve Ahlaka Aykırı Koşul ve Yüklemeler Sebebiyle
Vasiyetnamede hukuka veya ahlaka aykırı bir koşul ya da yükleme bulunuyorsa iptal edilebilir. Böyle bir durumda hukuka ve ahlaka aykırı koşul iptal edilir ve vasiyetnamenin kalan kısmı geçerli olmaya devam eder. Kişi vasiyetnamesinde; beni dolandıran bankacıyı öldürmesi şartıyla, İstanbul Kadıköy’deki evimi oğlum Hasan’a bırakıyorum şeklinde bir vasiyetname düzenlenmiş olduğunu kabul edelim. Böyle bir durumda vasiyetnamenin bu kısmı iptal edilebilir.
Saklı Payları İhlal Eden Vasiyetnamenin İptali
Saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlal eden vasiyetnamenin kısmen iptali mümkündür. Eşi ve çocukları hayattayken tüm mal varlığını Diyanet Vakfı’na bırakan kişinin düzenlediği bu vasiyetnamenin tenkisi mümkündür. Saklı paylı mirasçılar kimler olduğunu ve saklı pay miktarları hakkında detaylı bilgi için “saklı paylı mirasçılar” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz. Yine tenkis davası hakkında daha fazla bilgi için de “tenkis davası” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Şekil Şartlarına Uyulmaması Sebebiyle Vasiyetnamenin İptali
Türk Medeni Kanununda vasiyetnamenin ne şekillerde düzenlenebileceği ve geçerli olacağı açıkça anlatılmıştır. Vasiyetname düzenlenirken kanunda yapılması zorunlu hususların eksikliği halinde de vasiyetnamenin iptali mümkündür. Örneğin, resmi şekilde vasiyetname düzenlenirken 2 tanığın bulunması zorunlu olduğundan, 1 tanık bulunması veya hiç tanık bulunmaması hallerinde vasiyetname iptal edilebilir. Yine bazı kişilerin tanıklık yapması yasaklı olup, bu kişiler vasiyetname düzenlenmesine tanık olarak katılırlarsa vasiyetname iptal edilebilir.
Okuma Yazma Bilmeyenlere Özgü Vasiyetnamenin İptali
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2018/543 Esas ve 2019/6048 Karar sayılı ilamı; Davaya konu vasiyetname, okuryazar olan miras bırakanın gözlerindeki ve ellerindeki rahatsızlıkları nedeniyle noter tarafından okuyamayan veya yazamayanlara özgü vasiyetname şeklinde düzenlenmiştir. Ne var ki, vasiyetnamede tanıkların “miras bırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını” tevsik eden beyanları yoktur. Bu beyanın yokluğu vasiyetnameyi geçersiz kılar.
Bazı durumlarda vasiyetname iptal edilebilir. Vasiyetname ancak düzenleyen kişinin ölümünden sonra açılabilir. Vasiyetname düzenleyen kişi hayatta olduğu sürece vasiyetnamenin iptali davası açılamaz. Vasiyetnamenin açılması hakkında detaylı bilgi için “vasiyetnamenin açılması” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz. Vasiyetnamenin açılmasının ardından, haklarının zedelenmiş olduğunu gören yasal ya da atanmış tüm mirasçılar bu dava türüne başvurabilmektedir.
Yazımıza geçmeden önce, söz konusu detayların ve bilgilerin yalnızca sizleri aydınlatmak amacıyla oluşturulmuş olduğunu; vasiyetnamenin iptali davasında ilk olarak alanında uzman bir miras avukatından destek almanız gerektiğini unutmayın. Bu önlemi almanız, dava süresi boyunca karşılaşma ihtimaliniz olan hak ve mal kayıplarını önlemek konusunda sizlere yardımcı olacaktır.
Vasiyetnamenin iptali davasında; öncelikle, dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılmalıdır. Vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı sureti getirilerek, dosya içine konulması gerekir. Türk Medeni Kanununun 557. maddesinde, vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; ehliyetsizlik, vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, son olarak tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması olarak dört tanedir.
Baskı Altında Yapılan Vasiyetnamenin İptali
Vatandaş Ahmet kanser hastası olup, hastalığının son zamanlarında oğlu Ali Cengiz kendi lehine vasiyetname düzenlemesi için baskı yapmıştır. Vasiyetname düzenlemeye yanaşmadığı takdirde kendisine bakmayacaklarını ve kapı dışarı edecekleri söyleyerek korkutmuşlardır. Oğlu Ali Cengiz babasına zorlama ile vasiyetname düzenletmiştir.
Babasının ölümü ile vasiyetnameden haberdar olan kızı Cansu manevi baskı altında yapılan vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İkrah (korkutma) kişinin irade serbestisini ihlal suretiyle onu gerçek isteğine uymayan bir beyanda bulunmak zorunluluğunda bırakan, hukukun caiz görmediği davranışlardır. İkrah maddi ve manevi olmak üzere iki türlüdür. Bir kimse o akdi yapmasını temin için maddi baskı yapılmışsa, örneğin eli tutularak zorla sözleşmenin altı imzalatılmışsa bu halde maddi ikrah hali varsayılır. Öte yandan, bir kimsede korku yaratarak ona istenilen işlemi yaptırmayı amaçlayan tehdide de manevi ikrah denilir.
Her iki ikrah türünde de ikrahın ciddi olması, ikrahın ağır bir tehlike teşkil etmesi, tehdidin yaratacağı tehlikenin derhal gerçekleşecek nitelikte olması, tehdidin bizzat sözleşmenin tarafına veya yakınlarına yapılması ve yapılan tehdidin haksız ve hukuka aykırı olması, tehdidin şahsa, namusa, cana, mala veya hürriyete yönelmiş bulunması ve nihayet tehdit ile yapılan işlem arasında illiyet bağı bulunması koşulu aranır.
Murisi vasiyetnamenin yapıldığı tarihte tasarruf ehliyetinin bulunduğu Adli Tıp Kurumu raporundan anlaşılmış ise de; ancak, davaya konu vasiyetnamenin düzenlendiği tarih ile murisin ölüm tarihi arasında yaklaşık 2 yıl gibi bir süre geçtiği göz önüne alındığında murisin bu süre için de tekrar kendi evine döndüğü manevi ikrah altında bulunmadığı sürede söz konusu vasiyetnameden dönme imkânı varken dönmemesi karşısında vasiyetnamenin ayakta bulunduğunun (favor testamenti ilkesi gereğince) kabulü gerekip davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Vasiyetnamenin iptali davası çok dikkat ve bilgi gerektiren bir davadır. Bu sebeple mutlaka bir avukattan yardım almanızı öneririz. Aksi takdirde, sonradan telafisi mümkün olmayan hak kayıpları yaşayabilirsiniz.
Yazımızın bu kısmı; Yargıtay 3 Hukuk Dairesi’nin 2013/14247 Esas, 2013/17568 Karar sayılı ilamına konu olmuş olaydan uyarlanmıştır.
Vasiyetnamenin iptali örnek Yargıtay kararı.
Korkutma ve Zorlama ile Düzenlenen Vasiyetnamenin İptali
Vatandaş Ahmet 11.12.2007 tarihinde Kadıköy Noterliğinde vasiyetname düzenlemiştir. Düzenlediği bu vasiyetname ile tüm malvarlığını oğlu Ali Cengiz’den olma torunu Hasan’a bırakmıştır. Vasiyetname düzenlenmesine katılan tanıklardan biri Ali Cengiz’in yanında çalışan sekreteri, diğeri de avukatıdır.
Ahmet’in ölümü sonrasında kızı Esra vasiyetnamenin iptali için dava açmıştır. Söz konusu vasiyetnamenin abisi Ali Cengiz’in korkutması ve zorlaması sonucunda düzenlendiğini ve vasiyetnameye katılması yasak olan kişilerin tanık olduklarını, bu sebeple de vasiyetnamenin geçersiz olduğunu iddia ederek; vasiyetnamenin iptaline, bunun mümkün olmaması halinde ise vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.
Dinlenen tanıklar; vatandaş Ahmet’e, torunu olan Hasan lehine vasiyetname düzenlemesi için oğlu Ali Cengiz tarafından baskı yapıldığını, miras bırakanın vasiyetname düzenlemeye yanaşmaması nedeniyle oğlu tarafından birlikte işlettikleri galeriden kovularak bir süre bu işyerine gelmesine izin verilmediği, bu olay nedeniyle miras bırakan ile oğlunun bir süre birbirleriyle konuşmayıp sonradan barıştıkları anlatmışlardır.
Miras bırakan vatandaş Ahmet ölmeden önce eşi ile birlikte yaşamaktadır. İstediği vasiyetnameyi yapmadığı için Ali Cengiz, babasının kendi konutuna girmesine izin vermeyerek bir süre iş yerinde yatmaya zorlamıştır. Eşi ve diğer çocuğu ile ailevi bir sorunu bulunmayan miras bırakanın bu olaylar nedeniyle torunu lehine vasiyetname düzenlemeye zorlandığı toplanan deliller ve birbirini teyit eden tanık anlatımlarından anlaşılmıştır.
Mahkemece; miras bırakan …’e, mal varlığını torununa bırakması için oğlu olan davalı… tarafından tehdit ya da ikrah uygulandığını gösterir herhangi bir delilin bulunmadığı, yalnızca bir kısım davacı tanıklarının miras bırakana bu konuda baskı yapıldığını, bir kısım davalı tanıklarının ise böyle bir baskıya şahit olmadıklarını ifade ettikleri, bu durumun varlığı kabul edilse bile tehdit veya ikrah durumu söz konusu olmadıkça, salt mücerret baskının vasiyetnamenin iptali için geçerli bir sebep olmadığı,
İkrah (korkutma) kişinin irade serbestîsini ihlal suretiyle onu gerçek isteğine uymayan bir beyanda bulunmak zorunluluğunda bırakan, hukukun caiz görmediği davranışlardır. İkrah, maddi ve manevi olmak üzere iki türlüdür. Bir kimseye o akdi yapmasını temin için maddi tazyik yapılmışsa, örneğin eli tutularak zorla sözleşmenin altı imzalatılmışsa bu halde maddi ikrah hali varsayılır. Öte yandan bir kimsede korku yaratarak ona istenilen işlemi yaptırmayı amaçlayan tehdide de manevi ikrah denilir.
Bir ölüme bağlı tasarrufun meydana gelmesine tesir edecek her türlü ikrah, bir iptal sebebi teşkil eder (Türk Medeni Kanunu madde 557/2). Ancak, her iki türünde de ikrahın ciddi olması, ikrahın ağır bir tehlike teşkil etmesi, tehdidin yaratacağı tehlikenin derhal gerçekleşecek nitelikte olması, tehdidin bizzat akdin tarafına veya yakınlarına yapılması ve yapılan tehdidin haksız ve hukuka aykırı olması, tehdidin şahsa, namusa, cana, mala veya hürriyete yönelmiş bulunması ve nihayet tehdit ile yapılan işlem arasında illiyet bağı bulunması koşulu aranır.
Şu durumda; vasiyetnamenin miras bırakana manevi ikrah altında yaptırıldığı sabit olduğundan vasiyetnamenin iptali isteminin kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Vasiyetnamenin iptali davası çok dikkat ve bilgi gerektiren bir davadır. Bu sebeple mutlaka bir avukattan yardım almanızı öneririz. Aksi takdirde, sonradan telafisi mümkün olmayan hak kayıpları yaşayabilirsiniz.
Yazımızın bu kısmı; Yargıtay 3 Hukuk Dairesi’nin 2012/8984 Esas ve 2012/19910 Karar sayılı ilamına konu olmuş olaydan uyarlanmıştır.
Vasiyetnamenin iptali örnek Yargıtay kararı
Kimler Vasiyetnamenin İptali Davası Açabilirler?
Vasiyetnamenin iptali davasının mirasçılar açabilirler. Vasiyet bırakana mirasçı olmayan kişilerin hukuki yararı olmadığından dava açmaları da mümkün olmaz.
Vasiyetnamenin İptali Davası Süre
Vasiyetnamenin iptali davasını kanunun ön gördüğü sürede açmanız gerekir. Bu süre sonunda açtığınız dava kabul edilmez. İptal davası açma hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği tarihten başlar. Dava açmak hakkı bir yılın geçmesiyle son bulur. İptal davası açma hakkı her halde vasiyetnamenin açılma tarihinden itibaren iyi niyetli kişilere karşı 10 yıl geçmekle düşer. Bu süre iyi niyetli olmayan kişilere karşı 20 yıl olarak uygulanır. Vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü vasiyetnamenin açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra işlemeye başlar.
Vasiyetnamenin İptali Davası Yargıtay Kararları
Yasaklı Olan Kişinin Vasiyetname Düzenlenirken Tanık Olması
Resmi vasiyetname düzenlenmesi yasada sıkı şekil şartlarına bağlanmıştır. Bu nedenle, resmi vasiyetname düzenlenmesine tanık olarak katılan kişilerin kimliği önem arz etmektedir. Yargıtay 3 Hukuk Dairesi 25 Şubat 2020 tarihli, 2019/6139 Esas ve 2020/1656 Karar sayılı ilamı ile vasiyetnamenin iptaline karar vermiştir. Yargılamaya konu olayda; miras bırakan 2009 yılında Ankara Altındağ’da bir noterde vasiyetname düzenlemiş ve ölümü üzerine vasiyeti açılmıştır.
Vasiyetname içeriğinden yasaklı olmayan davacı vasiyetnamenin iptali için dava açmıştır. Yapılan yargılama sonrasında; vasiyetname tanıklarından birinin miras bırakanın torunun eşi olduğu anlaşılmıştır. Bahsi geçen tanık vasiyetnameye katılması yasak kişilerdendir. Bu nedenle, vasiyetnamenin iptaline karar verilmiştir.
Resmi Vasiyetnamenin Üzerine El Yazısı İle Vasiyetname Yazılması
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 14.10.2019 tarihinde 2018/4326 Esas ve 2019/7845 Karar sayılı ilamı ile vasiyetnamenin iptali talebinin reddi yönündeki kararı onaylamıştır. Yargılamaya konu olayda miras bırakan önce noterde resmi bir vasiyetname düzenlemiştir. Noterin kendisine verdiği örnek üzerinde kendi el yazısı ile değişiklikler yapmıştır. Bu değişiklikleri gören mirasçılardan biri noterde düzenlenen vasiyetnamenin iptal edilmesi için dava açmıştır.
Eğer birden fazla vasiyetname varsa ve içerikleri birbiri ile çelişiyorsa bu durumda en geç tarihli olan vasiyetname geçerli kabul edilecektir. Bu sebeple de el yazılı vasiyetnamede tarih zorunlu bir unsurdur. Dava konusu olayda ise miras bırakan el yazısı ile yazdığı vasiyetnameye tarih atmamıştır. Bu nedenle de el yazılı vasiyetname geçerli olmayacaktır. Son halde resmi vasiyetnamenin iptali talebi mahkeme tarafından ret edilmiştir. Bu karar da Yargıtay tarafından onaylanmıştır.
Okuma Yazma Bilmeyenlere Özgü Vasiyetname
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2018/543 Esas ve 2019/6048 Karar sayılı ilamı; Davaya konu vasiyetname, okuryazar olan miras bırakanın gözlerindeki ve ellerindeki rahatsızlıkları nedeniyle noter tarafından okuyamayan veya yazamayanlara özgü vasiyetname şeklinde düzenlenmiştir. Ne var ki, vasiyetnamede tanıkların “miras bırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını” tevsik eden beyanları yoktur. Bu beyanın yokluğu vasiyetnameyi geçersiz kılar.
Akciğer Sirozu Tedavisi Gören Kişinin Düzenlediği Vasiyetname İptal Olur Mu?
Ayşe Hanım 70 yaşındayken noterden 12.02.2010 tarihli vasiyetname düzenlemiştir. Vasiyetname düzenledikten 8 ay sonra da ölmüştür. Vefat etmeden önce yaklaşık 15 yıldır karaciğer sirozu tedavisi görmüştür. Noterde vasiyetname düzenlemeden önce aile hekimliğinden rapor almıştır. Söz konusu raporda vasiyetname yapabilmesi için akli ve ruhi yönden sakınca olmadığı yazmaktadır.
Ayşe Hanım’ın ölümü üzerine kardeşi Asuman noterde düzenlenen vasiyetnamenin iptali için dava açmıştır. Ablasının 15 yıldır karaciğer sirozu tedavisi gördüğünü beyan etmiştir. Ablasının durumunun gün geçtikçe kötüye gittiğini, akıl ve ruh sağlığı bakımından sıkıntılı olduğu bir dönemde sağlık ocağından alınan bir rapora dayanılarak ablasının vasiyetname düzenlediğini, bu nedenle ablasının tasarruf ehliyetinin bulunmaması sebebiyle yapılan vasiyetnamenin iptalini istemiştir.
Mahkeme, miras bırakanın vasiyetnamenin düzenlendiği sırada akıl ve ruh sağlığının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Vasiyetname yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak gerekir. Ehliyetsiz kişilerin yaptığı vasiyetnameler kendiliğinden geçersiz olmaz. Miras bırakanın vasiyetname düzenlendiği tarihte akıl ve ruh sağlığının yerinde olmadığı ileri sürüldüğüne göre, bu durum tek başına tanık beyanları ve mevcut Aile Hekimi raporu ile kanıtlanmış kabul edilemez.
Hal böyle olunca murisin, tüm hastane kayıt ve belgeleri, varsa film ve grafikleri, raporları getirtilip vasiyetname tarihinde miras bırakanın tasarruf ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Vasiyetnamenin iptali davası çok dikkat ve bilgi gerektiren bir davadır. Bu sebeple mutlaka bir avukattan yardım almanızı öneririz. Aksi takdirde, sonradan telafisi mümkün olmayan hak kayıpları yaşayabilirsiniz.
Hukuk büromuzda vasiyetnamenin iptali davası açılması ve aleyhinize açılan vasiyetnamenin iptali davasında hukuki hizmet vermekteyiz. Yazımızın bu kısmı; Yargıtay 3 Hukuk Dairesi’nin 2012/2145 Esas, 2012/7030 Karar sayılı ilamına konu olmuş olaydan uyarlanmıştır.
Aile Hekimliğinden Alınan Sağlık Raporu İle Vasiyetname Düzenlenmesi
Vatandaş Cemil, 30.07.2001 tarihinde Ordu Noterliğinde vasiyetname düzenlemiş ve tüm mallarını oğlu Ali Cengiz’e bırakmıştır. Cemil bey vefat ettiği 15.03.2014 tarihine kadar kızı Ebru’nun yanında kalmıştır. Düzenlenen vasiyetname metninde miras bırakanın ve tanıkların imzası yoktur. Vasiyetname düzenlemeden önce noter tarafından aile hekimliğine yönlendirilmiş ve tek hekim imzalı sağlık raporu almıştır.
Ebru, süresi içerisinde vasiyetnamenin iptali davası açmıştır. Babasının iradesinin fesada uğratıldığını ve abisi Ali Cengiz’in hile ile vasiyetname düzenlettiğini beyan etmiştir. Vasiyetnamenin geçerli olmadığını; zira vasiyetnamede miras bırakanın ve tanıkların imzasının bulunmadığını iddia etmiştir. Ayrıca miras bırakanın akli melekelerinin de yerinde olmadığını iddia etmiştir. Vasiyetnamenin iptaline, olmadığında tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Miras bırakan vasiyetname düzenlemeden önce sağlık raporu aldığı için mahkeme, miras bırakanın akıl sağlığını yerinde kabul ederek karar vermiştir. Davacı taraf ise; miras bırakanın vasiyetname düzenlerken fiil ehliyetinin bulunmadığını iddia etmiştir. Alınan doktor raporunun kesin delil olmadığı, heyet raporu alınması gerektiğini de iddia etmiştir.
Murisin vasiyetnamesinin düzenlenmesi sırasında hukuki ehliyetinin tespiti uzmanlık gerektirir.
Davacının bu husustaki tüm delilleri sorulup, toplandıktan sonra, dosyanın tümü ile Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi gerekir. Gelen rapor sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Yeterli olmayan sağlık raporuna dayanılarak, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Miras bırakanın, vasiyetname düzenlenmesi sırasında hukuki ehliyetinin tespiti uzmanlık gerektirir. Davacının bu husustaki tüm delilleri sorulup, toplandıktan sonra, Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmalıdır. Adli Tıp Kurumundan gelecek cevaba göre karar verilmelidir. Dosyayı Adli Tıp Kurumuna mahkeme gönderecektir. Sizin ise; Adli Tıp Kurumundan rapor alınması için mahkemeye talepte bulunmanız gerekmektedir.
Adli Tıp Kurumuna gönderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Yeterli olmayan sağlık raporuna dayanılarak eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Bozmayı gerektirmiştir.
Vasiyetnamenin iptali davası çok dikkat ve bilgi gerektiren bir davadır. Bu sebeple mutlaka bir avukattan yardım almanızı öneririz. Aksi takdirde, sonradan telafisi mümkün olmayan hak kayıpları yaşayabilirsiniz. Hukuk büromuzda vasiyetnamenin iptali davası açılması ve aleyhinize açılan vasiyetnamenin iptali davasında hukuki hizmet vermekteyiz. Bize 0533 769 56 98 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz. Yazımızın bu kısmı; Yargıtay 3 Hukuk Dairesi’nin 2014/3884 Esas, 2014/10257 Karar sayılı ilamına konu olmuş olaydan uyarlanmıştır.
Vasiyetnamenin İptali Yargıtay Kararları
Bu yazımızda vasiyetnamenin iptali hakkında Yargıtay tarafından verilen Yargıtay kararlarını inceleyeceğiz. Daha çok yeni tarihli kararlar seçtik. Unutulmamalıdır ki Yargıtay zaman zaman görüş değiştirebilmektedir. Bu sebeple burada yer alan kararları kanun maddesi olarak düşünmemelisiniz. Vasiyetname düzenlerken de, vasiyetnamenin iptali dava açarken de mutlaka bir miras avukatından yardım almalısınız.
Noterde Düzenlenen Vasiyetnamenin İptali
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/14414 Esas, 2013/15807 Karar sayılı ilamı
Cemil 30.06. 2004 tarihinde Üsküdar Noterliğinde vasiyetname düzenlemiştir. Bu vasiyetname ile Beylerbeyi’nde bulunan 5 tane apartman dairesini en çok sevdiği torunu olan Yusuf’a vasiyet etmiştir. Yusuf bekar olup dedesi ile birlikte yaşamaktadır. Cemil vasiyetname düzenlediği tarihte 87 yaşındadır. Yusuf’un babası ve Cemil’in kızı Ayşe ise hayattadır.
Cemil’in 2018 tarihinde ölmesi üzerine vasiyetnamesi açılıp okunmuştur. Vasiyetnameden haberdar olan Ayşe ise vasiyetnamenin iptal edilmesini ve 5 adet apartman dairesinin terekeye iade edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Ayşe, babasının okuma yazma bilmediğini ve düzenlenen vasiyetnamenin kendisine okunmadığını iddia etmiştir. Bu sebeple de vasiyetnamenin iptal edilmesini istemiştir.
Noterde vasiyetname düzenlediği gün, Cemil sağlık ocağından doktor raporu alınmıştır. Ayrıca yargılama sırasında mahkeme dosyayı adli tıp kurumuna göndermiş ve bilirkişi olan doktorlardan sağlık heyet raporu aldırmıştır. Raporda Cemil’in işlem tarihinde fiil ehliyetine sahip olduğu saptanmıştır.
Mahkemece; vasiyetname tarihinde murisin hukuki ehliyeti olduğu ve vasiyetnamenin şekil şartlarına uygun olduğundan bahisle vasiyetnamenin iptali talebinin reddine karar verilmiş, hükmü davacılar temyiz etmiştir.
Dosya arasında bulunan veraset ilamına göre davacıların yasal mirasçı olduğu, davalı torunun ise yasal mirasçı olmadığı, vasiyet alacaklısı olduğu tespit edilmiştir.
Vasiyetnamenin iptali davasının kabul edilebilmesi için Türk Medeni Kanunu’nun 557. maddesinde sayılı iptal sebeplerinden birinin mevcut olması yeterlidir. Dava konusu vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunu’nun 557. maddesindeki iptal sebeplerinden hiç birini taşımadığı anlaşıldığından, mahkemece; vasiyetnamenin iptali talebinin reddine ilişkin kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Kanser Hastası Olan Kişilerin Düzenledikleri Vasiyetnamenin İptali
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2012/18038 Esas ve 2013/1487 Karar sayılı ilamı
Abdullah Beşiktaş Noterliğinde 14.06.2007 tarihinde vasiyetname düzenlemiştir. Vasiyetname düzenlediği tarihte Abdullah Zeynep ile evlidir. Abdullah düzenlediği bu vasiyetname ile Beşiktaş Ortaköy’de bulunan evini eşi Zeynep’e bırakmıştır. Vasiyetnamenin düzenlenmesinden 6 ay sonra Abdullah ve Zeynep boşanmışlardır. Boşanmanın ardından 1 yıl sonra da Abdullah ölmüştür.
Abdullah’ın ilk evliliğinden olma kızı Saliha, vasiyetnamenin iptali için dava açmıştır. Vasiyetname düzenlediği tarihte babasının kanser hastası olduğunu, çok ağır bir tedavi süreci geçirdiği dönemde iradesinin sakatlandığını iddia etmiştir. Vasiyetnamenin hata ve hile etkisi altında düzenlediği için iptal edilmesini talep etmiştir. Ayrıca kendisine Beşiktaş Ortaköy’de ev bıraktığı eşinden boşandığını ve boşanma sebebi ile vasiyetnamenin geçersiz olduğunu ileri sürmüştür.
Abdullah’ın eşi Zeynep ise; ileri sürülen iptal sebeplerinin yerinde olmadığı gibi eşinin düzenlediği vasiyetnameden dönmediğini, bu sebeple de vasiyetnamenin geçerli olduğunu belirtip davanın ret edilmesini talep etmiştir.
Mahkeme davanın reddine karar vermiştir.
Bu örnek olaya benzer bir durum ile karşılaşanların, miras hukuku alanında tecrübeli bir miras avukatından yardım almalarını öneriyoruz. Aksi durumda geri döndürülemez hak kayıplarının yaşanması olasıdır.
Böyle bir durumda öncelikle, vasiyetnamenin kanuna ve usule uygun olarak açılıp açılmadığı incelenmelidir. Eğer vasiyetname sulh hukuk mahkemesi tarafından açılıp okundu ise; vasiyetnamenin iptali davasının süresi içinde açılıp açılmadığının incelenmesi gerekir.
Vasiyetnamenin iptaline konu davada mahkeme tarafından yapılacak ilk iş; vasiyetnamenin Türk Medeni Kanununun 532. maddesindeki şartları taşıyıp taşımadığını incelemek olacaktır.
Türk Medeni Kanunu’nun 181. maddesine göre; “Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.”
Mirasçılık ve mirasın geçişi miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte bulunan hükümlere göre belirlenir (4722 sayılı Yasa m.17). Davalılardan…..murisin 2008 yılında boşandığı eşi olup, veraset belgesine göre murisin çocukları dışında yasal mirasçısı bulunmamaktadır.
Somut olayda, iptale konu vasiyetname boşanmadan önce yapılmış olup, ölüme bağlı tasarruf olma niteliği ise tartışmasızdır. Bu nedenle; mahkemece, anılan yasal düzenleme kapsamında olup olmadığı hususu incelenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Fiil Ehliyetinin Bulunmaması sebebiyle Vasiyetnamenin İptali
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2012/12725 Esas ve 2012/18760 Karar sayılı ilamı
Davacı kurum vekili, dul ve çocuksuz olarak vefat eden ve bu nedenle mirası hazineye kalacak olan miras bırakanın 28.11.2007 tarihinde Beşiktaş Noterliğinde düzenlediği vasiyetnamenin şekil şartları yönünden geçersiz olması nedeniyle iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı, miras bırakanın üvey annesi olması ve ölünceye kadar kendisine bakması karşılığı gönül rızası ile mallarını bağışladığını, akli melekelerinde bir sıkıntı bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, şekil şartları bakımından bir eksikliğin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Vasiyetnamenin iptali için Türk Medeni Kanunu’nun 557 maddesinde belirtilen hususlar da dava açılabilir.
Bunlardan birincisi: Vasiyetname miras bırakanın tasarruf ehliyetinin bulunmadığı bir sırada yapılmış ise iptali istenebilir. Vasiyetnamenin geçerli kabul edilmesi onu yapan kişinin hukuki ehliyete sahip olması ile mümkündür. Geçerlilik şartı olan hukuki ehliyet taraflar ileri sürmeseler dahi mahkemece kendiliğinden incelenir. Somut olayda, vasiyetçi için alınan raporda “mağdur-sakat maaşı için talep edildiği, sebilite-minimal kompisit bozukluk olduğu” açıklanmıştır.
O halde Mahkemece miras bırakanın sakat ve mağdur maaşı almak üzere kuruma müracaatı varsa ilgili kurumdan evrakları ve bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kurumundan ve tedavi gördüğü hastanelerden, hasta müşahede kâğıtları ve tedavi evrakları sorularak dosyaya getirtilmek suretiyle dosyanın aslı eklenerek Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesine gönderilerek miras bırakanın vasiyetnamenin yapıldığı tarih olan 28.11.2007 tarihinde fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti ile sonucu itibariyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İfa İmkânsızlığı Sebebiyle Vasiyetnamenin İptali
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/611 Esas ve 2013/2555 Karar sayılı ilamı
Davacılar dava dilekçesinde, davacılar ile davalının annesi miras bırakan Hatice’nin 05.05.1993 tarihinde düzenlediği vasiyetname ile 1825 parseldeki 20/120 payını davacı kızlarına, 4 parseldeki ev ve dükkânın ½ sinin davalı oğlu Ali Cengiz’e, diğer ½ sinin davacı kızlarına vasiyet ettiğini, vasiyetnameye konu 1825 parseldeki taşınmazın murisin sağlığında ortaklığın giderilmesi davası sonucunda satıldığını, bu şekilde vasiyetnameden dönüldüğünü belirterek 05.05.1993 tarihli vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, 1825 parselin murisin kendi iradesi ile satılmadığını, diğer paydaşların sattığını beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile vasiyetnameye konu taşınmazın satılması nedeniyle murisin sonradan yaptığı tasarruf ile vasiyetnameden döndüğünden bahisle 05.05.1993 tarihli vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu 05.05.1993 tarihli vasiyetname ile miras bırakan, 1825 parseldeki 20/120 payı davacı kızları …’a, 4 parseldeki taşınmazın ½ sini davacı kızlarına, ½ sini ise davalı oğluna vasiyet etmiş, Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.10.2009 tarihli kararı ile “Vasiyetnamenin okunması” na karar verildiği anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nun 557.maddesinde “ölüme bağlı tasarrufların iptali” sebepleri sıralanmıştır. Maddede vasiyetname konusu taşınmazın satışı hususunun vasiyetnamenin iptalini gerektirdiği belirtilmemiştir. Vasiyetnameye konu taşınmazlardan bir tanesinin murisin sağlığında satılmış olması o taşınmaz yönünden ifa imkânının bulunmadığını gösterir. Türk Medeni Kanunu’nun 557.maddesinde sınırlı bir şekilde sayılan iptal sebeplerinden, ifa imkânsızlığı, vasiyetnamenin iptali sebebi değildir. Kaldı ki, miras bırakanın iradesi dışında diğer paydaşların katılması ile 1825 parselin satışı gerçekleşmiş olduğundan bu husus vasiyetnameden rücu niteliğinde değildir. Ancak, Türk Medeni Kanunu’nun 600.maddesi kapsamında “vasiyetnamenin yerine getirilmesi” davasında göz önünde tutulur.
Bu durumda yukarıda belirtilen nedenlerle, mahkemece; 1825 parsel yönünden vasiyetnamenin ifa imkânının bulunmama sebebinin vasiyetnamenin iptal nedeni oluşturmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
İmza Bulunmaması Sebebiyle Vasiyetnamenin İptali
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/5856 Esas ve 2018/10138 Karar sayılı ilamı
Davalı; davacının, sağlığında miras bırakana hiçbir gün bakmadığı ve ilgilenmediğini, müvekkilinin miras bırakana uzun yıllar baktığını, murisin heyet raporu aldığını ve notere gelerek kendi hür iradesiyle hiçbir baskı altında kalmadan şahitlerin huzurunda vasiyetname düzenlendiğini, vasiyetnamenin noter ya da vekili tarafından imzalanmasının hiçbir sakıncasının olmadığını, vasiyetnamede parmak izinin, tanıkların imzası, adreslerinin noterde saklanan nüshada olacağını, vasiyetname incelendiğinde Türk Medeni Kanunu’nun vasiyetname ile ilgili geçerlilik şartlarının oluştuğunun ortaya çıkacağını, vasiyetnamedeki tanıklardan birinin öldüğünü, diğer tanığı gerekirse dinletebileceklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; dosyadaki bilgi ve belgeler, toplanan deliller, tanık anlatımları, … 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/716 E. sayılı dosyası, Adli Tıp Kurumu Başkanlığının raporu, murisin ölüm belgesi, Sosyal Güvenlik Kurumundan gelen belgeler, Eğitim ve Araştırma Hastanesinden ve Devlet Hastanesinden muris ile ilgili gelen tıbbi belgeler, vasiyetname ile tüm dosya kapsamından, murisin vasiyetnameyi düzenlediği sırada fiil ehliyetine sahip olduğu, vasiyetnamenin şekil şartlarından yoksun olduğuna dair iddianın yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş,
Somut olayda, davaya konu vasiyetnamede; miras bırakan imzasının olması gereken yerde ”sol el başparmak izi” bulunmakta olup, miras bırakanın okuryazar olup olmadığı, okuryazar ise neden imza yerine parmak izi kullandığı anlaşılamamaktadır.
Şayet miras bırakan okuryazar değil ise vasiyetname yukarıda belirtildiği üzere, TMK. nun 535. maddesinde gösterilen şekle uygun yapılmamış, vasiyetnamenin noter tarafından miras bırakana okunmak üzere verildiği onun da okuduğu belirtilmiş, şayet miras bırakan okuryazar ise de; neden imza yerine parmak izi kullandığına dair bir şerh düşülmemiştir.
Bu hali ile davaya konu vasiyetnamenin yasanın aradığı şekil şartlarına bağlı olarak yapıldığından bahsedilemeyecektir.
O halde mahkemece; yasada gösterilen şekle uygun olarak düzenlenmemiş olan vasiyetnamenin bu gerekçe ile iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Aldatma ve Yanıltma Sebebiyle Vasiyetnamenin İptali
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2012/6417 Esas ve 2012/16308 Karar sayılı ilamı
Davacı vekili dilekçesinde; davacıların murisi tarafından 20.05.2005 tarihli vasiyetname ile 2536 parselde kayıtlı evin, davalıların murise bakıp gözetmeleri şartına bağlı olarak davalılara bırakıldığını, ancak; vasiyetnamenin, murisin tasarruf ehliyetinin olmadığı dönemde yapıldığı, tasarrufun bağlı bulunduğu şartın yerine getirilmediği, aldatma ve yanılma sonucu yapıldığı, murisin iradesinin fesada uğradığı, ayrıca yasada öngörülen şekle uyulmadan (davalıların öz kardeşleri tanık olmakla) yapıldığını belirterek vasiyetnamenin iptalini istemiştir.
Davalı vekili cevabında; iddiaların yersiz olduğunu, davalıların ölünceye dek vasiyet edene bakıp gözettiğini, tanık …’nin davalılarla hiçbir akrabalığı bulunmayıp, tanık …’nin ise; davalı …’in kız kardeşi olduğunu belirtmiş, karşı davada ise vasiyetname iptal edilirse 1991 – 2008 tarihleri arasında yapılan bakım masrafları olan 30.000 TL’nin tahsilini istemiştir.
Mahkemece; vasiyet edenin Adli Tıp Raporu ile tasarruf ehliyeti bulunduğunun anlaşılması, işlemin muvazaalı olmaması, davalıların vasiyet edene uzun süre bakıp gözettikleri gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmektedir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, davada vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunu’nun 536.maddesine aykırı olacak şekilde yapıldığı ve vasiyetnamedeki tanıkların davalıların öz kardeşleri oldukları ileri sürülmüştür.
Türk Medeni Kanunu’nun 536/2.maddesi “Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamayacağı” yönünde düzenleme içermektedir. Bu nedenle mahkemece, anılan madde hükmü çerçevesinde, davacıların iddiaları yönünden inceleme yapılmaksızın hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi.
1997 veya daha öncesi yapılan vasiyetname ve yapan kişi 2007 yılında vefat etti servetini iki vakfa bırakmış bunun iptal edilmesi için zaman aşımı söz konusu mudur?
Vasiyetnamenin iptali davasını vasiyetnamenin açılma tarihinden itibaren 1 yıl içinde açmalısınız. Kanunda bazı haller için 10 yıl ve 20 yıllık hak düşürücü süreler bulunmakta. Hak kaybı yaşamamak için bir avukata başvurmanızı öneririm.