Ortaklığın giderilmesi davası, birden fazla kişinin malik olduğu bir mal üzerindeki ortaklığın sonlandırılması amacıyla açılan bir davadır. Ortak mülkiyet; miras yoluyla, alım-satım gibi hukuki işlemler neticesinde ya da arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gibi yöntemlerle tesis edilebilir. Ortak maliklerden her birinin, malın tamamı üzerinde eşit ya da hisseleri oranında mülkiyet hakkı bulunmaktadır.
- Ortak mülkiyetin giderilmesi, yani paylaşma veya taksim, usulüne uygun bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
- Ortak malikler, kendi aralarında anlaşarak gönüllü bir paylaşım yapabilir. Bu durumda dava açma gerekliliği ortadan kalkar.
- Davanın içeriği genellikle taşınmazın satış yoluyla elden çıkarılması ve elde edilen paranın paylaştırılması şeklindedir.
- Bazı durumlarda mahkeme taşınmazın fiziki olarak bölünüp bölünemeyeceğine karar verebilir.
- Taşınmazın bölünemeyecek nitelikte olduğunun tespiti halinde, genellikle açık artırma yoluyla satılır ve elde edilen para hissedarlar arasında paylaştırılır.
Özellikle gayrimenkul gibi bölünemeyen veya bölünmesinin mümkün olmadığı durumlarda, ortaklığın giderilmesi davası büyük önem taşır. Bu tür durumlarda, mahkeme adil bir çözüm yolu sağlamak amacıyla devreye girer. Ortaklığın giderilmesine karar verildiğinde, ilgili mal veya mülk üzerindeki ortaklık fiilen sona erer ve her bir hissedar, hakkına düşen payı alır.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Nedir?
Ortak mülkiyet, birden fazla kişinin aynı mal üzerinde mülkiyet hakkına sahip olduğu bir durumu ifade eder. Türk Medeni Kanununda ortak mülkiyet, birden fazla kişinin eşit veya oransal paylarla bir malın mülkiyetini paylaşmaları olarak düzenlenmiştir. Ortak mülkiyetin hukuki temelleri; özellikle miras, bağışlama, ortaklıklar ve mal rejimleriyle ilişkili sözleşmeler gibi çeşitli hukuki işlemlerle ortaya çıkar.
Paydaşlar arasında malın yönetimi, kullanımı ya da gelirinden faydalanma gibi konularda anlaşmazlık yaşanması durumunda, bu durumun çözümlenmesi için kanunda öngörülen yasal yollardan biri ortaklığın giderilmesi davasıdır.
Ortaklığın giderilmesi davasının hukuki temelleri şu şekilde sıralanabilir:
- Türk Medeni Kanunu madde 634: Ortak mülkiyetin tanımı ve paylı mülkiyetin esasları burada yer alır.
- Türk Medeni Kanunu madde 683: Bu madde, paydaşlardan her birinin, herhangi bir zaman ortaklığın giderilmesini isteme hakkını tanır.
- Türk Medeni Kanunu madde 684: Ortaklığın giderilmesi talebi ve bunun gerçekleşme yolları üzerinde durur.
- Türk Medeni Kanunu madde 688: Paydaşların bir malı bölüşememeleri halinde, malın nasıl paylaştırılacağını düzenler.
Ortaklığın giderilmesi davası, mahkeme kararıyla bir malın bölünerek pay sahiplerine dağıtılması veya satışa çıkarılarak elde edilen paranın pay sahipleri arasında paylaştırılması yoluyla gerçekleşebilir. Bu süreçte, mahkeme, bir bilirkişi atayarak malın değerinin belirlenmesini ve devamında da adil bir dağıtım yapılmasını sağlamakla yükümlüdür.
Ortaklığın giderilmesi davası, genellikle mülkiyet hakkına sahip birden fazla kişinin, ortak mülkiyet konusunda anlaşmazlığa düştüğü durumlarda gündeme gelir. Ortaklığın giderilmesi davası açılmasının en yaygın sebepleri şu şekilde sıralanabilir. Öncelikle, ortaklığa konu olan taşınmazın farklı paydaşlar arasında bölünememesi veya anlaşmazlıklar sebebiyle paylaşılamaması söz konusu olabilir. Ayrıca, taşınmaz üzerindeki payların eşit olmaması ve paydaşların kendi aralarında bir anlaşmaya varamaması da ortaklığın giderilmesi talebinde bulunulmasına neden olur.
Ortaklığın kullanımında zorlukların yaşanması, taraflardan birinin diğerleriyle işbirliği yapmaması ya da taşınmazın idaresinde anlaşmazlıklar ortaklığın giderilmesine yol açabilir. Taşınmazın bölünmez nitelikte olması, yani paydaşlara bölünerek verilmesinin mümkün olmadığı durumlarda da ortaklığın giderilmesi için dava açılabilir. Bu gibi durumlarda, paydaşlar davanın açılmasını talep edebilir ve mahkeme, davanın konusuna göre gerekli işlemleri başlatır. Mahkeme, gerekli gördüğünde uzman kişilerin görüşlerini alarak veya mahallinde keşif yaparak ortaklığın giderilmesine ilişkin kararını verir. Ortak mülkiyetin sona erdirilmesine ve taraflar arasında adil bir paylaşımın gerçekleştirilmesine yönelik kararların uygulanması, davanın amacını oluşturmaktadır.
Ortaklığın Giderilmesi Davası Sürecinin Başlangıcı
Ortaklığın giderilmesi davası süreci, genellikle ortak mülkiyet hakkında yaşanan anlaşmazlıklar sonucunda başlar. Ortaklık durumu; miras yoluyla, satın alma, evlilik veya diğer herhangi bir hukuki işlem neticesinde meydana gelmiş olabilir. Ortaklardan bir veya birkaçının, ortak mülk ile ilgili ortak bir karar alınmasında anlaşmazlığa düşmeleri ve bu konuda uzlaşma sağlayamamaları durumunda, dava süreci devreye girebilir. Sürecin başlangıcı adımlarına dair aşağıda bilgiler verilmiştir:
- Öncelikle, ortaklığın giderilmesi isteğinde bulunan taraf ya da taraflar, konusunda uzman bir avukata başvurmalıdır.
- Avukat, dava dosyasının hazırlanması için gerekli belgeleri toplayacak ve bu süreçte müvekkiline danışmanlık yapacaktır.
- Haklarını koruyan yasal yollara başvurmak isteyen taraf, mahkemeye dava dilekçesi sunarak resmi başvuruyu yapar.
- Dilekçe, tarafların kimlik bilgileri, ortaklığın konusu olan mülkün detayları ve davanın gerekçelerini içermelidir.
- Mahkeme, dava dilekçesini kabul ettikten sonra, davanın diğer tarafına tebligat gönderilir ve onun savunma yapması için süre tanır.
- Her iki taraf da gerekli evraklarla birlikte mahkemede iddialarını ve savunmalarını sunar.
- Ortaklığın giderilmesi talebinde bulunan taraf, davanın haklı sebeplerini ve ortaklığın giderilmesinin zorunluluğunu kanıtlamak zorundadır.
- Mahkeme, tüm delil ve belgeleri inceledikten sonra ortaya çıkan durum değerlendirilerek, karar verir.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Ortaklığın giderilmesi davası, Türk Medeni Kanunu gereğince paydaşlardan birinin, ortak mülkiyetin sonlandırılması amacıyla açtığı bir davadır. Bu tür davaların görüleceği mahkeme tespiti, mülkiyetin niteliğine ve davanın konusuna göre değişiklik gösterir. Ancak genel olarak dava yetkisi ve görevliliği, aşağıdaki kriterler dikkate alınarak belirlenir: Ortaklığın giderilmesi davaları Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülür. Eğer dava konusu taşınır bir mal ise, malın bulunduğu yer mahkemeleri yetkili kılınır. Taşınmaz mallar söz konusu olduğunda ise dava, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılmalıdır. Davanın açıldığı yer mahkemesi, davanın konusunu ve mahkemenin yetki alanını doğru bir şekilde saptamak için esas alınır. Tarafların anlaşmaları ile de yetkili mahkeme değiştirilemez. Ortaklığın giderilmesi davalarında doğru mahkemede işlem yapılması, davanın hızlı ve doğru karara bağlanması için hayati önem taşır.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Deliller ve İspat Yükü
Ortaklığın giderilmesi davalarında, dava konusu olan mülkiyetin ortak mal varlığı içindeki payları üzerinde anlaşmazlığın meydana gelmesi halinde, tarafların iddia ve savunmalarını kanıtlaması gerekmektedir. Davada delil ve ispat yükü, genel hukuk kurallarına göre, davayı açan taraf olan davacıya aittir. Deliller, tapu kayıtları, alım satım sözleşmeleri, varsa önceki dönemlere ait vergi kayıtları gibi resmi belgeler olduğu kadar, tanık beyanları ve bilirkişi incelemeleri ile de desteklenebilir.
Tarafların payları konusunda anlaşmazlık bulunuyorsa, öncelikle tapu dairesinin kayıtları karar vermekte önemli bir başlangıç noktası teşkil eder. Ayrıca, ortaklığın paylaştırılmasıyla ilgili önceki anlaşmalar veya sözleşmeler, varsa, davacının iddiasını destekleyen deliller arasındadır. İspat yükümlülüğü, tarafların elindeki belge ve bilgilere göre değişiklik gösterebilir. Davacı, iddiasını destekleyecek delilleri sunmakla yükümlüdür. Davalı ise, sunulan delillere karşı kendi lehine olabilecek karşı delilleri, iletişim kayıtları, ödeme dekontları, yazışmalar gibi kanıtlarla ortaya koymalıdır. Yargıç, hukuki delillerin yanı sıra somut olayın özelliklerini de gözeterek karar verecektir. Yargılama sürecinde, bilirkişi raporları da deliller arasında ayrı bir önem taşıyabilir. Nitekim, ortaklığın giderilmesi sürecine ilişkin değerlendirme ve hesaplamalar konusunda bir bilirkişinin teknik görüşü, mahkeme kararı üzerinde etkili olabilmektedir.
Ortaklık Paylarının Belirlenmesi ve Paylı Mülkiyetin Tespiti
Ortaklık paylarının belirlenmesi, ortaklığın giderilmesi davasının temel adımlarından biridir. Bu süreçte, tarafların mülkiyetteki payları net bir şekilde tespit edilmelidir. Paylı mülkiyetin tespiti, taşınmazın veya diğer bir mülkiyetin ortak sahipliği durumunda her bir ortağın mal üzerindeki haklarının oransal büyüklüğünü belirtir. Taşınmaz malın paydaşları arasında payların tespiti taşınmaz malın tapu kayıtları incelenerek başlar. Kayıtlarda belirtilen oranlar dikkate alınır. Eğer tapu kayıtlarında paylar açıkça belirtilmemişse veya uyuşmazlık varsa, mahkeme tarafından bilirkişi atanarak durum değerlendirilir.
Payların belirlenmesinde, her bir paydaşın mülk edinimindeki katkıları, ödemeler ve varsa karşılıklı anlaşmalar göz önünde bulundurulur. Ayrıca, miras yoluyla intikal etmiş paylar, vasiyetnameler veya evlilik sözleşmeleri gibi hukuki işlemler de payların tespitinde etkili olabilir. Bir kez ortaklık payları tespit edildikten sonra, ortaklığın giderilmesi işlemine geçilir ki bu işlem genellikle satış yoluyla veya hisselerin diğer ortaklara devri şeklinde olur. Paylı mülkiyetin sona erdirilmesi, mülkiyetin tek bir kişiye ya da yeni bir ortaklık yapısına geçmesini sağlar. Ortaklığın giderilmesi davasında, payların doğru belirlenmesi, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların adil ve hakkaniyetli bir şekilde çözümlenmesi hayati öneme sahiptir. Bu sürecin usulüne uygun işlemesi, davanın başarısı için kritiktir ve adil bir çözümün temelini oluşturur.
Taşınmaz Satış Yöntemleri ve Paylaşım Usulleri
Ortaklığın Giderilmesi Davaları, birden fazla kişinin sahip olduğu taşınmaz malın paylaşımı ile ilgili hukuki süreçlerdir. Bu süreçte, taşınmazın satışı ve gelirin paylaşımı esas alınmaktadır. Taşınmaz satış yöntemleri ve paylaşım usulleri, bir takım kurallar çerçevesinde yürütülür. Mahkemenin verdiği karar sonucunda, taşınmaz açık artırma yöntemi ile satışa çıkarılır. En yüksek teklifi veren kişi taşınmazın yeni sahibi olur. Tarafların anlaşması halinde satış ortaklardan birine de yapılabilir.
Davada Çekişmeli Konular ve Uzman Görüşleri
Ortaklar arasında mülkiyetin nasıl bölüşüleceği önemli bir tartışma konusudur. Bir bilirkişi değerlendirmesi ile mülkün piyasa değeri üzerinden paylaşım yapılması önerilebilir. Taşınmazın imar durumu, konumu ve kullanım şekli gibi nitelikler, paylaşımı etkileyen faktörler arasındadır. Uzmanlar bu konuda detaylı raporlar sunarak, adil bir bölüşüm yapılması için mahkemeyi bilgilendirirler. Ortaklardan biri ya da birkaçının mülkü aktif olarak kullanması, payların belirlenmesinde dikkate alınır. Uzmanlar, kullanım hakkının mülkün değerine etkisini analiz ederler. Mülke yapılan yatırımlar ve iyileştirmeler, ortakların paylarının tespitinde esas alınır. Uzman görüşleri, bu iyileştirmelerin değerini objektif olarak belirlemekte yardımcı olur. Ortaklık malı üzerinde bulunan ipotekler veya diğer borçlar, mülkün paylaşımında önemli bir faktör teşkil eder. Taşınmazın kamulaştırılma ihtimali, davanın değerlendirilmesine dahil edilmelidir.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Dava Masrafları ve Vekalet Ücretleri
Ortaklığın giderilmesi davası, özellikle gayrimenkul gibi malların birden fazla şahsa ait olması durumunda, mülkiyetin paylaşımı konusunda çıkan anlaşmazlıkları çözmek için açılan bir davadır. Bu dava ile ortaklığın giderilmesi amaçlanmakta ve malın paylaştırılması ya da satışının yapılması yoluyla taraflar arası mülkiyet ilişkisinin sona erdirilmesi hedeflenmektedir. Bu süreç içerisinde dava masrafları ve vekalet ücretleri söz konusu olmaktadır. İlgili masraflar ve ücretler şu şekilde sıralanabilir. Dava sürecinde yapılan harcamalar genel olarak dava masraflarını kapsar. Bu masraflar arasında mahkeme harcı, bilirkişi ücreti, tanık giderleri ve tebligat ücretleri gibi giderler bulunmaktadır. Bu giderler genellikle davayı açan tarafça ödenmektedir, ancak mahkeme kararıyla masraflar taraflar arasında paylaştırılır.
Mahkeme Kararları, İtiraz Yolları ve Kararın İcra Edilmesi
Ortaklığın giderilmesi davalarında mahkeme, taşınmazın durumuna ve ortakların taleplerine göre bir karar verir. Mahkeme kararının hangi yönde olduğu, davacı ve davalının haklarını doğrudan etkilemektedir. Kararda, taşınmazın kıymet takdiri ve satış şekli detaylı bir biçimde belirtilir. Paylaşmanın adaletli bir şekilde yapılması için gerekli usul ve esaslar mahkemece belirlenir. Mahkeme kararının kesinleşmesinin ardından, kararın icra edilmesi için ilgili satış müdürlüğüne başvurulması gerekir. Satış müdürlüğü, mahkeme kararını uygulamaya koyar ve taşınmazın paylaşımını veya satışını gerçekleştirir. Satış işleminden elde edilen para, taşınmazdaki hisse oranlarına göre ortaklar arasında dağıtılır. Mahkeme kararlarının ve süreçlerinin titiz bir şekilde takibi, davacı ve davalının haklarının korunması açısından büyük önem taşır. Her bir aşama hukuki bilgi gerektirdiğinden, sürecin uzman bir avukat eşliğinde yürütülmesi tavsiye edilir.
Davanın Uzlaşmayla Sonuçlandırılması ve Arabuluculuk
Ortaklığın giderilmesi davası, taşınmaz malın mülkiyetinin birden fazla kişi arasında paylaştırılması durumunda, herhangi bir paydaşın payını diğer paydaşlara devredememesi ya da malın bölünemeyecek nitelikte olması gibi sebeplerle ortaya çıkan ve mahkemede çözülmesi gereken bir hukuki işlemdir. Bu dava sürecinde tarafların anlaşamaması mahkeme kararıyla sonuçlanacak bir duruma yol açabilir. Ancak bu süreç, tarafların uzlaşmasıyla da sonuçlanabilir ki bu durum genellikle hem zaman hem de maliyet açısından daha avantajlı olacaktır.
Ortaklığın giderilmesi davası açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunludur. Arabuluculuk süreci, mahkeme dışı bir çözüm yoludur ve bazı avantajlara sahiptir. Tarafların gönüllülük esası üzerine hareket etmelidir ve süreç gizlidir. Arabulucu, tarafsız ve bağımsız bir konumda olup, tarafları dinler, sorunun özünü anlar ve adil bir çözüm önerisinde bulunur. Süreç esnektir ve tarafların ihtiyacına göre kişiselleştirilebilir. Genellikle maliyet ve zaman tasarrufu sağlar, çünkü mahkeme süreci uzun ve masraflı olabilir. Arabuluculuk neticesinde anlaşmaya varılamazsa dava mahkeme sürecine devam eder ancak uzlaşma sağlandığı takdirde ortaklık giderilir ve taraflar arasındaki hukuki ilişki son bulur.