Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi
Kişilerin özellikle yaşlılık ve hastalık dönemlerinde kendilerine bakılması amacıyla yaptıkları sözleşmelerdir. Kanser hastası olan bir kişinin, tedavisi sürecinde kendisi ile ilgilenmesi karşılığında mal varlığının bir kısmını devretmek istemesi durumunda yapacağı sözleşme ölünceye kadar bakma sözleşmesidir.
Bu yazımızda aşağıda yer alan sorulara cevaplar verdik.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi nasıl yapılır? Ölünceye kadar bakma sözleşmesi yazılı olmak zorunda mı? Ölünceye kadar bakma sözleşmesini sadece noterde mi düzenlenebilir yoksa tapuda yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesi de geçerli midir? Ölünceye kadar bakma sözleşmesi düzenlemek için avukat gerekir mi?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi hazırlamak için gereken evraklar nelerdir? Ölünceye kadar bakma sözleşmesi düzenlerken sağlık raporu alınması gerekiyor mu? Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin Türleri Nelerdir? Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin şartları nelerdir? Ölünceye kadar bakma sözleşmesi örneği.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesini kimler arasında yapılabilir? Ölünceye kadar bakma sözleşmesi eşler arasında yapılabilir mi? Boşanma durumunda ölünceye kadar bakma sözleşmesi geçerli kalır mı? 65 yaşın üzerindeki kişi doktor raporu almadan ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapabilir mi? Bakıma ihtiyacı olmayan kişi ile yapılan sözleşme iptal olur mu? Bakım borçlusunun ölmesi sözleşmeyi nasıl etkiler? Ölünceye kadar bakma sözleşmesi sebebiyle ortaya çıkan sorunlar nelerdir?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptal edilmemesi için yapılması gerekenler nelerdir? Ölünceye kadar bakma sözleşmesi geçerlilik şartları nelerdir? Ölünceye bakma sözleşmesinin iptali için size dava açıldıysa ne yapmalısınız? Ölünceye kadar bakma sözleşmesi bozulur mu? Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali davasında cevap dilekçesi nasıl hazırlanmalı? Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali ile ilgili yargıtay kararları.
Kimler ölünceye kadar bakma sözleşmesini iptal ettirebilir? Mirasçılar ölünceye kadar bakma sözleşmesini iptal ettirebilir mi? Ölünceye kadar bakma sözleşmesini nasıl iptal ettirebilirsiniz? Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali için dava dilekçesi örneği.
Babam bana haber vermeden komşu ile ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapabilir mi? Baskı ve tehditle yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali mümkün mü?
Hileli olarak düzenlenen ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile mirastan mal kaçırmak mümkün mü? Mirastan mal kaçırma amacıyla yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali mümkün mü?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin feshi mümkün mü? Fesih için süre ne kadardır? Ölünceye kadar bakma sözleşmesi fesih Yargıtay kararları.
Tapunun devri ölünceye kadar bakma sözleşmesinden önce mi yoksa sonra mı yapılmalıdır. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile çıplak mülkiyeti verip intifa hakkını saklı tutmak mümkün mü? Tapu devrinin ölümden sonra yapılması mümkün müdür?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi Türk Borçlar Kanununun 611 ile 619 maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Türk Borçlar Kanunu madde 611Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir mal varlığını veya bazı mal varlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.Bakım borçlusu, bakım alacaklısı tarafından mirasçı atanmışsa, ölünceye kadar bakma sözleşmesine miras sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanır.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi nasıl yapılır?
Ölünceye kadar bakım sözleşmesinin yapılabilmesi için her şeyden önce tarafların sözleşme yapma ve sözleşmenin bütün koşulları hakkında anlaşmaları gerekmektedir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin nasıl yapılacağı Türk Borçlar Kanununun 612 maddesinde belirlenmiştir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesini noterde veya tapu müdürlüğünde yapabilirsiniz.
Türk Borçlar Kanunu madde 612
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, mirasçı atanmasını içermese bile, miras sözleşmesi şeklinde yapılmadıkça geçerli olmaz. Sözleşme devletçe tanınmış bir bakım kurumu tarafından yetkili makamların belirlediği koşullara uyularak yapılmışsa, geçerliliği için yazılı şekil yeterlidir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi yazılı olmak zorunda mı?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin yazılı olması zorunludur. Sözlü olarak ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapılması mümkün değildir. Anneniz veya babanız, kendisine bakmanız karşılığında evini size bırakacağını söylemiş olsun, yazılı bir sözleşme yapılmadıkça, ne yazık ki ölünceye kadar bakma sözleşmesi geçerli olmayacaktır. Yanınızda 10 tane şahit de olsa değişen bir şet olmayacaktır. Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin geçerli olmasını istiyorsa, yazılı sözleşme yapmanız zorunludur.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi düzenlemek için avukat gerekir mi?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin hazırlanması oldukça önemli süreçtir ve dikkatle takip edilmesi gereken detaylar içermektedir. Aksi durumda hata ile yapılacak yanlışlıklar geri dönülemez hak kayıplarına sebep olur. Bu nedenle sürecin başından sonuna kadar bir avukattan yardım almanızı öneririm. Hukuk büromuz ile iletişime geçmek için bizi 0530 821 53 16 numaralı telefondan arayabilirsiniz.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesini sadece noterde mi düzenlenebilir?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin yazılı olması gerektiğini yukarıda açıklamıştık. Peki, kağıt kalemi alıp aramızda yaptığımız ölünceye kadar bakma sözleşmesi geçerli olacak mıdır? Ölünceye kadar bakma sözleşmesi resmi şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmaz. Bu sebeple; kızı ile ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmak isteyen bir baba ile kızın kendi aralarında yazdıkları sözleşme geçerli olmayacaktır. Yine aynı şekilde sözlü olarak da kurulması mümkün değildir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin resmi memur önünde düzenlenmemesi durumunda sözleşme geçersiz sayılır. Uzun süre babasına veya annesine bakan çocuğun bu bakım sebebi ile mirastan bir ev ya da arsa alabilmesi için ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmış olması gerekir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi düzenlemek isteyenler, işlemlerini noterde veya tapu müdürlüğünde yapabilirler.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi hazırlamak için gereken evraklar nelerdir?
Sözleşme için başvurunun birlikte yapılması şarttır. Başvuru sırasında taraflardan fotoğraf istenmektedir. Ayrıca kimlik belgelerinizin yanınızda bulunması gerekmektedir. Gerekmesi durumunda sağlık raporunu da hazır etmelisiniz.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi düzenlerken sağlık raporu alınması gerekiyor mu?
Akıl sağlığı yerinde olan, iyiyi ve kötüyü ayırabilen, yaptığı işlemin zararına mı yararına mı olduğunu ayırt edebilen kişilerin yaptıkları sözleşmeler geçerli olur. İptali istenemez. Akıl sağlığı yerinde olan 95 yaşındaki bir kişinin yaptığı sözleşme geçerli iken, akıl sağlığı yerinde olmayan 20 yaşındaki kişinin yaptığı sözleşme geçersiz olacaktır. Bu konuda önemli olan kişinin yaşı değildir. Önemli olan kişinin akıl sağlığıdır. Bu konuda açılan davalarda adli tıp kurumundan rapor alınmaktadır.
Sözleşmenin özelliği gereği; bakım alacaklısı büyük bir olasılıkla ileri yaşta birisi olur. Belirli bir yaşın üzerinde bulunanlardan sağlık raporu alınması zorunlu olmamasına rağmen uygulamada genellikle 65 yaş üzerindeki kişilerden akıl sağlığı ile ilgili sağlık raporu istenilmektedir. İşlemi yapan noter veya tapu memuru sizden sağlık raporu almanızı istiyorsa bunu söyleyecektir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin geçerlilik şartları nelerdir?
Bu sözleşmenin bir tarafı diğerini yedirme, içirme, barındırma, hastalandığında tedavi ettirme borcu altına girmektedir. Bu hizmetlerin karşılığı olarak genellikle mal varlığının bir kısmı veya tamamı devredilir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin bir tarafında bakım borçlusu bulunmaktayken sözleşmenin diğer tarafında ise bakım alacaklısı yer almaktadır. Söz konusu taraflardan bakıcı olan taraf, bakıma ihtiyaç duyan tarafa ömrünün sonuna kadar bakmaya ve ihtiyaçlarını gidermeyi borçlanmıştır. Bakıma ihtiyaç duyan taraf ise, bu sözleşme sebebiyle bir bakım hizmeti alacak; bu hizmet karşılığında ise bakım borçlusuna mal varlığının bir bölümünü, anlaşmada yer verildiği üzere teslim edecektir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin ilk şartı tarafların bu konuda anlaşmalarıdır. Ayrıca, ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmak üzere notere veya tapu müdürlüğüne gittiğinizde yanınızda 2 tanık bulunması gerekmektedir. Tanıklar sözleşmenin yapılması sırasında orada bulunmalı ve sözleşmeyi imzalamalıdırlar. Bir şekilde sözleşmenin yapılması sırasında tanıkların unutulduğunu, sözleşmede 2 tanığın imzasının bulunmadığını düşünelim, böyle bir sözleşme geçersiz olacaktır.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi örneği
Bana ölünceye kadar bakması, sağlık, bakım, beslenme, barınma, giyim ve benzeri bütün giderlerimi ve her türlü ihtiyaçlarımı temin etmesi şartı ile İstanbul İli Kadıköy İlçesi Erenköy Mahallesinde bulunan evimin mülkiyetini, ölümümden sonra, bana bakacak olan kızım Ayşe’ye ait olmasını kabul ediyorum.
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin Türleri Nelerdir?
Borçlar hukukuna bağlı ölünceye kadar bakma sözleşmesi ve miras hukukuna bağlı ölünceye kadar bakma sözleşmesi olmak üzere iki tür ölünceye kadar bakma sözleşmesi bulunmaktadır. Bu iki tür sözleşme arasında hüküm, sonuçlar ve sona erme nedenleri itibariyle farklılıklar bulunmaktadır.
Borçlar hukukuna bağlı ölünceye kadar bakma sözleşmesi yaptığınızda, size bakma sözü veren kişiye mal varlığınızın bir kısmını devretmeyi kabul etmiş olursunuz. Miras hukukuna bağlı ölünceye kadar bakma sözleşmesinde ise ölüm gerçekleşmeden mal varlığının devredilmesi istenemez.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptal edilmemesi için yapılması gerekenler nelerdir?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin de iptal edilmesi mümkündür. Tüm mal varlığını tek oğluna satış gösterip diğer çocuklarına hiç bir şey bırakmayanlar olduğu gibi bu işlemi ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile yapmaya çalışanlarda bulunmakta.
Görüştüğüm bazı kişiler ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptal edilemeyeceğine inanmışlar. Bu düşünce doğru değildir. Mirastan mal kaçırma amacı ile yapıldıysa ölünceye kadar bakma sözleşmesinin de iptali mümkündür. Böyle bir tehlike karşısında ölünceye kadar bakma sözleşmesi düzenlerken dikkatli olmalısınız. Karşı tarafın gözü ile bakıp olası iptal sebeplerinin neler olduğunu incelemeli ve yapılabilecekleri belirlemelisiniz.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile miras hakkı yenilen kişilerin dava açmaları gerekir. Sözleşme kendiliğinden iptal edilmez. Bu davada mirastan mal kaçırma amacının ispat edilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde saklı pay sahibi mirasçılarda, saklı paylarını alabilmek için ölünceye kadar bakma sözleşmesinin tenkisini talep edebilirler.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesini kimler arasında yapılabilir ?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin hukuki kaynağı olan Türk Borçlar Kanunu ve Türk Medeni Kanununda bu konuda herhangi bir sınırlama yer almamaktadır. Yani kişi dilediğiyle ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapabilir. Uygulamada daha çok kişilerin alt soyu ile yani kişi ile çocukları arasında ölünceye kadar bakma sözleşmesi düzenledikleri görülmektedir. Bu sözleşme uygulamada çoğunlukla alt soy ile yani kişi ile çocukları arasında yapılmaktadır. Birçok kişi de eşi ile ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmaktadır. Ancak ölünceye kadar bakma sözleşmesinin çocuklarla veya eş ile yahut torunlarla yapılması zorunlu değildir. Kişinin çocukları olmasına rağmen komşusu ile veya bir arkadaşı ile bu sözleşmeyi yapabilir.
Sözleşmenin taraflarının kim olduğu ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali davasında önem kazanmaktadır. Zira yapılan sözleşme ile bakıp gözetmek mi yoksa gizli bağış yapmak mı amaçlandığı tespit edilirken sözleşmenin kiminle yapıldığı önem kazanmakta. Bu konudaki tereddütlerinizi önlemek için bir avukattan yardım alınması önerilmektedir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi eşler arasında yapılabilir mi?
Eşler arasında ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapılmasını yasaklayan herhangi kanun hükmü bulunmamaktadır. Özellikle ikinci eş ile yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin iptali için dava açılmaktadır. Evlenen eşlerin birbirlerine bakıp gözetmesi ahlaki olarak da beklenmektedir. Evlilikle birlikte ölünceye kadar bakma sözleşmesinin imzalanması akıllara farklı soru işaretlerini getirebilmektedir.
Birbirleri ile ölünceye kadar bakma sözleşmesi imzalayan eşlerin boşanma durumunda sözleşmenin sona erme ihtimaline karşı, bu olasılığı da kapsayan detaylı bir sözleşme hazırlanması tarafların menfaatine olacaktır.
Mirastan mal kaçırma amacıyla yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali mümkün mü?
Bazı kişiler ise mirastan mal kaçırmak amacıyla ölünceye kadar bakma sözleşmesi düzenlemektedirler. İnanıldığının aksine ölünceye kadar bakma sözleşmesi de iptal edilebilir. Bir kişi, kendisine bakılmasının karşılığı olarak değil de, bağışlama amacıyla mal varlığı devrediyorsa, ölünceye kadar bakma sözleşmesi iptal edilir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi bozulur mu?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile saklı payı ihlal edilen saklı paylı mirasçılar, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali yanında saklı payının kendisine verilmesini de isteyebilir.
Ölünceye bakma sözleşmesinin iptali için size dava açıldıysa ne yapmalısınız?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali için davalar asliye hukuk mahkemesinde açılır. Dava açıldıktan sonra mahkeme hakimi dosyayı inceleyerek dava dilekçesini cevap vermeniz için size gönderecektir. Mahkeme tarafından gönderilen dava dilekçesini aldıktan sonra 2 hafta içinde dilekçe ile cevap vermeniz gerekmekte.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali davasında cevap dilekçesi nasıl hazırlanmalı?
Cevap dilekçesinde sizi haklı yapan gerekçelere yer vermeniz ve delillerinizi sunmanız gerekmekte. Dava sürecinde avukatınızın bulunması zorunlu değildir; ancak iyi bir miras avukatınızın olması hak kaybı yaşamanızı önleyecektir.
Bakıma ihtiyacı olmayan kişi ile yapılan sözleşme iptal olur mu?
Öncelikle her dava kendi şartları ile değerlendirilir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapıldığı sırada kişinin bakıma muhtaç olması veya ağır hasta olması şart değildir. Her hangi bir sağlık sorunu olmayan ve kendine yetebilen kişiler de bu sözleşmeyi yapabilirler.
Babam bana haber vermeden komşu ile ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapabilir mi?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapılabilmesi için yasal mirasçılardan veya alt soydan izin alınması veya onların haberdar edilmesi zorunlu değildir. Ancak kandırma veya tehdit ile sözleşme yaptırılma halleri saklıdır. Böyle bir durumda sözleşmenin iptali istenebilir.
Baskı ve tehditle yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; taraflarının hür iradeleri ile sözleşmeyi imzalamaları gerekir. Hata, hile, korkutma veya tehdit ile iradesi sakatlanan kişi dava açarak sözleşmenin iptalini isteyebilir. Bu tür bir davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmektedir. Ayrıca varlığı iddia edilen hata, hile, korkutma veya tehdittin de ispat edilmesi gerekir.
Bakım borçlusunun ölmesi sözleşmeyi nasıl etkiler?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iki tarafı bulunmaktadır. Bu sözleşme kendisine ölümüne kadar bakılacak kişi ile ona bakacak arasında yapılmaktadır. Kendisine bakılacak kişinin ölmesi ile bakım borcu son bulur ve sözleşmede belirlenen taşınmaz bakım borçlusunun olur.
Sözleşme yapılırken bakılacak kişinin daha önce öleceği düşünülmüştür. Peki, bakım borcunu üstlenen kişi daha önce ölürse sözleşmenin akıbeti ne olacak? Türk Borçlar Kanununun 618 maddesi bu durumu düzenlemiştir. Bakım borçlusu ölürse bakım alacaklısı, bir yıl içinde sözleşmenin feshini isteyebilir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi sebebiyle ortaya çıkan sorunlar
Zaman zaman İstanbul’da yaşayan bir kişi Kastamonu’da yaşayan annesi ile ölünceye kadar bakma sözleşmesi imzalayabilmektedir. Benzer şekilde Londra’da yaşamasına rağmen İstanbul’da ikamet eden babası ile bu sözleşmeyi imzalayanlar da bulunmaktadır.
Aslında anne bakıma muhtaç da değildir, kızı da ona bakmamaktadır. Aralarında çok uzak mesafeler bulunmaktadır. Böyle bir sözleşmenin varlığı halinde ne yapılmalıdır. Ya da böyle bir durumda bulunup da ölünceye kadar bakma sözleşmesi imzalamak isteyen kişiler ne yapmalıdır? Bu konuda en doğru bilgiyi komşunuzdan veya arkadaşınızdan değil avukatınızdan alabilirsiniz. Bir avukata danışmanız menfaatinize olacaktır.
Bir diğer konu ise birden fazla defa ölünceye kadar bakma sözleşmesinin imzalanmasıdır. Önce kızı ile ölünceye kadar bakma sözleşmesi imzalayan ve kızına bir yazlık veren baba, kızının kendisine iyi bakmaması sebebi ile yeni bir sözleşme yapıp bu defa da kızına büyük bir zeytinlik verebilir. Aynı kişi ile birden fazla ölünceye kadar bakma sözleşmesi imzalayanlar olduğu gibi, farklı kişilerle olmak üzere birden çok defa bu sözleşmeyi imzalayanlar da bulunmakta. Bunun yanında aynı sözleşme ile 2 bazen 3 kişi ile ölünceye kadar bakma sözleşmesi de yapılmakta. Bu gibi hallerde sözleşmenin iptali mümkün müdür veya böyle bir sözleşme imzalamadan önce nelere dikkat edilmelidir?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi iptal olur mu?
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi imzalanmasına rağmen, bakıma ihtiyaç duyan kişiye bakılmazsa, dava açarak sözleşmenin iptal edilmesi mümkündür. Örnek bir olayda; 7 tane arsasını gelinine ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile devreden kaynana, gelininin kendisine bakmaması üzerine dava açmıştır. Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptal edilmesini ve gelinine devrettiği tapuların kendisine iade edilmesini istemiştir. Mahkeme, bakım yükümlülüğünün yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiş ve Yargıtay da bu kararı onanmıştır. (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/2719 Esas ve 2021/3592 Karar sayılı ilamı)
Bir başka örnek olayda ise taraflar birlikte yaşama karşılığı ölünceye kadar bakma sözleşmesi imzalamışlar. Sözleşme gereği olarak intifa hakkı saklı kalmak kaydı ile taşınmazın çıplak mülkiyeti bakım borçlusuna devredilmiş. Kısa bir süre sonra, evden zorla çıkarılan bakım alacaklısı sözleşmenin iptali ve taşınmaz mülkiyetinin iadesi için dava açmıştır.
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi İptal Edilebilir mi?
Kural olarak ölünceye kadar bakma sözleşmesi iptal edilebilir. Bir babanın kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla sahip olduğu tüm malvarlığını, 7 tane evini de, erkek çocuğuna devretmesi durumunda ölünceye bakar bakma sözleşmesi iptal edilebilir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali ile ilgili Yargıtay kararları
Mirastan mal kaçırmak amacıyla yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/2352 Esas, 2021/4915 Karar sayılı ilamı)
Davacı, miras bırakan kız kardeşi Hatice’nin sahip olduğu binadaki 9, 10, 11, 16, 17 ve 18 nolu daireleri mirastan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak eşi Ayşe’ye ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, Hatice’nin ölümü ile tüm mirasın davalı eşi Ayşe’ye kaldığını ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiş, davacının ölümü üzerine de mirasçıları tarafından davaya devam edilmiştir.
Davalı ise davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, taşınmazların bir bölümünün temlikinin bakım karşılığı olduğu, kalan bölümün ise karşılığının olmadığı gerekçesiyle 10 ve 16 nolu daireler yönünden davanın reddine, 9, 11, 17 ve 18 nolu daireler yönünden ise davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “…Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, dava konusu 10 ve 16 numaralı bağımsız bölümler yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Davacı tarafın bu bağımsız bölümler yönünden temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine, Davalı ve bir kısım dâhili davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; miras bırakanın çekişme konusu bağımsız bölümleri 1990 yılında eşi …’ye ölünceye kadar bakma akti ile temlik ettiği, miras bırakana öldüğü tarihe kadar eşi Ayşe tarafından bakıldığı, esasen bu olgunun mahkemenin de kabulünde olduğu, taşınmazların saptanan değerlerinin bakım süresi de gözetildiğinde fahiş olarak değerlendirilemeyeceği, ölünceye kadar bakma akdinin ivazlı akitlerden olduğu ve bakım borcu yerine getirildiği, öte yandan iradenin bölünmezliği ilkesi uyarınca aynı akitle temlik edilen taşınmazların bir kısmının açıklanan iradeye uygun olarak bakım karşılığı, bir kısmının ise muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olarak temlik edildiğinin kabul edilemeyeceği, saptanan somut olgular yukarıda açıklanan ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde; çekişme konusu taşınmazların muvazaalı ve mal kaçırma amacıyla temlik edildiği iddiasının kanıtlanamadığı, bu durumda 9, 11, 17 ve 18 numaralı bağımsız bölümler yönünden yanılgılı değerlendirme ile kabul kararı verilmiş olması doğru değildir…” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda 10 ve 16 nolu bağımsız bölümler yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 9, 11, 17 ve 18 nolu bağımsız bölümler yönünden davanın reddine karar verilmiş, karar kesinleştikten sonra davacılar vekili bir kısım davalılar lehine hükmedilen vekâlet ücretine yönelik tavzih talebinde bulunmuş, mahkemece 24.11.2020 tarihinde verilen ek karar ile tavzih talebi reddedilmiştir. Yargıtay kararın onanmasına karar vermiştir.
Davalı, devrin ölünceye kadar bakma akdine istinaden yapıldığını ve bakım borcunu yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne dair verilen karar Dairece, “Somut olayda; miras bırakan ile davalının 07.07.2006 tarihinde evlendikleri, zabıta araştırması ve tanık beyanlarına göre yatalak olan miras bırakanın ölüm tarihine kadar davalı ile yaşamaya devam ettiği, murise davalının baktığı, sağlığında akde aykırılık nedeniyle, başka bir ifadeyle bakılmadığı iddiasıyla dava açmadığı, davacılar tarafından, miras bırakanın kendilerinden mal kaçırmasını gerektirir somut bir neden de ortaya konulamadığı, davacıların mevcut deliller ile temlikin muvazaalı olduğu iddiasını kanıtlayamadığı, başka bir ifadeyle işlemin gerçek iradeyi yansıttığı sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalılar, dava konusu 104 ada 65 parsel sayılı taşınmaz hissesinin önalım hakkından kaynaklanan tapu iptal tescil davası sonucu hükmen davalı adına kaydedildiğini, davalının ölünceye kadar miras bırakanla ilgilendiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
İlk derece mahkemesi, ‘murisin ölmeden bir kaç ay önce sahip olduğu taşınmazların değer itibariyle çok büyük bir kısmını gelinine ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile devretmesinde asıl amacın diğer çocuklarından mal kaçırmak amaçlı olduğu, dava konusu 104 ada 65 parsel sayılı taşınmazın ise davalı tarafından 1/6 hissesinin 24.09.2013 tarihinde dava dışı Ahmet’ten satın alınması, 1/3 hissesinin ise açılan ön alım davası neticesinde Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/350 E. 2014/837 K. Sayılı ilamı ile edinildiğinden, bu taşınmaz yönünden davanın reddi gerektiği’ gerekçesi ile davalı adına kayıtlı olan ve 1894 parsel, 106 ada 411 parsel, 102 ada 19 parsel sayılı taşınmazların 2/3 hissesinin tapu kaydının iptali ile 1/3’er hisse ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Yargıtay bu kararı onamıştır.
Davalı; babasının kanser hastalığı nedeniyle vefat ettiğini, annesinin de kalp hastası olduğunu ve her ikisine birlikte baktığını, bizzat Çorum’daki evlerine giderek bu şekilde iki yıl baktığını, bazen de Ankara’da dava konusu edilen evde baktığını, böylece murise yedi yıl boyunca bakıp ilgilendiğini, bunun üzerine babasının da kendiliğinden taşınmazı adına tescil ettirdiğini beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.
Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi; davalının kanser hastası olan babasına hastalığının ilerlediği dönemde sık sık Çorum’a gidip gelerek hastaneye yatırılmasında yardımcı olduğu, ancak yardımının olağanüstü boyutlarda olmayıp Türk kültürü gereğince baba ile kızın birbirine yardımcı olma ölçüsünde bulunduğu, miras bırakanın 11.06.2011 tarihinde vefat ettiğini, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin ise 12.05.2010 tarihinde düzenlendiği, muris ölmeden önce Çorum’daki bir taşınmazın da tarafların annesi adına muvazaalı olarak tescil edildiği, davacının babası ile ilgilenmemesini fırsat bilen davalı ve onunla birlikte hareket eden annesinin bu şekilde mal sahibi oldukları, murisin hastalığının ilerlediği evrede Çorum’a giderek hastaneye gidip gelen ve hastanede yattığı dönemde bakım işlerini yapan davalının bir evlattan beklenecek derecede yardımcı olduğu, bunun karşılığında da esasen bağışlama niteliğindeki taşınmazı ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle sahiplendiği, dolayısıyla davacının muvazaalı işlemin iptalini talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı
Somut olaya gelince miras bırakanın temlik tarihinde 73 yaşında olduğu, miras bırakanla davalı tarafın ilgilendiği, ölünceye kadar bakma akitlerinin ivazlı akitlerden olup davalının bakım borcunu yerine getirdiği, miras bırakanın mal kaçırma amacı olsa idi tüm malvarlığını devredebilecekken bunu yapmadığı dolayısıyla temlikin gerçek bakım karşılığı olduğu mal kaçırmanın amaçlanmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir…” gerekçesiyle hüküm oy çokluğu ile bozulmuştur.
Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi önceki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Somut olaya gelindiğinde, miras bırakan 1938 doğumlu olup, 14.06.2011 tarihinde vefat etmiştir. Geride sağ eşi ile kendisinden önce vefat eden oğlunun çocukları ve davacı oğlu ile davalı kızı mirasçı olarak kalmıştır. Miras bırakan mesken niteliğindeki dava konusu taşınmazını 12.05.2010 tarihinde ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle davalı kızına devretmiş, davacı oğlu tarafından gerçek amacın bağış olduğu, mirastan mal kaçırma amacıyla, muvazaalı olarak temlikin yapıldığı ileri sürülerek eldeki dava açılmıştır.
Ancak dosyadaki deliller incelendiğinde, Çorum’da ikamet eden miras bırakanın ölmeden önceki son yedi yılını kanser hastası olarak geçirdiği, Ankara’ya gelip gitmek suretiyle tedavi gördüğü, bu sırada Ankara’da oturan davalı kızının kendisi ile ilgilendiği, zaman zaman Çorum’a da gidip gelerek hem hastanede hem de evde kalarak babasına baktığı, bu sırada kalp ameliyatı olan annesine de bakıp ilgilendiği anlaşılmakta olup, miras bırakan tarafından kızının sağladığı bu bakım ve ileride de kendisine bakıp gözetmesi amacıyla dava konusu taşınmazın devredildiği açıktır. Nitekim ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapıldıktan sonra davalı Çorum’a babasının yanına taşınmış, yaşlı ve hasta olan murise ölümüne kadar bakarak sözleşmeyle üstlendiği edimini ifa etmiştir.
Maddi durumu iyi olan murisin dava konusu taşınmaz dışında Ankara ve Çorum’da konut niteliğinde dört ayrı bağımsız bölüm ile 300 dönüm kadar arazi sahibi olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta olup, mal kaçırma amacı taşıması hâlinde murisin başka taşınmazlarını da devredebilecekken bunu yapmadığı da açıktır.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, ölünceye kadar bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bir bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da bu sözleşmede tarafların hak ve borçları bakım alacaklısının ömrüyle sınırlı olduğundan bakım alacaklısının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş olması da sözleşmenin geçerliliğine etkili değildir.
Tüm bu olgular karşısında, murisin taşınmazını sadece bir görünüş yaratmak için değil de samimi olarak bakım temini için ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle devrettiği, diğer mirasçılarından mal kaçırma amacını taşımadığı, bakım borçlusu olan davalının da babasına bakarak karşı edimini ifa ettiği anlaşılmakta olup, gerçek bakım karşılığı yapılan sözleşmenin muris muvazaası nedeniyle geçersiz olduğundan söz edilemez.
O hâlde; Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Cok guzel bir yazı olmuş elinize emeğinize sağlık hocam.