İlamsız İcra

İlamsız İcra

Günümüzde ticari ilişkilerin ve borç ilişkilerinin karmaşıklığı, alacaklıların alacaklarını tahsil etme süreçlerini zorlaştırabilmektedir. Alacaklıların, alacaklarını hızlı ve etkin bir şekilde tahsil edebilmeleri için hukukumuzda çeşitli icra takibi yolları bulunmaktadır. Bu yollardan biri de ilamsız icra takibidir.

İlamsız icra takibi, alacaklının elinde mahkeme kararı (ilam) olmadan, doğrudan icra dairesine başvurarak başlattığı bir icra takibi türüdür. Bu takip türü, alacaklının alacağını ispat etme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz; ancak alacaklıya, borçlunun itiraz etmemesi halinde alacağını hızlı bir şekilde tahsil etme imkanı sunar. İlamsız icra takibi, özellikle fatura, sözleşme, senet gibi yazılı delillere dayanan alacaklar için sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir.

İlamsız İcra Takibi Nasıl Başlatılır?

İlamsız icra takibi başlatmak için, alacaklının veya vekilinin, yetkili icra dairesine bir takip talebi sunması gerekmektedir. Takip talebinde bulunması gereken zorunlu unsurlar İcra ve İflas Kanunu (İİK) m. 58’de düzenlenmiştir. Buna göre takip talebinde bulunması gerekenler şunlardır:

  • Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı; varsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi numarası; yerleşim yeri ve telefon numarası,
  • Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı ve yerleşim yeri, alacaklı tarafından biliniyorsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi numarası,
  • Alacağın veya talep olunan şeyin Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya talep olunan şey yabancı para ise hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi,
  • Senet, senet yoksa borcun sebebi,
  • Alacaklı veya vekilinin imzası.

Bu bilgilerin eksiksiz ve doğru bir şekilde takip talebinde yer alması, takibin usulüne uygun bir şekilde başlatılabilmesi için önemlidir. Takip talebine, alacağın dayanağı olan belgelerin (fatura, sözleşme, senet vb.) birer örneği de eklenmelidir.

Ödeme Emri ve İtiraz Süreci

İcra dairesi, takip talebini aldıktan sonra, borçluya bir ödeme emri gönderir. Ödeme emrinde, borcun miktarı, ödeme süresi (genellikle 7 gün), itiraz süresi (genellikle 7 gün) ve borcun ödenmemesi halinde uygulanacak hukuki sonuçlar belirtilir.

Borçlu, ödeme emrine itiraz etmek isterse, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine yazılı olarak itirazda bulunmalıdır. İtirazda, borcun tamamına veya bir kısmına itiraz edilebileceği gibi, alacaklının yetkisine de itiraz edilebilir.

İtirazın Sonuçları

Borçlunun itirazı üzerine, ilamsız icra takibi kendiliğinden durur. Takibin devam edebilmesi için, alacaklının itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası açması gerekmektedir.

  • İtirazın Kaldırılması: Alacaklının elinde, borcun varlığını ispatlayan kesin bir delil (örneğin, imzalı bir senet) varsa, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep edebilir. İcra mahkemesi, borçlunun itirazını haksız bulursa, itirazı kaldırır ve takibin devamına karar verir.
  • İtirazın İptali Davası: Alacaklının elinde kesin bir delil yoksa, genel mahkemelerde itirazın iptali davası açarak, alacağını ispat etmeye çalışır. Mahkeme, alacaklının haklı olduğuna karar verirse, itirazı iptal eder ve takibin devamına karar verir.

Takibin kesinleşmesi (borçlunun itiraz etmemesi veya itirazın kaldırılması/iptali) üzerine, alacaklı haciz talebinde bulunabilir. Haciz, borçlunun malvarlığına el konularak, alacağın tahsil edilmesini sağlamaya yönelik bir işlemdir. Haczedilen mallar, icra dairesi tarafından satılarak, elde edilen gelirle alacaklının alacağı ödenir.

İlamsız İcrada Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Takip talebinde bulunurken, alacaklının ve borçlunun bilgilerinin eksiksiz ve doğru bir şekilde belirtilmesi önemlidir.
  • Borçlu, ödeme emrine süresi içinde itiraz etmelidir. Aksi takdirde, takip kesinleşir ve borçlunun malvarlığına haciz konulabilir.
  • Alacaklı, borçlunun itirazı üzerine, itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası açarak, takibin devamını sağlamalıdır.
  • İcra takibi sürecinde, bir avukattan hukuki yardım almak, hak kayıplarını önlemek açısından önemlidir. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde, icra süreçlerinin karmaşıklığı ve yoğunluğu göz önüne alındığında, uzman bir avukatın desteği büyük önem taşır.