Arsa payı nedir ; arsa payı, gayrimenkul sektöründe oldukça önemli bir terimdir. Temel olarak, bir parselin yani arsanın, üzerinde bulunan bağımsız birimler arasında orantılı olarak paylaştırıldığı payını ifade eder. Arsa payı, ana gayrimenkul üzerindeki her bir bağımsız birimin ne kadarlık bir orana sahip olduğunu belirlemek için kullanılır.
Arsa payının hukuki tanımı ve düzenlemesi 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda açıkça belirtilmiştir. Kanun, arsa payını “arsanın bu kanunda yazılı esasa göre bağımsız bölümlere tahsis edilen ortak mülkiyet payı” şeklinde tanımlamaktadır. Bu düzenlemeyle, bir gayrimenkul projesinde ortak kullanım alanları ve arsanın bağımsız bölümlere tahsis edilme şekli yasal bir zemine oturtulmuştur.
Arsa Payı; toplu yapı, apartman gibi gayrimenkullerde her bağımsız birimin, yani dairenin ya da dükkânın, bina arsası üzerinde ortak mülkiyet hakkının büyüklüğünü belirler. Bu pay, gayrimenkulun tapusunda da belirtilir ve genellikle metrekare cinsinden ifade edilir. Arsa Payı yüksek olan bir birim, genelde gayrimenkulün daha değerli bir parçasını temsil eder. Ayrıca, yönetim kararlarında oylama gücü, aidat bedelleri ve bina giderlerinin paylaşımı gibi önemli konularda etkili olabilir.
Arsa payının belirlenmesi genellikle yapı ruhsatı aşamasında, inşaat projesi onaylanırken gerçekleşir. Bağımsız bölümlerin büyüklüğü, konumu gibi faktörler arsa payının hesaplanmasında dikkate alınır. Bu hesaplamalar sonucunda her bağımsız birime bir arsa payı tahsis edilir ve bu paylar tapu kayıtlarına işlenir.
Arsa Payı, gayrimenkul sahipliği ve yönetimi açısından hayati bir unsur olup, taşınmazın değerinin yanı sıra mülkün kullanım hakları ve yükümlülüklerinin dağılımı üzerinde de etkilidir. 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında, arsa payının doğru bir şekilde tahsis edilmesi ve tapu kayıtlarında açıkça belirtilmesi önem teşkil eder. Gayrimenkul yatırımcıları ve sahipleri için bu kavramın anlaşılması, hem mevcut hakların korunması hem de potansiyel anlaşmazlıkların önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.
Arsa Payı ve Kat Mülkiyeti Nedir?
Arsa payı, bir gayrimenkuldeki bağımsız bölümlerin, üzerine kuruldukları arsa üzerindeki hisselerini ifade eder. Yani, bir apartman dairesi veya ofis sahibi, hem kendi bağımsız birimine hem de toplu olarak binanın altındaki arsanın belirli bir kısmına sahip olur. Arsa payı doğrudan bağımsız bölüme atanır, böylece birim el değiştirdiğinde, arsa payı da yeni sahibine geçer.
Kat mülkiyeti ise, belli bir arsa üzerinde kurulmuş bağımsız bölümlerin mülkiyet hakkını ifade eder. Bu mülkiyet türü bağımsız birimlerin özellikleri dikkate alınarak ve Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 3. maddesine uygun şekilde, proje üzerinde her bir birimin orantılı arsa payı ile ölçülerek temellendirilir.
Arsa Payı Nasıl Belirlenir?
Arsa payı, kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulduğu anda arazinin şerefiye değerine göre bağımsız bölümlere orantılı olarak dağıtılır. Bu dağıtım, genellikle bağımsız bölümlerin konumu, manzarası gibi unsurlar dikkate alınarak yapılır. Yani, eş büyüklükteki bir daire deniz manzaralıysa istinat duvarına bakan bir daireye göre daha yüksek bir arsa payına sahip olabilir. Ancak, eski yapılanmalarda adaletsiz arsa payı dağılımlarına sıklıkla rastlanmaktadır.
Özellikle geçmişte proje mükellifi ile müteahhitin aynı kişi olduğu durumlarda, benzer özellikteki bağımsız bölümlerin farklı arsa paylarına sahip olduğu görülebilmektedir. Bu, binaların inşa zamanında belki farkedilmeyebilir; ancak, riskli bölgelerde veya yapıların yeniden inşası gerekli olduğunda mülkiyet hakları üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. Malikler, yeni yapıda hak kaybı yaşayabilmekte veya aksine haksız kazanç elde edebilmektedirler.
Ayrıca, adaletsiz arsa payı dağılımı maliklerin uzun yıllar boyunca farklı genel giderler ödemesine sebep olabilmektedir. Arsa payı, genel giderlerin paylaşıldığı anahtar bir faktör olduğundan, bu durum önemli finansal sonuçlar doğurabilir. Malikler, komşularına göre fazladan ödeme yapmış olabilir ve bu ancak yapı yeniden inşa edilirken veya başka bir sebep ile durum değerlendirildiğinde fark edilebilir.
Yargıtay kararlarına göre arsa payının belirlenmesinde dikkate alınan önemli faktörler; bağımsız bölümün niteliği, konumu, alanı, ısınma ve aydınlanma sistemi, mimari özellikleri, hangi katı işgal ettiği ve manzarasıdır. Ancak, arsa payı değerlendirmesinde, dikkate alınması gereken tarih, hisselerin bağımsız bölümlere tahsis edildiği zamandır. Bu tarihten sonra gerçekleşen imar durumu değişiklikleri, bölümün cins veya manzarasında meydana gelen değişiklikler ve değeri etkileyecek herhangi bir bakım ya da onarım etkinliği göz ardı edilir.
Bu bağlamda, eğer bağımsız bir bölümün arsa payında bir hata olduğu düşünülüyorsa, bu değerlendirme bugünkü değer üzerinden değil, payın tahsis edildiği dönemdeki değeri temel alınarak yapılmalıdır.
Kısacası, adaletli bir arsa payı dağılımı binaların değerini ve maliklerin finansal yükümlülüklerini büyük ölçüde etkileyen önemli bir meseledir. Malikler, mevcut ve uzun vadeli hakları ile ilgili dikkatli olmalı ve gerekirse düzenlemeler için adım atmalıdır.
Arsa payları konusunda anlaşmazlık durumunda, yasal düzenlemeler ve Yargıtay kararları yoluyla değerlendirmeler yapılabilir ve payın doğruluğu bu kapsamda belirlenebilir.
Arsa Payının Düzeltilmesi Davası Nedir? Neden Açılır?
Arsa payları, kat mülkiyeti veya kat irtifakının oluşturulması sırasında doğru bir şekilde tahsis edilmediğinde, çoğu zaman maliklerin bu durumu önemsiz bulduğu görülse de, aslında bu durum hukuki sorunlara sebep olabilmektedir. Özellikle, “kat karşılığı inşaat sözleşmesi” gibi sözleşmelerin yapılması esnasında, yetersiz arsa paylı taşınmazların değeri düşebilir veya malikler hukuki açıdan elverişsiz koşullarla karşılaşabilirler. Bu tür sorunları çözmek için “arsa payının düzeltilmesi davası” adı verilen tespit davaları açılabilmekte ve bu Davalar, Kat Mülkiyeti Kanununun 3. ve 44. maddelerine dayanmaktadır.
Kat mülkiyetine sahip malikler, arsa paylarını bağımsız bölüm paylarıyla orantılı olacak şekilde yeniden düzenletebilmek için yasal yollara başvurabilirler. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 3. ve 44. maddeleri bu düzenlemelerin hukuki çerçevesini oluştururken, Yargıtay kararları da bu konudaki yasal uygulamalar için önemli referanslar sunmaktadır.
Arsa paylarının doğru tespiti ve bu payların düzgün bir şekilde yeniden düzenlenmesi, kat maliklerinin haklarının korunması ve mülkiyet değerlerinin üzerine titizlikle durulması için büyük öneme sahiptir.
Arsa Payı Düzeltme Davasını Kimler Açabilir?
Arsa payı düzeltme davası, kat mülkiyeti veya kat irtifakı sahip olanların, arsa paylarının hatalı ya da eksik tescil edilmiş olması durumunda başvurdukları bir tespit davasıdır. Bu dava, mülkiyet haklarını sonradan elde etmiş olan kişiler de dahil olmak üzere, arsa payları yanlış yazılan bina sahipleri ve mirasçıları tarafından açılabilir. Bu süreç, adil bir düzeltme yapılması ve arsa paylarının gerçek duruma uygun olarak güncellenmesi için gereklidir.
Arsa payı düzeltme davası açma hakkı yalnızca aşağıdaki kişilere tanınmıştır:
- Kat mülkiyeti sahipleri
- Kat irtifakı sahipleri
- Bu kişilerin mirasçıları
Bu davayı arsa payları hatalı belirtilmiş olan malikler veya onların hukuki halefleri, diğer bir deyişle mirasçıları kullanabilir. Eğer bu kişiler mülkiyet haklarını devraldıktan sonra arsa paylarında bir yanlışlık ya da eksiklik fark ederse, adaletin yerine getirilmesi için yasal yollara başvurma hakkına sahiptirler.
Tapuda kayıtlı ana taşınmaz üzerinde hiçbir arsa payı bulunmayan ve hukuki bir bağı olmayan üçüncü kişilerin, arsa payının düzeltilmesi davası açma hakkı bulunmamaktadır. Mesele, yalnızca mülkiyet hakkına ilişkin bir düzeltme olduğundan, üçüncü şahısların bu sürece dahil olmaları söz konusu değildir.
Eğer kat mülkiyeti veya kat irtifakı haklarından kaynaklanan bir arsa payı sorununuz varsa ve resmi kayıtlarda düzeltme gerekiyorsa, arsa payı düzeltilmesi için dava açabilirsiniz. Unutmayın ki bu hakkı sadece ilgili mülkiyet ya da irtifak hakkına sahip kişiler ve onların mirasçıları kullanabilir. Tüm bunlar, mülkiyet haklarınızın korunması için önemli bir adımdır.
Arsa Payının Düzeltilmesi Davası Kime Karşı Açılabilir?
Arsa payı düzeltilmesi davası, sadece yanlış yazılan bağımsız bölüm malikini değil, taşınmazın tüm maliklerini etkileyebilecek bir dava türüdür. Bu nedenle, davada ilgili tüm bağımsız bölüm malikleri davalı olarak gösterilmelidir. Davanın açılmasında bazı önemli noktalara dikkat etmek gerekir.
Arsa payının yanlış yazılması, ilgili bağımsız bölümün değerini ve sahiplik oranını doğrudan etkileyeceğinden, taşınmazın tüm maliklerinin hakları söz konusu olup herhangi bir malikin de bu hatadan etkilenme ihtimali bulunmaktadır.
Mahkemeye sunulacak dava dilekçesinde, arsa payı hatası bulunan bağımsız bölümün yanı sıra, tüm bağımsız bölüm maliklerinin davalı olarak listelenmesi gerekmektedir. Bu, hatanın tüm taşınmaz maliklerine etkisini göz önünde bulundurarak adil bir yargı sürecinin teminini sağlar. Dilekçe ile birlikte ana taşınmazın en son tapu kaydını içeren belge, mahkeme dosyasına eklenmelidir. Davayı daha sağlıklı bir şekilde yürütebilmek için, avukat veya davacı tarafından mahkemeden tapu ve kadastro müdürlüğüne müzekkere gönderilmesi talep edilmelidir. Bu müzekkere ile, mahkeme ana taşınmazın güncel tapu bilgilerini doğrudan ilgili resmi kurumdan temin edebilir.
Tapu ve kadastro müdürlüğünden müzekkere cevabı alındığında, bu bilgilere dayanarak dava sürecinde diğer davalılara yönelik husumetin doğru bir şekilde belirlenmesi ve ileri sürülmesi mümkün olacaktır. Arsa payı düzeltilmesi davası, hassas ve tüm malikleri ilgilendiren bir konu olduğundan, yukarıdaki adımlara dikkatle uyulması, hak kaybının önlenmesi ve davacının haklarının korunması açısından önem taşır. Arsa payı düzeltilmesi sürecinin başarıyla sonuçlanması için, davanın tüm detayları ve gerekli evraklar dikkatle hazırlanmalı ve sürecin doğru yönetilmesi sağlanmalıdır.
Arsa Payının Düzeltilmesi Davasında Zamanaşımı
Arsa payı düzeltilmesi davası, mülkiyet hakkının korunması amacıyla açılan önemli bir tespit davasıdır. Özellikle kat mülkiyeti veya kat irtifakı durumlarında, arsa payı konusunda yaşanan anlaşmazlıkların çözümlenmesi için kullanılan hukuki bir yoldur. Mülkiyet haklarına dair bu tür bir dava; ayni hakların tespiti kapsamında değerlendirildiği için zamanaşımı süresine tabi olmaksızın, herhangi bir zaman kısıtlaması olmadan açılabilmektedir.
Kat mülkiyeti ve kat irtifakı gibi durumlar, arsa paylarının doğru bir şekilde belirlenmesini gerektirir. Payların düzgün tespit edilmemesi, ileride mülk sahipleri arasında uyuşmazlıklara neden olabilir. Bu nedenle arsa payı düzeltilmesi talebi, ilgili mülkün iskan durumuna göre, yani kat mülkiyeti ya da kat irtifakı sona erene dek yapılabilir.
Arsa payı düzeltilmesi davasının açılması için mülk sahipleri bir avukat aracılığıyla mahkemeye başvuruda bulunabilirler. Dava sürecinde, arsa payının belirlenmesindeki yanlışlıklar veya hatalar, ilgili belgeler ve uzman görüşleriyle ortaya konulur. Bu şekilde arsa paylarının yeniden düzenlenmesi ve her bir mülk sahibinin hak ettiği paya sahip olması sağlanabilir.
Arsa payı düzeltilmesi, mülkiyet haklarını netleştiren ve uzun süreli hukuki sorunların önlenmesini amaçlayan önemli bir tespit davasıdır. Zamanaşımına uğramayan bu dava türü, mülkiyetin ve arsa payının doğru şekilde tespit edilmesi için mülk sahiplerine hukuksal bir hak sağlamaktadır. Kat mülkiyeti veya kat irtifakının varlığı süresince açılabilecek olan bu davayla, arsa paylarına ilişkin sorunlar adil ve kesin bir şekilde çözüme kavuşturulabilir.
Arsa Payının Düzeltilmesi Davasında Görevli Mahkeme
Arsa payı düzeltilmesi davaları, gayrimenkul mülkiyetiyle doğrudan ilişkili olup, taşınmazın bütünlüğünü etkileyen önemli davalar arasında yer almakta ve davanın doğru mahkemede açılması gerekmektedir. Sıkça yapılan bir hata sonucunda, arsa payının düzeltilmesine ilişkin davaların asliye hukuk mahkemesinde açıldığı gözlemlenmekte ancak bu uygulama yanlıştır.
Arsa payı düzeltme davalarına yönelik hukuki çerçeve, kat mülkiyeti kanununda ele alınmaktadır. Anılan kanunda, “Görevli Mahkeme” ile ilgili düzenlemeler ek madde 1 kapsamında bulunur. Bu düzenleme doğrultusunda, arsa payı ile ilgili her türlü anlaşmazlıkta görevli mahkeme olarak Sulh Hukuk Mahkemeleri belirlenmiştir. Bu kapsamda, arsa payı düzenlemeleri ve ilgili diğer uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemeleri yetkilendirilmiş ve arsa payı düzeltilmesi taleplerinin bu mahkemelere yönlendirilmesi zorunlu hale getirilmiştir.
Arsa payı düzeltilmesi talepleri, kat mülkiyeti kanununa göre incelenmeli ve bahsedilen kanun maddelerine göre hareket edilmelidir. Kanuna aykırı olarak asliye hukuk mahkemesinde açılan dava başvuruları yanlış olduğundan, bu konuda dava açmak isteyen kişiler doğru süreci izlemek adına sulh hukuk mahkemesine başvurmalıdır.
Sonuç itibarı ile arsa payı düzeltilmesi gerektiğinde veya bu konuda uyuşmazlık yaşandığında, kat mülkiyeti kanunundaki hükümlere uygun olarak sulh hukuk mahkemelerine başvurmak önemlidir. Yapılacak dava başvurularının hukuka uygun olması için mahkeme seçiminin doğru yapılması gerekir ve arsa payı ile ilgili konularda yetki sulh hukuk mahkemelerinde olacaktır.
Arsa Payının Düzeltilmesi Davasında Yetkili Mahkeme
Arsa payı düzenlemeleri için açılan davalar, kat mülkiyeti hükümleri gibi özel bir düzenlemeye tabii değildir. Bu bağlamda, arsa payı düzeltilmesi davasından bahsederken, konuyla ilgili özel bir maddeye rastlanmamaktadır. Ancak, bu tür davalarda mahkeme yetkisini belirlerken hukuk muhakemeleri kanununun genel yetki kuralları öne çıkar.
Arsa payını düzenlemek isteyen kişiler, ilgili davayı açarken, genellikle taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğunu bilmelidir.
Arsa payı düzeltme ile ilgili herhangi bir sorun yaşanıyor ve yargıya başvurma durumu söz konusu ise, en doğru ve güncel bilgilere ve hukuki destek alınması, sürecin doğru yönetilmesi kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, konusunda tecrübeli bir avukat ile çalışmak, sürecin sorunsuz ve doğru yürütülmesine yardımcı olacaktır.
Arsa Payının Düzeltilmesi Davalarında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Arsa payı düzeltme davalarında esas alınması gereken temel kriter, bağımsız bölümlerin değerlerine aykırı bir oranda belirlenmiş arsa paylarını saptamaktır. Bu tespitte, bağımsız bölümlerin özellikleri ve kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulduğu andaki değerleri temel alınmalıdır.
Bir ana taşınmazın 1980 yılında tamamlanıp kat mülkiyetine geçtiği zaman her bir bağımsız bölüm için belirlenen arsa payı, 2021 yılındaki mevcut değerler yerine, 1980 yılındaki değerlere göre hesaplanır. Yani sonradan meydana gelen ve bir bağımsız bölümün değerini etkileyebilecek olaylar, manzara kapanması gibi, arsa payı hesaplamalarında göz önünde bulundurulmaz.
Öte yandan, yapının daha üst katlarında yer alan ve daha büyük metrekareye sahip, balkonlu bir daire ile, daha alt katta yer alan ve daha az gün ışığı alan dairelerin değerleri farklı olacağından arsa payları da ona göre çeşitlenecektir. Eğer ilerleyen yıllarda çevredeki yeni yapılar, üst katın manzarasını engelliyorsa, bu tür değişiklikler de arsa payının düzenlenmesinde etkili olamaz.
Buna göre, arsa payını düzeltme davası açmadan önce, gereksiz yere masraf yaşanmaması için bir gayrimenkul avukatı ile görüşmek ve söz konusu davada hukuki yarar olup olmadığını, taşınmazın ilk yapıldığı zamanın değerleri ve mevcut hukuki uygulamalara göre anlamak önemlidir.
Son olarak, arsa payı düzeltilmesine yönelik dava, dürüstlüğe aykırı bir niyetle açılamaz. Bu tür bir davada adil ve hukuki prensipler baz alınarak hareket edilmelidir.
Kentsel Dönüşüm Sürecinde Arsa Payının Önemi
Kentsel Dönüşüm Yasası, resmi adıyla 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” kapsamında, hem kaçak yapılar hem de depreme dayanıksız binalar güçlendiriliyor veya yıkılarak yerlerine afetlere dayanıklı yeni binalar inşa ediliyor. Binalar yıkılıp arsa boşaldıktan sonra, arsa sahipleri, malikler arasında bir ortak karar sözleşmesi hazırlayarak, arsanın satılması ya da yeni bir yapı inşa edilmesine ilişkin karar alırlar.
Yıkım sonrasında malikler, arsanın yeni yapısı üzerinde arsa payları oranında hak sahibi olur. Mülkiyet hakları ve 2/3 çoğunluk arsa payı oranına göre belirleneceği için, maliklerin arsa paylarının doğru hesaplanması ve bağımsız bölümlerin ona göre tahsisi büyük öneme sahiptir.
Öte yandan, arsa payı düzeltmesi, mevcut binanın durumuna göre hesaplandığından, kentsel dönüşüm süreci öncesinde ve özellikle bina yıkılmadan hemen önce arsa payının düzeltmesi davası açılmalıdır. Bu dava açılmazsa, yapının yıkılması ile birlikte yapılan arsa payı tespitleri gerçekleştirilemeyecek ve sonucunda hak kayıpları ile mağduriyetler ortaya çıkabilecektir.
Kentsel dönüşüm sürecine girişmeden ve arsa payı düzeltme davasını açmadan önce, olası riskleri en aza indirmek ve haklarınızı korumak için mutlaka konusunda uzman bir avukata danışmak faydalı olacaktır. Hukuki süreçler, mülkiyet hakkının korunması ve arsa payı ile ilgili tüm işlemler için profesyonel destek alınması önemlidir.
Eğer bir bina deprem veya başka bir sebep nedeniyle yıkılırsa, kat mülkiyeti son bulur. Bu durumda, bağımsız bölüm sahipleri arasında, binanın inşa edildiği arsa üzerindeki payı, arsa payı oranlarına göre paylaşılacaktır. Yine, riskli yapılarda kentsel dönüşüm sırasında binaların yıkılmasında bağımsız bölümlerin arsa payları önem kazanır.
Riskli binaların arsa payı düzeltimi için dava açıldığında ihtiyati tedbir kararı alınıp yıkımın önüne geçebilir. Riskli yapının yıkım öncesinde bir değer tespiti yapılmalı, böylece hem yargılama sürdürülebilir hem de yıkım gerçekleşebilir. İhtiyati tedbir yıkımı engellemez ancak sonrasında yapılacak işlemlerin üzerinde etkileri olabilir.
Acil durumlarda delil tespiti ve ihtiyati tedbir istemi de kullanılabilir. Her somut olayın farklı hukuki stratejiler gerektirdiği dikkate alınmalıdır.
Riskli yapı tespiti ve yıkım kararı gibi idari işlemler için iptal davası da açılabilir. İptal davasının işlem gerçekleşmeden etkili olması için yürütmenin durdurulması da talep edilmelidir. Aksi halde, idari işlemin yapılmış olmasından dolayı iptal davası anlamsız hale gelebilir.
Kentsel dönüşümle ilgili olarak, “arsa karşılığı inşaat sözleşmesi” olarak da bilinen sözleşme yapılabilecek ve her bağımsız bölüm sahibine arsa payı oranında hak tanınacaktır. Bu, yıkılan veya yıkılacak binaların yeniden inşası sırasında bağımsız bölüm sahiplerine geleceğe yönelik haklar tanır ve taşınmazların değeri ve hukuki statüsü üzerinde büyük etkisi vardır.
Arsa Payının Düzeltilmesi Davasında Yıkım Kararı Durdurulabilir Mi?
Arsa payını düzeltmesi davası, mülkiyet haklarının doğru bir şekilde tesis edilmesi için hayati önem taşır. Davanın açılma aşamasından önce ya da dava devam ederken yıkım kararı çıkması halinde, davalının hak kaybına uğramaması için yasal işlemlerin titizlikle yürütülmesi gerekir. Dava dilekçesinin verilmesi sırasında mahkemeye, yıkım kararının dava sonucuna kadar tedbiren durdurulması talep edilmelidir.
Arsa payının düzeltilmesi davası, gayrimenkul hukukunun kritik ve teknik meselelerinden biridir ve mahkemeler tarafından dikkatle ele alınması gereken bir konudur. Yani, dava sürecinde şayet bir yıkım kararı alınmışsa, bu durumu mahkeme ile paylaşarak uygun hukuki tedbirlerin alınmasını talep etmek arsa payı sahiplerinin en doğal hakkıdır.
Sıkça Sorulan Sorular
Arsa payı neyi gösterir?
Arsa payı, bir arsada sahip olunan alanın toplam arsa üzerindeki yüzdesini ifade eder. Bu oran, arsanın bina inşaatı, kullanım hakkı ve diğer gelişim potansiyeli açısından ne kadarlık bir alanı temsil ettiğini gösterir.
Arsa payı kaç m2 hesaplama?
Arsa payı hesaplamak için önce arazi toplamını ve hissedarı arasındaki pay oranını belirlemelisiniz. Ardından, bu oranı arazi toplamına çarparak hissedarın arsa payını m² cinsinden bulabilirsiniz. Örneğin, 1000 m² arazi üzerinde %30 arsa payı olan hissedarın arsa payı 300 m² olacaktır.
Ev alırken arsa payı önemli mi?
Evet, arsa payı önemlidir çünkü bu oran, evin üzerinde inşa edildiği arazi miktarını belirler. Yüksek arsa payı, gelecekteki genişleme veya değişiklik olanaklarını artırabilir, düşük arsa payı ise sınırlamalar getirebilir.