Günümüzde alacak davaları, hukuki uyuşmazlıkların önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Alacaklı, borçludan olan alacağını tahsil etmek için çeşitli hukuki yollara başvurabilir. Bu yollardan biri de “kısmi dava” açmaktır. Kısmi dava, alacaklının alacağının tamamını değil, bir kısmını dava konusu yaptığı bir dava türüdür. Özellikle alacağın miktarının tam olarak belirlenemediği veya alacağın tamamının dava açıldığı anda tahsil edilmesinin mümkün olmadığı durumlarda kısmi dava, alacaklı için önemli bir stratejik araç olabilir.
Kısmi Dava Nedir?
Kısmi dava, alacaklının alacağının tamamını değil, sadece bir bölümünü dava yoluyla talep ettiği davadır. Bu dava türü, özellikle alacağın miktarının kesin olarak belirlenemediği durumlarda veya alacaklının, alacağının tamamını dava açtığı anda tahsil etme imkanı bulunmadığı hallerde tercih edilebilir. Kısmi dava açan alacaklı, daha sonra aynı alacak için ek dava (ek dava) açarak alacağının kalan kısmını da talep edebilir.
Kısmi Davanın Hukuki Dayanağı
Kısmi dava müessesesi, Türk hukukunda açıkça tanımlanmamış olsa da, Yargıtay kararları ve doktrin tarafından kabul görmüş bir uygulamadır. Kısmi dava açma hakkı, alacaklının dava açma özgürlüğünün bir yansıması olarak kabul edilir. Alacaklı, alacağının tamamını veya bir kısmını dava etme konusunda serbesttir. Ancak, kısmi dava açarken dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar bulunmaktadır.
Kısmi Davanın Avantajları ve Dezavantajları
Kısmi davanın alacaklı açısından çeşitli avantajları bulunmaktadır:
- Dava Açma İmkanının Sağlanması: Alacağın miktarının tam olarak belirlenemediği durumlarda, alacaklı kısmi dava açarak zamanaşımını kesebilir ve alacağını güvence altına alabilir.
- Dava Masraflarının Azaltılması: Alacağın tamamı için dava açmak yerine, sadece bir kısmı için dava açmak, dava masraflarını azaltabilir. Özellikle yüksek miktarlı alacaklarda bu durum önemli bir avantaj sağlayabilir.
- Tahsilat İmkanının Artırılması: Borçlunun mali durumunun kötü olduğu durumlarda, alacağın bir kısmının tahsil edilmesi, tamamının tahsil edilmemesinden daha iyi olabilir. Kısmi dava, borçluyu ödeme yapmaya teşvik edebilir.
Ancak, kısmi davanın bazı dezavantajları da bulunmaktadır:
- Ek Dava Açma Zorunluluğu: Alacağın tamamının tahsil edilmesi için ek dava açılması gerekebilir. Bu durum, ek masraf ve zaman kaybına yol açabilir.
- Faiz Başlangıcı: Kısmi davada faiz, sadece dava edilen miktar üzerinden işlemeye başlar. Alacağın kalan kısmı için faiz, ek dava açıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.
- Belirsizlik: Alacağın tamamının dava edilmemesi, borçlu açısından bir belirsizlik yaratabilir. Borçlu, alacağın kalan kısmının ne zaman dava edileceğini bilemeyebilir.
Kısmi Davada Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Kısmi dava açarken dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar bulunmaktadır:
- Dava Dilekçesinde Açıklık: Dava dilekçesinde, davanın kısmi dava olduğu açıkça belirtilmelidir. Ayrıca, alacağın tamamı ve dava edilen kısım ayrı ayrı belirtilmelidir.
- Islah: Alacaklı, davanın ilerleyen aşamalarında alacağını artırmak isterse, ıslah yoluna başvurabilir.
- Zamanaşımı: Kısmi dava açılması, alacağın tamamı için zamanaşımını kesmez Bu sebeple ek dava açılırken zamanaşımı süresine dikkat edilmelidir.
Alacak davalarında yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Dava dilekçesi hazırlanırken, yukarıda belirtilen hususlara dikkat edilmelidir. Dilekçede, davanın kısmi dava olduğu, alacağın tamamı ve dava edilen kısım açıkça belirtilmelidir. Dilekçe, yetkili ve görevli mahkemeye sunulduktan sonra, mahkeme tarafından tensip zaptı düzenlenir ve duruşma günü belirlenir. Duruşmada, tarafların delilleri toplanır ve tanıklar dinlenir. Mahkeme, delilleri değerlendirdikten sonra kararını verir.
Bu yazı, yasal tavsiye içermemektedir. Sadece bilgilendirme amaçlıdır.