İstihkak davası, bir mal üzerindeki mülkiyet veya sınırlı ayni hak iddiasının mahkeme yoluyla ileri sürülmesini sağlayan önemli bir hukuki araçtır. Özellikle icra takiplerinde sıkça karşımıza çıkan bu dava türü, hak sahibi olduğunu iddia eden üçüncü kişilerin, haczedilen mal üzerindeki haklarını korumalarına olanak tanır. Bu yazımızda, istihkak davasının ne anlama geldiğini, hangi durumlarda açılabileceğini, dava sürecini ve dikkat edilmesi gereken hususları inceleyeceğiz.
İstihkak Davası Nedir?
İstihkak davası, İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 96 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan bir dava türüdür. Temel olarak, bir icra takibi sırasında haczedilen bir malın, borçluya değil de üçüncü bir kişiye ait olduğu iddiasıyla açılır. Bu dava, üçüncü kişinin haczedilen mal üzerindeki mülkiyet veya sınırlı ayni hak iddiasını ispatlaması halinde, haczin kaldırılmasını ve malın kendisine teslim edilmesini amaçlar.
İİK Madde 96:
“İcra dairesi tarafından haczedilen şey üzerinde üçüncü şahıs tarafından istihkak iddia edildiği takdirde, icra müdürü keyfiyeti alacaklı ve borçluya bildirir. Alacaklı veya borçludan biri, haczedilen şeyin üçüncü şahsa ait olmadığını iddia ederse, icra müdürü, istihkak iddiasına itiraz eder ve keyfiyeti istihkak iddiasında bulunan üçüncü şahsa bildirir.”
Bu madde, istihkak iddiasının icra dairesine bildirilmesi ve itiraz süreçlerini düzenler. İstihkak iddiasına itiraz edilmesi halinde, istihkak davası açılması gündeme gelir.
İstihkak Davasının Şartları
Bir istihkak davasının açılabilmesi için belirli şartların sağlanması gerekmektedir. Öncelikle, geçerli bir icra takibi sonucunda bir haciz işleminin yapılmış olması gerekir. İstihkak davası, haciz işlemi olmadan açılamaz. Haczedilen mal üzerinde hak sahibi olduğunu iddia eden bir üçüncü kişinin (borçlu veya alacaklı dışında bir kişi) bulunması ve bu iddiasını icra dairesine bildirmesi gerekmektedir. Alacaklı veya borçlu tarafından, üçüncü kişinin istihkak iddiasına itiraz edilmiş olması gerekmektedir. İtiraz olmaması halinde, icra müdürü haczi kaldırabilir ve istihkak davası açılmasına gerek kalmaz. Üçüncü kişinin, haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya sınırlı ayni hak sahibi olduğunu gösteren deliller sunması gerekmektedir. Bu deliller, tapu kayıtları, faturalar, sözleşmeler, tanık beyanları gibi çeşitli belgeler olabilir.
İstihkak Davasında İspat Yükü
İstihkak davasında ispat yükü, genel olarak davacı (üçüncü kişi) üzerindedir. Yani, üçüncü kişi, haczedilen malın kendisine ait olduğunu veya üzerinde sınırlı ayni hakkı bulunduğunu ispatlamakla yükümlüdür. İstihkak davası açma süresi, İİK’da özel olarak düzenlenmemiştir. Ancak, genel zamanaşımı kuralları dikkate alınarak, makul bir süre içinde davanın açılması önemlidir. Aksi takdirde, hakkın kaybedilmesi riski ortaya çıkabilir. İstihkak iddiasını destekleyen tüm delillerin eksiksiz bir şekilde toplanması ve mahkemeye sunulması, davanın kazanılması açısından kritik öneme sahiptir. İstihkak davası, teknik ve karmaşık bir dava türü olduğu için, bir avukattan hukuki yardım almak faydalı olacaktır. İstanbul gibi büyük bir şehirde, deneyimli bir avukatın rehberliği, dava sürecinin doğru yönetilmesine ve hak kayıplarının önlenmesine yardımcı olabilir.