Babadan Miras Kalan Evde Oturma Hakkı

Babadan Miras Kalan Evde Oturma Hakkı

Babadan miras kalan bir ev, mirasçıları hem sevindiren hem de karmaşık hukuki süreçlerle karşı karşıya bırakan bir durum olabilir. Özellikle birden fazla mirasçı olması halinde, evin kullanımı, paylaşımı ve yönetimi konularında anlaşmazlıklar yaşanması sıkça görülen bir durumdur. Bu yazıda, babadan miras kalan evde oturma hakkı, mirasçıların hakları ve yükümlülükleri detaylı bir şekilde incelenecektir.

Babadan Miras Kalan Evde Oturma Hakkı

Babadan miras kalan bir evde oturma hakkı, mirasçıların durumuna ve diğer mirasçıların rızasına bağlı olarak değişiklik gösterir.

  • Eşin Oturma Hakkı: Türk Medeni Kanunu’na göre, sağ kalan eşin miras payı ve diğer mirasçılarla olan ilişkisi dikkate alınarak, belirli koşullarda aile konutunda oturma hakkı bulunmaktadır. Bu hak, eşin yaşamını sürdürebilmesi ve mağduriyetinin önlenmesi amacıyla tanınmıştır.
    • TMK Madde 652: “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya diğer mirasçıların istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı da tanınabilir.”
  • Diğer Mirasçıların Oturma Hakkı: Eş dışında, diğer mirasçıların (örneğin, çocukların) miras kalan evde oturma hakkı, diğer mirasçıların rızasına bağlıdır. Eğer diğer mirasçılar arasında evin kullanımı konusunda bir anlaşma sağlanamazsa, bu durum mahkemeye taşınabilir. Mahkeme, mirasçıların hakkaniyetine uygun bir şekilde karar verecektir. Bu karar, evin nasıl kullanılacağını, hangi mirasçının ne kadar süreyle oturabileceğini veya evin satılarak bedelinin paylaşılmasını içerebilir.

Miras kalan evde oturma hakkı konusunda mirasçılar arasında anlaşmazlık yaşanması durumunda, aşağıdaki yollar izlenebilir:

  1. Müzakere ve Uzlaşma: Mirasçılar öncelikle bir araya gelerek, evin kullanımı, paylaşımı veya satışı konusunda müzakere etmelidirler. Uzlaşma sağlanması halinde, bu uzlaşma bir protokole bağlanarak yazılı hale getirilmelidir.
  2. Arabuluculuk: Müzakere yoluyla anlaşma sağlanamaması halinde, arabuluculuk yoluna başvurulabilir. Arabulucu, tarafları bir araya getirerek, tarafsız bir şekilde anlaşmalarına yardımcı olur.
  3. Mahkeme: Müzakere ve arabuluculuk yoluyla da anlaşma sağlanamaması halinde, mirasçılar mahkemeye başvurarak mirasın paylaşımı (izale-i şüyu) davası açabilirler. Bu dava sonucunda mahkeme, evin satılarak bedelinin mirasçılar arasında paylaştırılmasına karar verebilir.

Örnek Senaryo

Ayşe Hanım ve Mehmet Bey, babalarından miras kalan bir evde hak sahibi olan iki kardeştir. Ayşe Hanım, İstanbul’da yaşamaktadır ve evin kendisine verilmesini veya evin değerinin kendisine ödenmesini istemektedir. Mehmet Bey ise, evin satılmasını ve bedelinin paylaşılmasını istemektedir. Bu durumda, Ayşe Hanım ve Mehmet Bey öncelikle bir araya gelerek müzakere etmelidirler. Eğer müzakere yoluyla anlaşma sağlanamazsa, arabuluculuk yoluna başvurabilirler. Arabuluculukta da anlaşma sağlanamaması halinde, Mehmet Bey mahkemeye başvurarak mirasın paylaşımı (izale-i şüyu) davası açabilir. Mahkeme, evin satılarak bedelinin Ayşe Hanım ve Mehmet Bey arasında paylaştırılmasına karar verebilir.