İtirazın İptali Davası

İtirazın İptali Davası

İcra takibi, alacaklıların alacaklarını tahsil etmek için başvurduğu yasal bir süreçtir. Ancak, borçlu tarafın icra takibine itiraz etmesi durumunda, alacaklı için süreç daha karmaşık hale gelir. İşte bu noktada “itirazın iptali davası” devreye girer. Bu yazımızda, itirazın iptali davasının ne olduğunu, hangi durumlarda açıldığını, sürecin nasıl işlediğini ve dikkat edilmesi gereken önemli noktalarını inceleyeceğiz.

İtirazın İptali Davası Nedir?

İtirazın iptali davası, icra takibine borçlu tarafından yapılan itirazın haksız olduğunu iddia eden alacaklının, bu itirazın kaldırılması ve icra takibinin devam etmesini sağlamak amacıyla açtığı bir davadır. Bu dava, alacaklının, borçluya karşı olan alacağını ispat etmesi ve borçlunun itirazının yersizliğini kanıtlaması üzerine kuruludur.

İtirazın İptali Davasının Şartları Nelerdir?

Bir itirazın iptali davası açabilmek için belirli şartların sağlanması gerekmektedir:

  1. Geçerli Bir İcra Takibi: Öncelikle, alacaklı tarafından borçluya karşı başlatılmış geçerli bir icra takibi bulunmalıdır. İcra takibi, usulüne uygun olarak başlatılmış ve borçluya tebliğ edilmiş olmalıdır.
  2. Borçlunun İtirazı: Borçlu, icra takibine süresi içinde (ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde) itiraz etmiş olmalıdır. İtiraz, takibi durdurur.
  3. Alacaklının Haklılığı: Alacaklı, borçlunun itirazının haksız olduğunu ve alacağının gerçekte var olduğunu iddia etmelidir. Bu iddiasını kanıtlayacak delillere sahip olmalıdır.

İtirazın İptali Davası Açma Süresi

İtirazın iptali davası açma süresi, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar ve 1 yıldır. Bu süre hak düşürücü bir süredir. Yani, bu süre içinde dava açılmazsa, alacaklının itirazın iptali davası açma hakkı ortadan kalkar.

İtirazın iptali davasında ispat yükü, alacaklı üzerindedir. Alacaklı, alacağının varlığını ve borçlunun itirazının haksızlığını ispat etmekle yükümlüdür.

Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda alacaklının haklı olduğuna kanaat getirirse, itirazın iptaline karar verir. Bu karar, icra takibinin devam etmesini sağlar. Ayrıca, mahkeme, borçluyu itirazında haksız bulursa, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedebilir. İcra inkar tazminatı, alacağın belirli bir yüzdesi (genellikle %20’si) oranında hesaplanır ve alacaklıya ödenir.

Eğer mahkeme alacaklının haksız olduğuna karar verirse, itirazın iptali davasını reddeder. Bu durumda, icra takibi durur ve alacaklı alacağını tahsil edemez.

İtirazın İptali Davasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

İtirazın iptali davası açma süresi olan 1 yılı kaçırmamak çok önemlidir. Alacağın varlığını ve borçlunun itirazının haksızlığını kanıtlayacak tüm delilleri eksiksiz bir şekilde toplamak ve mahkemeye sunmak gerekir. İtirazın iptali davası, hukuki bilgi ve deneyim gerektiren bir süreçtir. Bu nedenle, bir avukattan hukuki yardım almak, davanın başarıyla sonuçlanması açısından önemlidir.

İtirazın iptali davası, İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmiştir. Özellikle şu maddeler önemlidir:

  • İcra ve İflas Kanunu Madde 67: “(Değişik: 9/11/1988 – 3494/1 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. İtirazın iptali davası açılınca, icra takibi kendiliğinden durur. (Ek fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki taraf da yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilebilirler.”