Menfi Tespit Davası

Menfi Tespit Davası

Günümüzde ticari ilişkilerin ve bireysel borçlanmaların artmasıyla birlikte, bazen kişiler kendilerini haksız yere borçlu olarak bulabilirler. Bu gibi durumlarda başvurulabilecek en önemli hukuki yollardan biri menfi tespit davasıdır.

Menfi Ne Demek

“Menfi” kelimesi, Türkçe Sözlüğe göre “olumsuz, negatif, kötü” anlamlarına gelir. Bir durumun, olayın veya sonucun istenmeyen, beklenen veya arzu edilenin tam tersi olduğunu ifade eder. Hukuki bağlamda ise, genellikle bir hakkın veya durumun ortadan kalkması, geçersiz sayılması veya olumsuz bir sonuç doğurması anlamında kullanılır.

Bir kişinin, diğer bir kişiye borçlu olmadığının tespiti için açtığı dava menfi tespit davasıdır. Bu dava, borçlu olmadığını iddia eden kişinin, alacaklı olduğunu düşünen kişiye karşı açtığı bir davadır. Amaç, borcun varlığının mahkeme kararıyla ortadan kaldırılmasıdır.

Bir sözleşmenin geçerli olduğuna inanarak hareket eden tarafın, sözleşmenin geçersiz olduğu ortaya çıktığında uğradığı zarar menfi zarardır. Bu zarar, sözleşmenin geçerli olduğuna güvenerek yapılan harcamalar veya kaçırılan fırsatlar nedeniyle ortaya çıkabilir. Örneğin, bir kişi bir arsa satın almak için sözleşme yapmış ve bu arsayı satın alacağına güvenerek inşaat malzemesi almışsa, sözleşmenin geçersiz olduğu ortaya çıktığında uğradığı zarar menfi zarardır.

 

   a, satıcının sorumluluğu “menfi” bir sonuç doğurur.

  • Bir kişi, bir sözleşme imzalamış ancak sözleşmenin şartlarının kendisine ağır geldiğini düşünüyorsa, sözleşmenin iptali için dava açabilir. Bu durumda, sözleşmenin iptali “menfi” bir sonuç doğurur.

Sonuç olarak, “menfi” kelimesi, hukukta ve günlük yaşamda sıklıkla karşılaşılan ve olumsuz, negatif veya istenmeyen bir durumu ifade eden bir terimdir. Hukuki bağlamda, bir hakkın veya durumun ortadan kalkması, geçersiz sayılması veya olumsuz bir sonuç doğurması anlamında kullanılır. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde, hukuki süreçlerle iç içe yaşayan bireylerin bu kelimenin anlamını ve hukuki bağlamdaki önemini bilmesi, haklarını korumak ve olası mağduriyetleri önlemek açısından önemlidir.

 

Menfi Tespit Davası Nedir?

Menfi tespit davası, bir kişinin, bir başkasına karşı borçlu olmadığının mahkeme tarafından tespit edilmesini talep ettiği bir davadır. Bu dava, alacaklı olduğunu iddia eden tarafın icra takibi başlatmasından önce veya sonra açılabilir. Davanın amacı, borçlu olmadığını iddia eden kişinin, haksız bir icra takibiyle karşı karşıya kalmasını engellemektir.

Türk Hukukunda menfi tespit davası, İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre:

“Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.”

Bu madde, menfi tespit davasının temel dayanağını oluşturur ve davanın açılabilmesi için gerekli şartları belirtir.

Menfi Tespit Davası Hangi Durumlarda Açılabilir?

Menfi tespit davası, çeşitli nedenlerle borçlu olunmadığının iddia edildiği durumlarda açılabilir. En sık karşılaşılan durumlar şunlardır:

  • Borcun Doğmamış Olması: Borcun hiç doğmadığı veya geçerli bir hukuki sebebe dayanmadığı durumlarda menfi tespit davası açılabilir. Örneğin, bir sözleşmenin geçersiz olması, tarafların irade sakatlığı yaşaması veya sözleşmenin şartlarının gerçekleşmemesi gibi durumlarda borç doğmamış olabilir.
  • Borcun Sona Ermiş Olması: Borcun ödeme, ibra, takas, zamanaşımı gibi nedenlerle sona ermiş olması durumunda menfi tespit davası açılabilir. Örneğin, borcun tamamının ödenmiş olmasına rağmen alacaklının icra takibi başlatması durumunda, borcun ödendiği belgelerle ispatlanarak menfi tespit davası açılabilir.
  • Borcun Miktarının İhtilaflı Olması: Borcun miktarı konusunda uyuşmazlık bulunması halinde de menfi tespit davası açılabilir. Bu durumda, borçlu, borcun iddia edilen miktardan daha az olduğunu veya hiç olmadığını iddia edebilir.
  • İmzaya İtiraz: Senetle takip yapılan durumlarda, borçlu, senetteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek menfi tespit davası açabilir. Bu durumda, mahkeme imza incelemesi yaparak imzanın borçluya ait olup olmadığını tespit eder.
  • Hukuki İlişkinin Geçersizliği: Borcun dayanağı olan hukuki ilişkinin (örneğin, sözleşme) geçersiz olması durumunda menfi tespit davası açılabilir. Örneğin, bir sözleşmenin kanuna aykırı olması, ahlaka aykırı olması veya gabin (aşırı yararlanma) nedeniyle geçersiz olması durumunda menfi tespit davası açılabilir.

Menfi Tespit Davası Süreci

Menfi tespit davası açılırken dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar vardır:

  1. Dava Dilekçesi: Dava, yetkili ve görevli mahkemeye sunulacak bir dava dilekçesi ile açılır. Dilekçede, davacının kimlik bilgileri, davalının kimlik bilgileri, davanın konusu, davanın dayanağı olan vakıalar ve hukuki sebepler açıkça belirtilmelidir. Ayrıca, davacının borçlu olmadığını ispatlayacak deliller de dilekçeye eklenmelidir.
  2. Delillerin Sunulması: Menfi tespit davasında, davacının borçlu olmadığını ispat yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu nedenle, davacının elindeki tüm delilleri (örneğin, ödeme makbuzları, sözleşmeler, yazışmalar, tanık ifadeleri) mahkemeye sunması gerekmektedir.
  3. İhtiyati Tedbir Talebi: İcra takibi başlatılmışsa, davacı, icra takibinin durdurulması için mahkemeden ihtiyati tedbir kararı talep edebilir. İhtiyati tedbir kararı, icra takibinin sonuçsuz kalmasını ve davacının mağdur olmasını engeller. İİK’nın 72. maddesinin 3. fıkrası bu durumu düzenler:

Menfi Tespit Davasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Zamanaşımı: Menfi tespit davası açmak için herhangi bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Ancak, borcun dayanağı olan hukuki ilişkinin zamanaşımına uğramış olması, menfi tespit davasının kazanılmasında önemli bir rol oynayabilir.
  • Görevli ve Yetkili Mahkeme: Menfi tespit davasında görevli mahkeme, genel olarak Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Yetkili mahkeme ise, davalının yerleşim yeri mahkemesi veya sözleşmenin ifa yerindeki mahkemedir.
  • İspat Yükümlülüğü: Menfi tespit davasında, borçlu olmadığını iddia eden davacının, bu iddiasını ispatlaması gerekmektedir. Bu nedenle, davacının elindeki tüm delilleri mahkemeye sunması ve iddiasını desteklemesi önemlidir.
  • İhtiyati Tedbir: İcra takibi başlatılmışsa, icra takibinin durdurulması için mahkemeden ihtiyati tedbir kararı talep edilmesi önemlidir. Aksi takdirde, icra takibi devam edebilir ve davacı mağdur olabilir.