Yağma suçu, bilinen diğer adıyla gasp suçu, kişilerin mülkiyet haklarını ihlal eden ciddi bir suç türüdür. Bu suç, üçüncü bir kişiye ait olan bir malı, kişiyi tehdit ederek veya zor kullanarak haksız yere alma fiilidir. Gasp, mülkiyetin korunması amacı güden ceza kanunlarında ciddi yaptırımları olan bir suçtur.
Yağma suçu, genellikle şiddet tehdidi ya da fiziksel kuvvet kullanarak gerçekleşir. Bir başka ifadeyle, mağduru korkutarak ya da ona zarar vererek zorla malını alma eylemidir. Yağma, maddi değeri olan herhangi bir mal üzerinde gerçekleşebilir.
Cebir, yağma suçunda fiziksel şiddetin kullanılması anlamına gelir. Bu şiddet, kişiyi yaralamak veya acı çektirmek şeklinde gerçekleşebilir ve genellikle mağdurun direncini kırmak amacı taşır. Yağmacının uyguladığı cebir, mağdurun malını koruyamaz hale gelmesi ve sonuç olarak yağmacıya direnememesi durumunda yağma suçu işlenmiş olur.
Tehdit unsurunda ise, mağdura karşı zarar verme korkusu uyandırmak vardır. Bu, kişinin kendisine veya sevdiklerine zarar verileceği yönünde açık ya da kapalı bir şekilde verilen mesajlarla olabilir. Mağdur, karşılaşabileceği zararların önüne geçmek için, istemeden de olsa değerli eşyasını ya da malını yağmacıya bırakır.
Yağma Suçu Nedir?
Yağma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 148. ve devamı maddelerinde tanımlanmıştır. Taşınır mal üzerinde cebir veya tehdit ile gerçekleşen suçları içerir.
Yağma suçu; kişilerin mülkiyet haklarını ihlal eden, cebir veya tehdit unsurları taşıyan bir eylemdir. Taşınır mallar üzerinde gerçekleşir ve kanun koyucu tarafından ağır cezai yaptırımlar öngörülür. Bu kanunsuz eylem, mağdurun mülkiyetindeki bir malı, fail tarafından zor kullanarak veya tehdit ederek alınmasını veya alınmasına karşı koymamayı gerektirir. Yağma suçu, bireylerin tehdit veya cebir kullanması suretiyle başkalarının malvarlığına zarar vermeleri veya onları mal teslim etmeye, direnmeyecek hâle getirmeye zorlamalarıdır.
Yağma
Yağma; bir kişinin, başka bir kişiden mal veya değerli bir şeyi, cebir kullanarak veya tehdit yoluyla alması suçunu ifade eder. Bu suç türünün temelinde, kurban üzerinde fiziksel güç kullanma veya psikolojik baskı uygulama yoluyla, mağdurun iradesini ortadan kaldırma ve onu malını terk etmeye zorlama niyeti bulunur. Bu suç, mağdurun iradesine karşı yapıldığı için, hırsızlık suçundan farklı olarak ağır şekilde cezalandırılır.
Gasp
Gasp, bir kimsenin malını veya varlığını, sahibinin rızası olmaksızın, zorla almak suçudur. Halk arasında yağma olarak da bilinen bu suç türü, hırsızlık suçundan ayrılır çünkü gasp eyleminde şiddet veya tehdit unsuru öne çıkar.
Gasp suçunun gerçekleşebilmesi için failin, mağdur üzerinde fiziksel güç kullanması veya bu gücü kullanma tehdidi ile malı alması gereklidir. Bu zorlama, mağdurun özgür iradesini etkileyen bir baskı unsuru olarak karşımıza çıkar.
Malın gasp edilmesi fiili, mağdurun baskıya maruz kaldığı bir ortamda ve rızasının dışında gerçekleşir.
Gasp suçunda, mal sahibinin hiçbir şekilde hukuki geçerliliği olacak rızası bulunmamaktadır. Suç, tamamen mağdurun rızası dışında gelişir.
Gasp Nedir?
Gasp, hukuk sistemimizde ciddi bir suç teşkil etmekte ve hırsızlıktan bazı önemli noktalarla ayrılmaktadır. Temelde, gasp suçu; bir kişinin malını, sahibinin rızası olmaksızın ve üzerinde cebir ya da tehdit kullanarak alma eylemidir.
Örneğin sanığın daha önceden tanımadığı kişiye vurarak para ve telefonunu alması gasp suçunu oluşturur.
Hırsızlıkla karıştırılmaması gereken gasp, mağdurun iradesi dışında, fiziksel güç kullanımını veya bu gücün kullanılacağına dair korkutma yöntemini içerir. Yani, eylem sırasında mağdura karşı zorlama veya tehdit unsurları bulunmalıdır. Bu unsur, gaspı hırsızlıktan net bir şekilde ayıran temel özelliktir.
Geçici olarak kullanmak amacıyla da olsa başkasına ait malın alınması yağma suçunu oluşturur.
Yağma Suçunun Unsurları
Türk Ceza Kanununun 148. maddesine göre yağma suçu, malvarlığı suçları arasında özel bir yer tutar ve yapısında bir takım özel unsurları barındırır. Yağma suçunun varlığından söz edebilmek için bu unsurların tamamının olayda bulunması zorunludur. Diğer malvarlığına yönelik suçlardan ayrımı ise yine bu özel unsurların dikkatli bir şekilde incelenmesi ile mümkün olmaktadır. Söz konusu suçu oluşturan unsurlar üzerinde her bir vaka için titizlikle durulmalı ve meydana gelen durumun hangi suç kategorisine dahil olduğu doğru bir şekilde belirlenmelidir.
Yağma suçunun unsurlarına değinirken, suçun özünü oluşturan temel noktalar şunlardır:
- Mağdurun mal varlığında bir eksilme olması,
- Suçun fail tarafından şiddet kullanarak veya tehdit ederek işlenmiş olması,
- Failin haksız bir çıkar sağlama niyetiyle hareket etmesi.
Bu öğeler, her yağma vakasının değerlendirilmesinde temel kriterler olarak ele alınır. Doğru bir hukuki değerlendirme ve savunma stratejisi için bu unsurların varlığının net bir şekilde ispat edilmesi gereklidir.
Kanun koyucunun yağma suçuna ilişkin yaptırımları ise, mahkemenin kovuşturma süreci sonunda vereceği kararla belirlenir.
Ayrıca, her bir vaka özelinde suç türünün doğru olarak tespiti için hukuki ve teknik bilgi birikimi oldukça önemlidir. Bu nedenle, yağma suçunun unsurları, suçun tespiti, yatar süresinin hesaplanması ve savunmanın hazırlanması konularında uzman bir ceza avukatının yönlendirme ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanılmasını öneririz.
Cebir veya Tehdit
Cebir ve tehdit, yağma suçunun temel unsurlarıdır. Bu unsurlar kişinin özgür iradesine baskı yapar, karar verme sürecini zorlaştırır veya engeller. Yağma suçu işlenirken cebir fiziksel güç kullanılarak; tehdit ise kişinin veya yakınlarının canına, bedenine veya malvarlığına yönelik zarar verme sözleriyle manevi bir baskı yoluyla uygulanır.
Cebir, farklı şiddet seviyelerinde olabilir. Söz konusu zorlamada, kişiye doğrudan fiziksel güç uygulanır. Bu müdahale, kişinin zarar görmesine yol açabilir. Türk Ceza Kanunu madde 148/3 dahilinde, mağdurun kendini savunamayacak hale getirilmesi de cebir kapsamındadır ve bu cebir karinesi olarak adlandırılır. Cebir örnekleri arasında darp etme, itme, bağlama gibi eylemler bulunabilir.
Tehditte ise, kişiye veya bir yakınına karşı ağır zararlar verileceği fail tarafından bildirilir. Bu zararlar, cana, bedensel bütünlüğe, cinsel dokunulmazlığa veya maddi kayıplara yönelik olabilir. Tehdidin gerçekleşeceğine dair bir beyan yeterlidir ve bu beyanda kullanılan yöntem veya araçlar önemli değildir. Asıl önemli olan, mağdurun bu tehdidin farkında olup olmamasıdır. Eğer mağdur, tehdidi fark edemeyecek durumda ise, tehdit unsuru var sayılamaz.
Yağma suçunun unsurları olan cebir ve tehdit, bu suçun temel özelliklerindendir ve mağdurun iradesi üzerinde oluşturdukları baskı ile yağma suçunun ayrılmaz bir parçasını oluştururlar.
Malın Alınması
Yağma suçu, kişinin mülkiyetindeki eşyanın zorla alınmasını ifade eder. Bu suç, malın zilyetliğine son verilerek yeni bir zilyetliğin kurulmasını içerir. Yağma, zilyet olunmayan bir malın cebir veya tehdit kullanarak elde edilmesi durumunda gerçekleşir.
Yağma suçunun en belirgin özelliği, failin malı zorla alma eylemini, cebir veya tehdit unsuru ile yapmasıdır.
Yağma suçunda temel unsur, bir malın fail tarafından alınmasıdır. Bu, zilyetliğin zorla değiştirilmesi anlamına gelir. Bu suçun oluşması için failin, malı alırken ya da almaya teşebbüs ederken cebir veya tehdit kullanması şarttır. Cebir veya tehdit unsurunun, malın alındığı sırasında ya da en geç alım işleminin tamamlanmasına kadar ortaya çıkması gerekmektedir.
Eğer cebir veya tehdit yoksa ve sadece mal alınıyor ise bu durum hırsızlık suçu olarak değerlendirilebilir. Ancak hırsızlık girişimi sırasında eğer fail cebir veya tehdit yoluyla malın zilyetliğini alırsa, işlenmekte olan suç yağmaya dönüşür.
Yağma suçunun tespit edilmesi, failin işlediği suçun doğru bir biçimde adlandırılması ve yargı sürecinin sağlıklı işleyebilmesi bakımından büyük önem taşır. Hem kurbanın haklarının, hem de adil bir yargılamanın gerçekleşebilmesi adına yağma ve hırsızlık suçlarının ayrımı net bir şekilde yapılmalıdır.
Yağma Suçu Şartları
Yağma suçunun koruduğu hukuki değer, bir yandan mülkiyet hakkını ve ilgili hakları, diğer yandan tehdit suçu bağlamında kişisel özgürlüğü ve cebir suçu bağlamında bedensel dokunulmazlığı kapsar.
Yağma suçunun faili herhangi bir kişi olabilirken, mağdur ise genellikle malın sahibi veya mal üzerinde hak iddia eden zilyet; ya da malı koruyan, yardım eden ve bu nedenle cebir veya tehdite maruz kalan kişiler olmaktadır.
Yağma, bir seçimlik hareketli suçtur ve yasalar, suçun var sayılabilmesi için iki farklı eylem türünden en az birinin gerçekleşmesini şart koşar. Bunlar cebir ve tehdittir. Fail, mağduru mallarını teslim etmeye ya da malın alınmasına karşı koymama konusunda zorlamak için cebir veya tehdit uygular. Bu eylemleri kendi ya da başkasının çıkarı doğrultusunda yapar. Eğer cebir veya tehdit, bu amaca hizmet etmeyen farklı bir saikle gerçekleştirilirse yağma suçu oluşmaz.
Yağma suçu şartlarının varlık göstermesi, suçun oluşabilmesi için elzemdir ve bu şartlar yasal düzenlemelerle belirlenmiştir.
Nitelikli Yağma
Nitelikli yağma; kişinin kendi mülkiyetinde olmayan bir malı, zilyedin zilyetlikten çıkarılması ve yeni bir zilyetliğin başlatılması suretiyle elde etmesi suçudur. Bu suç türünde, fail, cebir (fiziksel güç) veya tehdit (baskıyla korkutma) kullanarak malı zorla sahibinden alır. Suçun gerçekleşmesi için, malın alınma esnasında ya da alınma işleminin hemen bitmesine kadar failin cebir veya tehdit uygulaması zorunludur.
Eğer fail, malı zorla almaya çalışırken cebir veya tehdit koşulunu sağlamıyor ise ve sadece mülkiyeti gasp ediyorsa, bu durum yağma suçunu değil, hırsızlık suçunu oluşturur. Ancak hırsızlık girişimi sırasında eğer fail tarafından cebir veya tehdit kullanılırsa, o zaman bu hırsızlık girişimi nitelikli yağma suçuna dönüşebilir.
Nitelikli yağma suçu mala karşı işlenen ciddi bir suç olarak kabul edilir ve yaptırımları genellikle daha ağırdır. Zira failin, mağdurun özgür iradesine karşı zor kullanarak malı alması, hırsızlık suçundan daha ağır bir fiil olarak değerlendirilir. Nitelikli yağma suçunun temel unsurlarını; malın alınması, zilyetliğin sona erdirilmesi ve cebir veya tehditin kullanılması oluşturur.
Suçun nitelikli hali, genellikle daha ağır yaralamaların yapılması, silah kullanılması, birden fazla kişi tarafından işlenmesi veya mağdura karşı ciddi tehditlerde bulunulması gibi durumlarla meydana gelir.
Yağma Suçu Cezası
Türk Ceza Kanunu’nun 148. maddesi uyarınca, yağma suçu temel haliyle işleyen kişilere, 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilir.
Nitelikli yağma suçunu işleyen kişilere ise, TCK’nın 149. maddesine göre, 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası uygulanır. Yargıtay’ın denetimine açık olması için, kararda suçun madde metninde hangi kısma girdiğinin belirtilmesi zorunludur.
Gasp Cezası
Yağma suçu cezası TCK 148 ve 149. maddelerde düzenlenmiştir ve suçun basit hali ile nitelikli hali arasında ceza sürelerinde farklılıklar bulunmaktadır. Basit yağma için altı ile on yıl, nitelikli yağma içinse on ile on beş yıl hapis cezasının yanı sıra ilave suçlardan dolayı ek cezalar da uygulanabilir.
Yağma suçunun cezai sonuçları genellikle oldukça ağırdır. Suçun işlenme şekiline, suçun mağdur üzerindeki etkilerine ve gaspedilen malın değerine göre cezalar değişkenlik gösterebilir.
Yağma Suçu ve Cezada İndirim Durumları
Alacağını tahsil amacıyla yağma eylemini gerçekleştiren kişi, hukuki bir alacak iddiasında ise, bu durum tehdit /veya kasten yaralama suçu olarak değerlendirilebilecektir.
Türk Ceza Kanunu madde 150/2’de belirtildiği gibi, yağma suçuna konu olan malın değeri düşükse, ceza üçte bir oranında ya da en fazla yarısına kadar indirilebilir. Malın değeri, suçun işlendiği zamana göre objektif olarak az olmalıdır.
Yağma suçunda, malın değeri düşükse, uygulanacak ceza üçte bir ya da yarısına kadar azaltılabilir. Ancak, hakim uygun görmesi halinde indirimsiz ceza da verebilir.
Yağma suçunun tehdit içeren zorlama unsurunda Türk Ceza Kanununun 106. maddesi, cebir içeren zorlama unsurunda ise Türk Ceza Kanunu 86 ve 87. maddeler uygulanarak, 108. maddede belirtilen oranda ceza arttırımı yapılır.
Eğer fail, kovuşturma aşamasından önce çalınan malı iade eder veya tazminini sağlarsa, Türk Ceza Kanununun 168/3 maddesi gereği ceza yarısında indirimle sonuçlanabilir. Kovuşturma başladıktan sonra fakat hüküm verilmeden önce iade veya tazminat yapılırsa, cezadan en fazla üçte bir oranında indirim uygulanabilir.
Bu indirim şartları, yağma suçu cezasının belirlenmesinde önemli rol oynar ve mahkemenin takdirine bağlı olarak uygulanabilmektedir.
Yağma Suçundan Tutuksuz Yargılanmak
Yağma suçu, sahip olunan malı koruma hakkına karşı bir saldırı niteliği taşır. Bu suçu işleyen kişiler, genellikle tutuklu yargılanırlar. Ancak “yağma suçundan tutuksuz yargılanmak” için belli başlı koşulların sağlanması gerekir.
Suçun daha önce işlenmemesi, adli kontrol altında yargılanmanın yeterli bulunması, delillerin büyük oranda toplanmış olması, sanığın kaçma şüphesinin olmaması gibi etkenler, tutuksuz yargılanma kararı verilmesinde önem taşır.
Yağma Suçunda İştirak
Türk Ceza Kanunu 148. madde, yağma suçunda iştirak konusuna açıklık getirmektedir. Bu maddeye göre, yağma suçu işlendiğinde suça ortak olanların rolü ve sorumluluğu da ele alınmaktadır. Yağma suçunda birden fazla kişinin bir araya gelerek işlediği eylemler, iştirak hükümleri kapsamında değerlendirilebilir.
Suça iştirak etme biçimleri genellikle yardım etme ve azmettirme olarak iki farklı şekilde karşımıza çıkar. Yağma suçunda iştirak kapsamında, bir suçun işlenmesinde başkalarının da katkısı olabilir. Yardım etme, suçun işlenmesine direkt veya dolaylı şekilde yardım edenler için kullanılırken; azmettirme, bir başkasının suç işlemesini kışkırtmak veya teşvik etmek anlamına gelir.
Türk Ceza Kanunundaki bu düzenleme, yağma suçunda iştirak durumlarında suçun işlenişinde etki ve katkıda bulunan kişilerin de cezai sorumluluk taşıyacağını ifade eder. Çünkü yağma suçunu işleyen sadece fiilen eylemi gerçekleştiren kişi değil, bu eylemi mümkün kılan herkes olabilir.
Yağma Suçunda Adli Para Cezası
Yağma, Türk Ceza Kanunu’na göre oldukça ciddi bir suçtur ve bu suçu işleyen kişiler ciddi yaptırımlara tabi tutulurlar. Yağma suçu işleyenler için cezanın başlangıç noktası 6 yıl hapis cezasıdır ve bu ceza 10 yıla kadar uzayabilmektedir. Bu durum, yağma suçunun ne denli ciddiye alındığının göstergesidir.
Suçun bu denli ağır cezalandırılması, toplumda güvenliği ve bireylerin mülkiyet haklarını koruma amacını taşır. Yağma, kişilerin can veya mal güvenliğine doğrudan bir tehdit oluşturduğundan, yasalar bu suça karşı sert bir duruş sergilemektedir. Dolayısıyla, yağma suçunda adli para cezası kesinlikle gündeme gelmemekte, suçun mağdurlarının haklarının korunması ve suçun caydırıcılığının artırılması hedeflenmektedir.
Yağma Suçunda Erteleme Kararı
Türk Ceza Kanununun 51. maddesi, belirli suçlar karşısında hapis cezası alan kişilerin cezalarının ertelenmesine imkan tanır. Bu maddeye göre; bir kişi işlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına çarptırılmışsa, cezasının ertelenmesi mümkün olabilir.
Yağma suçu, genellikle daha ağır cezalar gerektirdiği için, bu suçtan hüküm giyenlerin cezalarının ertelenmesi mümkün değildir. Yağma suçu iki yıldan fazla hapis cezasını gerektirdiğinden, bu tür bir suçtan ceza alanlar Türk Ceza Kanununun 51. maddesi kapsamındaki erteleme hakkından genellikle yararlanamazlar.
Yağma Suçunda Yetkili ve Görevli Mahkeme
Kanunun 12. maddesi doğrultusunda yağma suçu, Ağır Ceza Mahkemelerinin yetki alanında sayılmıştır ve bu mahkemeler, yağma suçuna ilişkin davalarda görevli mahkeme olarak tanımlanmıştır.
5235 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde suçun cezasının üst sınırı, ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenlerden bağımsız olarak dikkate alınır. Öyle ki, yağma suçunun cezası 6 yıldan 10 yıla kadar hapis olmasına rağmen, 12. maddede açıkça yer alması nedeniyle bu suç için yetkili mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi’dir.
Ayrıca, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 12. maddesi gereğince, bir suçun işlendiği yer mahkemesi o suçla ilgili dava bakmak için yetkilidir. Bu düzenleme, suç yerinin tespit edilerek ilgili davanın hangi mahkemede görüleceğine karar verilmesi açısından önemlidir.
Yağma suçu söz konusu olduğunda, davaya bakacak olan yetkili ve görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi’dir ve bu tür davalar, suçun işlendiği yerde bulunan Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülür.