Vasiyetnamenin Tenfizi Nedir?

Bu yazımız içerisinde sizler ile vasiyetnamenin tenfizi davası ile ilgili bilmeniz gereken temel noktaları paylaşacağız. Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin yerine getirilmesi anlamına gelir. Vasiyetnamenin tenfizi için öncelikle geçerli bir vasiyetnamenin bulunması gerekir. Vasiyetname bırakmaksızın ölen kişilerin mirasçıları vasiyetnamenin tenfizi davası açamazlar. Vasiyet bırakmaksızın ölenlerin mirası yasal mirasçılarının olur.

Dedeniz veya dayınız ölmeden önce düzenlediği vasiyetname ile tüm mal varlığını size bırakmış olsun. Vasiyetnamenin açılması davası ile vasiyetnameden haberiniz oldu ve size kalan tüm taşınmazların neler olduğunu öğrendiniz. Böyle bir durumda yapmanız gereken derhal bir avukata danışmak. Belirli bir süre sonra bu mirasın zaman aşımına uğrama durumuna karşı elinizi çabuk tutmalısınız.

Aile bağları zayıflamış olan kişiler mal varlıklarını kardeşlerine veya diğer akrabalarına bırakmak istemezler. Yazdıkları vasiyetname ile mal varlıklarını arkadaşlarına veya komşularına bırakırlar. Bazen de miraslarını vakıf ve derneklere bırakmaktadırlar. İşte böyle bir durumda lehine vasiyet bırakılan kişinin vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası açması gerekmektedir. Kendisine vasiyet ile mal bırakılan birden fazla kişi varsa bunların her birinin dava açması gerekir.

Bir arkadaşınız ya da sizi evlat gibi seven bir komşunuz vasiyetnamesi ile size de mal bırakmış olsun. Diyelim ki, ölümü halinde terekesinden 10.000-Euronun size verilmesini istemiş olsun. Eğer mirasçılar size bu parayı ödemezlerse vasiyetnamenin tenfizi davası açabilirsiniz.

Vasiyetnamenin açılmasının ardından, miras bırakanın son isteklerinin gerçekleştirilmesi sürecine vasiyetnamenin tenfizi adı verilir. Bu süreç, vasiyetnamenin açılmasından farklı bir prosedür olarak karşımıza çıkar ve vasiyetin içeriğinin yasal olarak yerine getirilmesini kapsar. Vasiyetle belirlenen mal varlığının vasiyet alacaklılarına devredilmesi ve hükmen tescil edilmesi için vasiyette hak sahibi olan kişilerin bu talepte bulunma yükümlülüğü ortaya çıkar.

Vasiyetnamenin içeriğinin hayata geçirilmesi, vasiyet alacaklılarına miras bırakılan mal varlığının yönetiminden sorumlu kişiler tarafından yerine getirilmesi gereken bir süreçtir. Vasiyetin yerine getirilmesi, vasiyet alacaklılarının açık talebi olmadıkça başlatılmaz; dolayısıyla mal varlığının devir veya tescil işlemleri vasiyet alacaklılarının talebi olmaksızın gerçekleşmez.

Vasiyetnamenin tenfizi işlemleri, vasiyeti yerine getirmekte geciken veya yerine getirmeyi reddeden vasiyet yükümlüsüne karşı açılan bir dava sürecini de ifade edebilir. Bu dava, vasiyetin gereği gibi yerine getirilmediği durumlarda, vasiyet alacaklılarının haklarını korumak ve yasal süreçler dahilinde mirasın kendilerine geçmesini sağlamak amacıyla açılır.

Vasiyetnamenin tenfizini talep eden kişiler, yasal mirasçılardan veya vasiyetnamede belirtilen kişilerden olabilir. Sürecin sağlıklı işleyişi ve hak sahiplerinin korunması adına, vasiyetnamenin tenfizi, miras hukuku alanında büyük bir öneme sahiptir ve vasiyette yer alan hükümlerin, yasalar çerçevesinde uygulanmasını temin eder.

Vasiyetnamenin tenfizi ile alakalı olarak, vasiyet alacaklıları ve vasiyet yükümlüleri arasında yaşanan anlaşmazlıklar, hukuki yollardan çözüme kavuşturulabilir. Bu süreçte, etkili bir hukuki destek almak ve yasal hakların korunmasını sağlamak için avukatlardan danışmanlık almak önem taşır.

Vasiyetnamenin Tenfizi Davası 

Vasiyetname ile size bırakılan yerleri tapuda adınıza kayıt ettirebilmeniz için vasiyetnamenin tenfizi davası açmanız gerekmektedir. Diyelim ki amcanız vasiyetnamesinde Marmaris’teki yazlık evini size bırakmış olsun. Bu evin adınıza kayıt edilebilmesi için vasiyetnamenin tenfizi davası açmanız gerekmektedir. Dava açmadan tapu tescili mümkün değildir. Ayrıca süresi içinde bu davayı açmazsanız hakkınız kaybolacaktır. Ne de olsa vasiyetname ile bu yerler artık benim oldu şeklindeki düşünce yanlıştır. Bu davayı asliye hukuk mahkemesinde açmanız gerekmektedir. Dava açmak için dava dilekçesi ile mahkemeye başvuru yapmanız gerekiyor. Dava açarken size vasiyetnamenin bir örneği ve vasiyet bırakan kişinin mirasçılık belgesi gerekecektir. Eğer vasiyetname ile size bırakılan bir yer yoksa bu davayı açamazsınız. Açtığınız dava da ret edilir.

Vasiyetnamenin tenfizi davasını açmadan önce vasiyetnamenin mahkeme tarafından açılıp okunması gerekmektedir. Eğer miras bırakan el yazılı vasiyetname düzenlediyse ve siz bu vasiyetnameyi bulduysanız, yapılacak ilk iş vasiyeti mahkemeye vermek olmalıdır. Mahkemeye verilen vasiyet tüm mirasçılara okunacaktır. Böylelikle tüm mirasçıların vasiyetnameden ve içeriğinden haberi olacaktır. Vasiyet kendisine okunan mirasçılar, iptali için dava açıp açmayacaklarına karar vereceklerdir. Eğer vasiyetnamenin iptali davası açılırsa, dava sonuçlanana kadar vasiyetnamenin tenfizi davası görülmez.

Vasiyetnamenin tenfizi davası, miras bırakan kişinin yasal mirasçılarına ya da vasiyeti yerine getirme görevlisine karşı açmalısınız. Yasal mirasçıların kimler olduğu mirasçılık belgesinde yazmaktadır. Noterden ya da mahkemeden alacağınız mirasçılık belgesi ile tüm yasal mirasçıları öğrenebilirsiniz. Bu davayı açarken deneyimli bir avukattan yardım almanızı öneriyoruz.

Tenfiz Davası Nedir?

Bir kişinin vefat etmesinin ardından, mirasçıların hakları ve yükümlülükleri, vasiyetname ve yasal düzenlemelere göre şekillendirilir. Vasiyetname ile bir mirasçıya belirli bir malın bırakılması durumunda, o mal üzerindeki hakların kullanılması ve vasiyetnamenin gereklerinin yerine getirilmesi için Vasiyetnamenin Tenfizi davası açılması gerekebilir. Miras bırakanın isteklerinin yasal mirasçılar tarafından yerine getirilmesini talep etmek, bu tür bir dava ile mümkündür.

Genel miras hukuku ilkesine göre, bir kimse vefat ettiğinde, onun mal varlığı yasal ve atanmış mirasçılara geçer. Yasal mirasçılar ölüm anında miras malı üzerinde mülkiyet hakkı kazanır ve bu haklarını hukuki yollarla kullanabilirler. Mirasçılar arasındaki bu miras ortaklığını sona erdirmek için ise ortaklığın giderilmesi davası ya da miras taksim sözleşmesi yazmak gibi yollar izlenebilir.

Ancak, miras bırakanın vasiyeti ile sadece belirli bir mal üzerinde hak tanınmış kişiler, mirasçı listesinde yer almasalar dahi, vefat etmiş kişinin mal varlığından pay alma konusunda bir hak iddia edebilirler. Bu durumda, söz konusu kişiler, vasiyetin yerine getirilmesini yasal mirasçılardan talep edebilirler. Bu talep, özellikle vasiyetnamenin tenfizi davası açarak yasal yolla karşılanabilir.

Bu süreçte, vasiyetnamede belirtilen hükümlerin adil ve doğru bir şekilde uygulanmasını sağlamak, mirasın adil bir biçimde paylaştırılmasını garanti altına almak ve vasiyetnamede belirtilmiş olan talimatların eksiksiz yerine getirilmesini temin etmek önemlidir. Dolayısıyla, vasiyetnamenin tenfizi, miras hukukunda merkezi bir rol oynar ve miras bırakanın son arzusunun gerçekleştirilmesinin yolunu açar. Vasiyetnamenin tenfizi davaları ölen kişinin vasiyetnamesinin açılıp açılmadığı ve geçerli olduğu hususunda netlik kazandırma amacı güden hukuki süreçlerdir. 

Bir vasiyetnameyle ilgili Tenfizi (yerine getirilmesi) davası açmak için öncelikle Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından Medeni Kanun’un 595 ve devamı maddelerinde belirtilen usuller dahilinde vasiyetnamenin açılmış ve bu süreç sonrasında herhangi bir itirazın gelmemesi veya var olan itirazların çürütülmüş olması gerekir. 

Vasiyetnamenin açılması söz konusu ise ve mahkeme kararı tüm mirasçılara tebliğ edilmemiş ve kesinleşmemiş ise, vasiyetname hala ele alınması gereken bir konudur ve henüz geçerlilik kazanmamıştır. Vasiyetnamenin iptali için açılması gereken bir dava varsa ve bu dava sonuçlanmadan herhangi bir hüküm oluşturulursa, bu durum hukuki açıdan kabul edilemezdir. Dolayısıyla, mahkemece yapılan eksik inceleme ve acele karar verilmesi, bu yönlerden ötürü hatalı bulunarak bozmayı gerektirmektedir. Bu bilgiler ışığında, bir vasiyetnamenin yerine getirilmesi sürecinde hukuki prosedürler ve süreler önem taşımaktadır ve bu süreçler titizlikle ele alınmalıdır.

 Vasiyetnamenin Tenfizi ile Tapu İptali ve Tescil Davası

Vasiyetnamenin ardından yasal miras işlemleri oldukça önemlidir. Özellikle vasiyetnamenin tenfizi süreci, mirasçıların haklarını koruma ve merhumun son arzularını yerine getirme açısından büyük bir öneme sahiptir. Vasiyetnamenin tenfizi, mirasçıların talebi üzerine, mahkeme tarafından yapılacak bir işlemdir ve bu işlem sırasında hakimin, miras bırakanın son dileğini en iyi şekilde gerçekleştirmeye çalışması gerekmektedir.

Mirasçılar tarafından vasiyetnamenin tenfizine yönelik taleplerde bulunulabilir ve bu durumda yargı süreci başlatılır. Mahkeme, vasiyetnamenin tenfizi aşamasında, miras bırakanın iradesini en doğru biçimde tespit edip ona uygun hareket etmelidir. Vasiyetnamenin tenfizi sonucunda, miras kalan taşınmazlar için tapu kayıtlarının iptali ve yeni sahipler adına tescili gerekebilir.

Vasiyetname, bir kişinin ölümünden sonra mal varlığının nasıl paylaşılacağını belirten son derece önemli bir hukuki belgedir. Miras bırakanın iradesine uygun olarak vasiyetnamenin tenfizi işlemlerinin, adaletli ve düzenli bir şekilde gerçekleştirilmesi, tapu kayıtlarının iptali ve mirasçılar adına yeni tescilin yapılması, mahkeme tarafından büyük dikkat ve özenle yürütülmesi gereken bir süreçtir. Bu süreç, miras bırakanın son isteklerinin yerine getirilmesinin yanı sıra mirasçıların haklarının korunmasını da sağlar.

Vasiyetnamenin Tenfizi Davası ve Süreci

Vasiyetnamenin tenfizi davası, miras hukukunda önemli bir yere sahip olup, vasiyetnamenin geçerli olduğunun hukuki olarak tespiti amacıyla açılan bir davadır. Özellikle miras bırakanın vefatından sonra ortaya çıkan vasiyetnameyle ilgili, Türk Medeni Kanununun 596 ve devamındaki maddelerinde bahsedilen tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve yasal süreler dolduktan sonra, eğer herhangi bir itiraz söz konusu değilse veya yapılan itirazlar reddedilmişse, vasiyetnamenin geçerliliğinin tespit edilmesi için Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır.

Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle, vasiyetnamenin geçerli olup olmadığı sorgulanır. Bu, vasiyetnamenin şekil şartına, şahitlerin varlığına ve benzeri unsurlara uygun olarak hazırlanmış olması gerekliliğini ifade eder. TMK’nın 595. maddesine göre, miras bırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın, hemen ilgili sulh hakimine teslim edilmesi zorunludur. Teslimden itibaren vasiyetnamenin bir ay içinde açılıp ilgililere okunması gerekir.

Vasiyetname usulünce açılıp okutulduktan sonra, bu kararın kesinleşmesi gerekir. Vasiyetnamenin iptali için Türk Medeni Kanunu uyarınca bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamış ve geçmiş olması gerekmektedir. Yapılan itirazlar sonucunda, vasiyetnamenin iptali yolunda herhangi bir olumlu karar çıkmamış ve kesinleşmiş olmalıdır. Vasiyetnamenin tenfizi davası sırasında mahkeme, dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığını araştırır ve ilgili kararın kesinleştiği tarihli şerhinin yer aldığı onaylı suretini dosya kayıtlarına dahil etmelidir.

Bu süreç, miras haklarına ilişkin olarak vasiyetnameyle getirilen hükümlerin yasal olarak kabul edilip edilmeyeceği ve taraflar arasındaki miras paylaşımının nasıl gerçekleşeceği ile ilgili netliği sağlamak için önemlidir. Vasiyetnamenin tenfizi talebi, miras bırakanın son iradesinin yasal çerçevede yerine getirilmesi için kritik bir adımdır.

Vasiyetnamenin Tenfizi Davasında Yapılması Gerekenler

Vasiyetnamenin Tenfizi davasının kabulü için, yürürlükteki vasiyetnamenin varlığı ve geçerliliği temel alınır. Türk Medeni Kanunu uyarınca, bu süreçte yasal prosedürler ve sürelerin dikkate alınması şarttır. 

Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyetnamenin açıldığı, tebliğ işlemlerinin Türk Medeni Kanununun 596. maddesi ve devamı maddelerde belirtilen şekilde yapıldığı, gerekli sürelerin dolmasının ardından, herhangi bir itiraz almadığı ya da varsa itirazların sonuçsuz kaldığını tespit etmek amacıyla açılır. Ancak bu tespit, malın devrini otomatik olarak gerçekleştirmez.

Vasiyetle belirli bir malın verildiği kişi, varsa bu yükümlülüğü taşıyan kişiye, yoksa yasal ve atanmış mirasçılara karşı, malın kendisine devredilmesi talebiyle istihkak davası açmalıdır. 

Taşınmazın vasiyetle bir kişiye bırakılması durumunda, vasiyetnamenin açılıp okunması ve mirasçılar tarafından kabul edilmesi, ya da bir yıllık hak düşürücü süre sonunda herhangi bir iptal ya da tenkis davasının açılmaması gerekmektedir. Açılmışsa sonucunun beklenmesi ve sonuç doğrultusunda hareket edilmesi önemlidir.

Vasiyetnamenin Tenfizi davasında, ilk olarak dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılmalı, vasiyetnamenin açılmasına dair kararın kesinleştiği tarih ve bu kararın onaylı bir sureti ilgili mahkemeden temin edilip dava dosyasına eklenmelidir. Bu işlemler, yasal prosedürlere uygun olarak gerçekleşmelidir ve vasiyetnamenin yasal mirasçılar tarafından kabul edildiğine veya itirazların olmadığına dair kanıtlar toplanmalıdır.

Vasiyetnamenin geçerliliği ve yürürlükte olup olmadığı gibi konular, vasiyetnamenin tenfizi davasında belirleyici unsurlardır. Bu süreçlerin eksiksiz yerine getirilmesi, miras hukuku çerçevesinde hukuki süreçlerin sağlıklı işlemesine katkıda bulunur.

Vasiyetnamenin Tenfizi Davası Kime Karşı Açılır?

Vasiyetname ile yapılan mal vasiyeti, belirlenen malın kimlere ve nasıl geçeceğini net bir şekilde ortaya koyar. Vasiyeti alan kişi, vasiyetle belirli malın sahibi olur ve bu durumda atanmış yasal mirasçılar da bu malın kendisine geçmesi için yükümlü hale gelirler. Vasiyeti yerine getirecek bir görevli atanmış ise vasiyetnamenin tenfizini talep eden dava, öncelikle bu görevliye karşı açılır. Bu görevli, vasiyetname uyarınca tayin edilmiş bir kişi veya kurumdur ve vasiyetnamenin koşullarını yerine getirmekle yükümlüdür.

Eğer bir vasiyeti yerine getirme görevlisi belirlenmemişse, vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyet edilmemiş malların sahibi olacak olan külli haleflere, yani vasiyetname ile mirasçı olarak belirtilen kişilere ve yasalarca mirasçı kabul edilenlere karşı açılır. Bu davanın amaçları arasında vasiyetnamenin koşullarının yerine getirilmesi, belirli malın doğru kişiye aktarılması ve mirasın hakkaniyetli bir şekilde dağıtımının sağlanması yer alır.

Vasiyetnamenin tenfizi için talepte bulunacak olan kişi, vasiyetnamede belirlenen mal veya hakkın kendisine aktarılmasını istemektedir. Bu davayla, vasiyetname koşullarının yasal yollardan yerine getirilmesi ve vasiyetin gerçekleştirilmesi amaçlanır.

Vasiyetnamenin Tenfizi Davasında Bekletici Mesele

Vasiyetnamenin tenfizi davası sürecinde ilk adım olarak vasiyetin resmi açılış kararının onaylanmış ve kesinleşmiş belgesinin mahkemeye sunulması esastır.

Buna ek olarak, vasiyetnamenin iptaline yönelik bir dava açıldığında, bu davanın sonucu, vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasını da etkileyeceğinden, Türk Medeni Kanunu madde 559 uyarınca bir yıllık iptal davası açma süresinin beklenmesi ve açılmış ise iptal davasının sonucunun beklenmesi gerekmektedir. Mahkeme, vasiyetnamenin açılmasıyla ilgili dosyayı ve eğer varsa taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptaline ilişkin davaların sonuçlarının kesinleşmesini bekletici mesele olarak kabul edip, ortaya çıkacak sonuca göre hareket etmesi gerekir.

Vasiyetnamenin Tenfizi Niçin Gereklidir?

Mirasta, külli halefiyet ilkesi gereğince mirasçılar, vefatla birlikte otomatik olarak mülkiyet hakkına sahip olurlar. Dolayısıyla veraset ilamı çıkarılması veya vasiyetnamenin açılması gibi süreçler, mirasın devri açısından bildirimde bulunma işlevi görür ve aslında kurucu bir etkiye sahip değildir. Ancak özel olarak belirli bir malın vasiyet yoluyla miras bırakılması durumunda, alacaklı konumundaki kişinin hakkını talep edebilmesi için vasiyetin tenfizi davası açılmalıdır.

Bir kimseye belirli bir malın vasiyet edilmesi halinde, alacaklı bu malı ya da hakkı alabilmek için öncelikle noter aracılığıyla bir ihtarname yoluyla talebini bildirmeli, ardından bu ihtar uygun şekilde dikkate alınmaz ve vasiyet yerine getirilmezse, vasiyetin tenfizi yoluyla hukuki süreç başlatılabilir. Doğrudan dava yoluyla da bu hak aranabilir.

Türk Medeni Kanununun 518. maddesi uyarınca, belirli bir mal üzerinde tasarrufu yapma yükümlülüğü bulunan kişi, malı vasiyetle miras alacak kişiye teslim etmek zorundadır. Fakat bazen kötü niyetli kişilerce bu yükümlülük ihlal edilebilir. Türk Medeni Kanununun 600. maddesi de belirli mal vasiyeti alan kişinin, talep hakkına sahip olduğunu belirtir. Vasiyet alacaklısı, yükümlü kişilerden malın kendisine teslim edilmesini ya da hakkın devredilmesini talep edebilir, ayrıca vasiyet konusu bir davranışın yerine getirilmemesi durumunda ortaya çıkan zararın giderilmesini de isteyebilir.

Bu bağlamda, vasiyetin tenfizi davası olarak bilinen süreç, miras bırakılan belirli malın veya hakkın korunması ve talep edilmesi için önemlidir. Belirli malın başkalarının eline geçmesi riski göz önünde bulundurularak, vasiyetin yerine getirilmesi için hızla dava açılmalı ve koruyucu tedbirler alınmalıdır.

Vasiyetnamenin Yerine Getirilmesi Davası Ne Zaman Açılır?

Bu davalarda TMK 596 ve devamı maddelerine göre vasiyetnamenin açıldığının ve iptali için yasada öngörülen sürelerin geçtiğinin ve iptal davası açılıp açılmadığının tespiti gerekir. Vasiyetnamenin tenfizi davası vasiyetnamenin açılması ve okunması davasından sonra açılır. Öncesinde dava açmamanızı tavsiye ederiz. Öncelikle vasiyetnamenin açılması gerekir. Bu konuda detaylı bilgi için vasiyetnamenin açılması başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz. Vasiyetnamenin okunması davasında mahkemenin karar vermesi ve bu kararın kesinleşmesi gerekir. Kararın kesinleşmesi ile vasiyetnamenin iptali davası açmak için zaman aşımı süresi işlemeye başlar. Vasiyetnamenin iptali için süresinde dava açılmadıysa artık vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasını açabilirsiniz. Eğer vasiyetnamenin iptali için dava açıldıysa da mahkeme kararının kesinleşmesi gerekir. Detaylı bilgi için vasiyetnamenin iptali davası başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

19 Yıl Geçtikten Sonra Vasiyetnamenin Tenfizi Açılabilir mi?

Davacılar; miras bırakanları Mustafa’nın sağlığında düzenlediği 01.04.1983 tarihli vasiyetname ile Beşiktaş’ta yer alan evi kendilerine vasiyet ettiğini iddia ederek, taşınmazların miras bırakan Mustafa adına olan tapu kayıtlarının iptali ile kendileri adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir. Bir kısım davalılar ise; vasiyetnamenin 1985 yılında açıldığını, davacıların vasiyetnamenin içeriğini öğrenmelerinin üzerinden 19 yıl geçtikten sonra bu davayı açamayacaklarını savunarak davanın reddini talep etmişlerdir. Dava, Türk Medeni Kanununun 600. maddesi uyarınca vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyete konu taşınmazların miras bırakan adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tescili talebine ilişkindir.

Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunup kesinleşmesinden sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekmektedir. Eldeki olayda; dava konusu resmi vasiyetname ile ilgili tenkis talebiyle dava açıldığı, anlaşılmaktadır. Tenkis davası ise henüz kesinleşmemiştir. Bu sebeple dava süresinde açılmıştır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi  2013/19297 E.  , 2014/3828 K.

Vasiyetnamenin Tenfizi Şartları

Bu davanın açılabilmesi için bazı şartların gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu şartlar gerçekleşmeden vasiyetnamenin yerine getirilmesi istenemez. Öncelikle vasiyetnamenin açılıp okunması gerekir. Vasiyetnamenin yerine getirilmesi için her şeyden önce vasiyetnamenin açıldığının ve iptali için yasada öngörülen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir. Vasiyetname Sulh Hukuk Hâkimi tarafından usulüne uygun açılıp okunmadıkça yerine getirilmesi istenilemez. Ayrıca vasiyetnamenin açılması davasının kesinleşmesi gerekmektedir. Dava açılmış fakat taraflara tebligat yapılmamışsa dava henüz derdest kabul edilir. Vasiyetnamenin açılması davası kesinleştirilmeden vasiyetnamenin tenfizine karar verilemez.

Vasiyetnamenin Açılması

Kişinin ölümü üzerine vasiyetnamesi okunmak üzere mahkemeye teslim edilir. Mahkeme ise, tüm mirasçıları mahkeme salonuna davet ederek, mirasçıların önünde vasiyetnameyi açar ve okur. Vasiyetnamenin açılıp okunması kararı kesinleşmeden dava açmamalısınız. Vasiyetnamenin açılması için de ortada bir vasiyetnamenin olması zorunludur. Miras bırakanın düzenlediği bir vasiyetname olmaksızın vasiyetnamenin tenfizi istenemez. Miras sözleşmeleri vasiyetname değildir ve vasiyetnamenin okunması davasına konu olamazlar.

Kimler Dava Açabilir?

Vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasını kendisine vasiyetname ile miras bırakılan kişiler açabilir. Vasiyetnamenin tenfizi davasını süresinde açmazsanız hakkınızı kaybedersiniz. Bu sebeple bu konuda bilgi sahibi olmanız ve zaman kaybetmemeniz yararınıza olacaktır. Vasiyetnamenin tenfizi davası vasiyet yazanın mirasçılarına karşı açılır. Bu davayı kendisine belirli mal bırakılan vasiyet alacaklıları açabilir. Vasiyetname ile mirasçı olarak atanan kişiler bu davayı açamazlar. Mirasçı atanan kişilerin vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası açamayacakları hakkında birçok Yargıtay kararı bulunmaktadır. Atanmış mirasçılar, kendilerinin mirasçı olduklarını gösterir mirasçılık belgesi alabilirler. Böyle bir durumda mirasçılık belgesini noterden değil de mahkemeden almanız gerekir. Mirasçılık belgesi başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

Vasiyetnamenin Tenfizi Davasını Kimlere Açmalısınız?

Öncelikle vasiyetnameyi dikkatli okumalısınız. Vasiyet ile size ne bırakıldığını net bir şekilde öğrenmeye çalışın. Vasiyetname içeriğinde vasiyeti yerine getirme görevli atanıp atanmadığını araştırın. Eğer vasiyeti yerine getirme görevlisi belirlenmişse davayı vasiyeti yerine getirme görevlisine karşı açmanız gerekmektedir. Vasiyetnamede böyle bir görevlendirme yapılmadıysa davayı mirasçılara karşı açmanız gerekmektedir.

Vasiyetnamenin Tenfizi Görevli Mahkeme

Vasiyetin yerine getirilmesi davası için görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Sulh hukuk mahkemesinde açacağınız dava görevsizlik sebebi ile ret edilecektir.

Vasiyetnamenin Tenfizi Yetkili Mahkeme

Bu davayı miras bırakanın en son yerleşim yerinde bulunan mahkemede açmanız gerekmektedir. Örnek olarak; eğer miras bırakanınız en son İstanbul Beşiktaş’ta ikamet ediyorsa, vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasını İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açmalısınız. Vasiyetnamenin tenfizi davasında kesin yetki söz konusudur. Vasiyetnamenin yerine getirilmesine yönelik davaya miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesinde bakılması gerekir. Bu yetki, kesindir. Kesin yetki, dava şartlarından olduğundan, yargılamanın her aşamasında hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Mahkemece; miras bırakanın son ikametgâhının araştırılarak davaya bakmakla yetkili olup olmadığının saptanması gerekir.

Vasiyetnamenin tenfizine ilişkin davalarda asli yetkili mahkeme, genel olarak miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesi olarak belirlenmiştir. Bu mahkeme, miras bırakanın vefat ettiği tarihte ikametgahının bulunduğu yerin yargı çevresinde yer alır.

Bu düzenlemenin amacı, davaların daha kolay ve hızlı bir şekilde yürütülmesini sağlamak, ilgili tanık ve delillere rahatça ulaşabilmeyi mümkün kılmaktır. Ayrıca, miras bırakanın ölümünden sonra mal varlığının büyük bir kısmının son yaşadığı yerde bulunması ihtimali bu tercihin bir diğer sebebidir.

Vasiyetnamenin tenfizi davalarında mirasçılar veya vasiyetime muhatap olan diğer ilgililer, miras bırakanın son yerleşim yerindeki mahkemeye başvuruda bulunarak süreci başlatmalıdır. Bu aşamada, deneyimli bir avukattan hukuki destek almak, vasiyetin usulüne uygun ve etkili bir şekilde tenfiz edilmesinde önemli bir rol oynar.

Vasiyetnamenin tenfizi davalarına ilişkin yetki konusunda, miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesinin yetkili kılınması, hem pratiklik hem de hukuki süreklilik açısından büyük önem taşımaktadır.

Vasiyetnamenin Tenfizi Süresi

Vasiyetnamenin tenfizi için belirli bir süre bulunmaktadır. Bu süre geçtikten sonra artık vasiyetnamenin tenfizini isteyemezsiniz. Zaten tüm malı bana bıraktı. İstediğim zaman tapuları üzerime alırım diyorsanız bir daha düşünün. 

Mehmet’e babaannesi Hatice 1985 yılında düzenlediği vasiyetname ile tüm mal varlığını torunu Mehmet’e bırakmıştır. Mehmet vasiyetnamenin tenfizi için dava açmıştır. Diğer mirasçılar ise 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini ve vasiyetnamenin artık tenfiz edilemeyeceğini iddia etmişlerdir. Mahkeme davacı Mehmet’in vasiyetnamenin okuması davasında vasiyetnamenin içeriğini öğrendiğini ve aradan 10 yıldan fazla süre geçtiği için zaman aşımı süresi dolduğundan davayı reddetmiştir. 

Vasiyet alacaklısının alacak hakkının hukuki sebebi olan vasiyet her ne kadar miras bırakanın sağlığında yapılıyorsa da, bu bir ölüme bağlı tasarruf olduğundan, vasiyet alacağı ancak miras bırakanın ölümü ile doğar. Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır. Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı açılır.

Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin tenfizi ve buna bağlı olarak tapu iptal ile tescil davası vasiyetnamenin açılıp okunduğu, itiraza uğramadan veya itiraz edilmiş ise itirazların reddedilmesi sonucunda kesinleştiğine dair bir tespit davasıdır. Davada, vasiyetnamenin açılıp okunması davasının kesinleşme tarihinden itibaren davalıların vasiyetname ile ilgili iptal davası açmaları için 1 yıllık hak düşürücü süre geçmeden, başka bir deyişle vasiyetname kesinleşmeden ve infaz edilebilir olmadan mahkemece; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi   2014/6665 E.  , 2014/7406 K.

Vasiyet Tenfiz Davasında Zamanaşımı Var mıdır?

Vasiyetnamenin tenfizi davalarında, özellikle hak düşürücü sürelere dikkat edilmesi önemlidir. Bir vasiyet alacaklısı, vasiyetnamenin kendisine tebliğ edilmesinden itibaren 10 yıllık bir süre içinde dava açma hakkına sahiptir. Vasiyetnamenin açılmadığı ve bu süre zarfında dava açılmadığı takdirde, vasiyet alacaklısı hak düşürücü süreye takılarak dava açma hakkını kaybeder.

Vasiyetname, bir kişinin ölümünden sonra mirasının nasıl dağıtılacağına dair son iradesini bitiren resmi bir belgedir. Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyetin yasal mirasçılar ve diğer ilgililer tarafından tanınmasını ve yerine getirilmesini talep etmek için açılır. Bu tarz davalarda, vasiyet alacaklıları, vasiyetnameye uygun olarak, kendilerine düşen hakları mahkeme aracılığıyla talep edebilirler.

Ancak belirtilen 10 yıllık süre, vasiyetname tenfizi için kritik bir öneme sahiptir. Bu süre, vasiyet alacaklısının mirasçıların vasiyetnamenin açılması işlemlerini başlatmasından veya mirasçının hak sahibi olduğunun farkına varmasından başlayarak işlemeye başlar. Eğer vasiyetname, vasiyet alacaklısına tebliğ edildiği tarihten itibaren belirlenen bu süre içinde ilgili mahkeme nezdinde tenfizi için dava açılmazsa, vasiyet alacaklısı dava açma hakkını süresi geçmiş olarak kaybeder.

Bu nedenle, miras hukuku ve vasiyetname ile ilgili iş ve işlemlerde, belirlenen sürelere göz önüne alınması ve hak kayıplarının önlenmesi için zamanında hareket edilmesi büyük önem taşımaktadır. Vasiyetnamenin tenfizi davası, mirasçıların ve vasiyet alacaklılarının, vasiyetnamenin gerekliliklerini yasal ve usulüne uygun bir şekilde yerine getirebilmesi için atılması gereken adımlardan biridir.

Vasiyetnamenin Tenfizi Zaman Aşımı Sebebiyle Davanın Reddi

Davacı vekili dilekçesinde, murisin 25.02.1975 tarihinde düzenlediği el yazması vasiyetnamenin tenfizini talep etmiştir. Zamanaşımı ilk itirazlardan değilse de cevap süresi içinde ileri sürülmesi zorunludur. Davalı Murat zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Vasiyetnameyi düzenleyen anne Zehra 1986 yılında vefat ederek geriye 2 çocuğu kalmıştır. Türk Medeni Kanununa göre; vasiyet alacaklısının dava hakkı ölüme bağlı kazandırmayı öğrenmesinden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Davacılar vasiyetnameyi 1986 yılında öğrenmişlerdir. Eldeki dava aradan 24 yıl geçtikten sonra açılmıştır. Bu sebeple davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekir.


“Vasiyetnamenin Tenfizi Nedir?” üzerine 4 yorum

  1. Merhaba vefat eden ablamdan kalan
    bir gayrimenkul var ablamın çocuğu yada eşi yok.Annemde ablamdan sonra vefat etti.Annem ölmeden önce kendi el yazısı ile ablamdan kalan gayrimenkulun kendi payına düşen kısmını bana bıraktığını vasiyet etti.Şimdi benim ne yapmam nasıl bir yol izlemem gerekiyor.Ayrıca diğer kardeşlerimin saklı pay diye bir hakkı varmıdır varsa bunların payı nedir? Açıklamalarınız yardımlarınız verdiğiniz bilgiler için şimdiden çok teşekkür ederim.

    Yanıtla
    • En kısa sürede vasiyetnameyi sulh hukuk mahkemesine teslim etmeniz gerekir. Mahkeme tüm mirasçıları çağırarak vasiyetnamenin açacak ve okuyacaktır. Vasiyetnamenin açılmasından sonra mirasçıların dava açmak için 1 yıllık süreleri başlayacaktır. Vasiyetnameyi en kısa sürede teslim etmeniz gerekiyor; fakat geç teslim etmeniz vasiyetnameyi geçersiz yapmaz.

      Yanıtla
  2. Dedem 1987 yılında vasiyet yazarak malların yarısını 2. Eşine bıraktığını soylemıs ancak kendisi 2002 yılında vefat etti bu vasiyet söylediklerine göre 2023 yılında ellerine geçmiş(ne zaman açıldığından haberimiz yok)ve bize vasiyetin tenfizi davası açtılar ne yapmalıyız .

    Yanıtla

Yorum yapın

Ara WhatsApp