Korkutma ve Zorlama ile Düzenlenen Vasiyetnamenin İptali
Vatandaş Ahmet 11.12.2007 tarihinde Kadıköy Noterliğinde vasiyetname düzenlemiştir. Düzenlediği bu vasiyetname ile tüm malvarlığını oğlu Ali Cengiz’den olma torunu Hasan’a bırakmıştır. Vasiyetname düzenlenmesine katılan tanıklardan biri Ali Cengiz’in yanında çalışan sekreteri, diğeri de avukatıdır.
Ahmet’in ölümü sonrasında kızı Esra vasiyetnamenin iptali için dava açmıştır. Söz konusu vasiyetnamenin abisi Ali Cengiz’in korkutması ve zorlaması sonucunda düzenlendiğini ve vasiyetnameye katılması yasak olan kişilerin tanık olduklarını, bu sebeple de vasiyetnamenin geçersiz olduğunu iddia ederek; vasiyetnamenin iptaline, bunun mümkün olmaması halinde ise vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.
Dinlenen tanıklar; vatandaş Ahmet’e, torunu olan Hasan lehine vasiyetname düzenlemesi için oğlu Ali Cengiz tarafından baskı yapıldığını, miras bırakanın vasiyetname düzenlemeye yanaşmaması nedeniyle oğlu tarafından birlikte işlettikleri galeriden kovularak bir süre bu işyerine gelmesine izin verilmediği, bu olay nedeniyle miras bırakan ile oğlunun bir süre birbirleriyle konuşmayıp sonradan barıştıkları anlatmışlardır.
Miras bırakan vatandaş Ahmet ölmeden önce eşi ile birlikte yaşamaktadır. İstediği vasiyetnameyi yapmadığı için Ali Cengiz, babasının kendi konutuna girmesine izin vermeyerek bir süre iş yerinde yatmaya zorlamıştır. Eşi ve diğer çocuğu ile ailevi bir sorunu bulunmayan miras bırakanın bu olaylar nedeniyle torunu lehine vasiyetname düzenlemeye zorlandığı toplanan deliller ve birbirini teyit eden tanık anlatımlarından anlaşılmıştır.
Mahkemece; miras bırakan …’e, mal varlığını torununa bırakması için oğlu olan davalı… tarafından tehdit ya da ikrah uygulandığını gösterir herhangi bir delilin bulunmadığı, yalnızca bir kısım davacı tanıklarının miras bırakana bu konuda baskı yapıldığını, bir kısım davalı tanıklarının ise böyle bir baskıya şahit olmadıklarını ifade ettikleri, bu durumun varlığı kabul edilse bile tehdit veya ikrah durumu söz konusu olmadıkça, salt mücerret baskının vasiyetnamenin iptali için geçerli bir sebep olmadığı,
İkrah (korkutma) kişinin irade serbestîsini ihlal suretiyle onu gerçek isteğine uymayan bir beyanda bulunmak zorunluluğunda bırakan, hukukun caiz görmediği davranışlardır. İkrah, maddi ve manevi olmak üzere iki türlüdür. Bir kimseye o akdi yapmasını temin için maddi tazyik yapılmışsa, örneğin eli tutularak zorla sözleşmenin altı imzalatılmışsa bu halde maddi ikrah hali varsayılır. Öte yandan bir kimsede korku yaratarak ona istenilen işlemi yaptırmayı amaçlayan tehdide de manevi ikrah denilir.
Bir ölüme bağlı tasarrufun meydana gelmesine tesir edecek her türlü ikrah, bir iptal sebebi teşkil eder (Türk Medeni Kanunu madde 557/2). Ancak, her iki türünde de ikrahın ciddi olması, ikrahın ağır bir tehlike teşkil etmesi, tehdidin yaratacağı tehlikenin derhal gerçekleşecek nitelikte olması, tehdidin bizzat akdin tarafına veya yakınlarına yapılması ve yapılan tehdidin haksız ve hukuka aykırı olması, tehdidin şahsa, namusa, cana, mala veya hürriyete yönelmiş bulunması ve nihayet tehdit ile yapılan işlem arasında illiyet bağı bulunması koşulu aranır.
Şu durumda; vasiyetnamenin miras bırakana manevi ikrah altında yaptırıldığı sabit olduğundan vasiyetnamenin iptali isteminin kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Vasiyetnamenin iptali davası çok dikkat ve bilgi gerektiren bir davadır. Bu sebeple mutlaka bir avukattan yardım almanızı öneririz. Aksi takdirde, sonradan telafisi mümkün olmayan hak kayıpları yaşayabilirsiniz.
Yazımızın bu kısmı; Yargıtay 3 Hukuk Dairesi’nin 2012/8984 Esas ve 2012/19910 Karar sayılı ilamına konu olmuş olaydan uyarlanmıştır.
Vasiyetnamenin iptali örnek Yargıtay kararı.
Siz de fikrinizi belirtin