Israrlı takip suçu, Türk Ceza Kanunu 123/A maddesine göre düzenlenmiş ve şahısların günlük yaşamını tehdit eden, güvenlik endişeleri yaratan ve ciddi bir huzursuzluğa sebebiyet veren bir suç tipidir.
Israrlı takip, fiziksel takibin yanı sıra elektronik iletişim, bilişim sistemleri ve üçüncü şahıslar aracılığıyla yapılan rahatsız edici eylemleri de kapsar.
TCK içerisinde cinsiyet farkı gözetmeksizin herkese karşı işlenebilen bir suç olarak yer alan ısrarlı takip suçu, özellikle kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla ciddiye alınması gereken bir suçtur. Mağdurun korunması odaklı olarak düşünülmüş olup, tehlikeli eylemler gerçekleşmeden failin yaptırım altına alınmasını amaçlar. Suçun cinsiyet bağımsız bir biçimde tanımlanması, toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağladığı gibi, her bireyin potansiyel mağdur olduğu durumlarda korunmasına imkan tanır.
TCK m.123/A Israrlı Takip (https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5237.pdf)
(1) Israrlı bir şekilde; fıziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Suçun;
a) Çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,
b) Mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,
c) Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi,
hâlinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Bu maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.
Suçun Nitelikli Halleri;
Israrlı takip suçunun ağırlaşan koşulları:
- a) Çocuklara veya ayrılmış ya da boşanmış eşlere karşı gerçekleştirilmesi,
- b) Mağdurun işini, okulunu veya evini değiştirmesine, işinden ya da okulundan ayrılmasına sebep olması,
- c) Önceden uzaklaştırma veya yaklaşmama tedbir kararı alan failin bu suçu işlemesi,
Bu durumlarda fail için bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Israrlı Takip Suçunun Unsurları
Israrlı takip suçu, mağdurun rahatsızlık hissettiği ısrarcı davranışlardan oluşur. Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında yer alan bu suç için “ısrar” terimi esas alınır ve Türk Dil Kurumu’na göre “direnme, ayak direme, üsteleme, üstünde durma” şeklinde tanımlanır. Ancak, TCK’da bu suç için bir eylemin kaç kere tekrarlanması gerektiği konusunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
Israrlı takip suçu, şikayete bağlı bir suç olup mağdurun rahatsızlık duyduğu ve şikayetçi olduğu durumlarda geçerlidir. Israrlı takip suçunun gerçekleşmesi için failin aynı eylemi birden fazla yapması, yani tekrar tekrar gerçekleştirmesi gereklidir. İlk eylemin reddedilmesi sonrasında ısrarcı davranış devam ederse suç oluşur. Mağdurun fiillerden duyduğu rahatsızlık ve bu konuda şikayette bulunması, suçun varlığı açısından en önemli unsurdur.
Israrlı takibin suç sayılabilmesi için tekrar eden hareketler arasında bir süre geçmiş olması suçu etkilemez. İlk eylemin ardından belli bir süre geçtikten sonra gerçekleşen ikinci eylem suçun oluşmasını engellemez.
Ceza hukukunda aynı kişiye farklı zamanlarda birden çok kez yapılan hareketler zincirleme suç oluştursa da, ısrarlı takip suçunda, ısrar kavramının suçun bütünü olarak ele alınması sebebiyle zincirleme suç hükümleri bu suç türü için geçerli değildir.
Bu bağlamda, ısrarlı takip suçunun tüm bu özellikleri ve unsurlarının net bir şekilde tespit edilmesi ve ilgili durumların yargı mercilerinde doğru bir biçimde değerlendirilmesi büyük önem taşır.
Israrlı Takip Suçunun İşleniş Biçimleri
Türk Ceza Kanununun 123/A maddesi, israrlı takip suçunu düzenlemektedir. Bu suç, seçimlik hareketlerle işlenebilen bir suçtur ve failin belli eylemleri ısrarlı bir şekilde yapması halinde söz konusu fiil, ısrarlı takip suçu olarak değerlendirilmektedir. İlgili maddenin düzenlediği seçimlik hareketler şunlardır:
- Fiziken Takip Etmek: Fiziken takip etmek, kişinin başka bir şahsı fiziki olarak ısrarlı bir biçimde takip etmesini ve bu davranışıyla mağdurun psikolojik baskı altında hissetmesine yol açmasını ifade etmektedir. Bu suçun unsurları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Failin mağduru sıklıkla ve aralıksız bir şekilde takip etmesi durumu.
- Mağdurun bu duruma açıkça rahatsızlık duyması ve bu rahatsızlığını ifade etmesi.
- Failin, mağdurun rahatsızlığını dile getirmesine rağmen ısrarla takip eylemine devam etmesi.
- Failin, mağdurun çevresinde sürekli olarak görünür olma gayreti.
- Temas Kurmaya Çalışmak: Temas kurmaya çalışmak, failin mağdura doğrudan fiziki olmayan yollarla ulaşmaya çalışmasını içermektedir. Bu eylem, bir dizi iletişim yöntemi kullanılarak gerçekleştirilebilir ve aşağıdaki şekillerde oluşabilir:
- Haberleşme araçlarının kullanılması, örneğin telefon, mesaj, postal servisleri vb.
- Bilişim sistemlerinin kullanılması, yani internet üzerinden e-mail gönderme, sosyal medyadan mesajlar atma vb.
- Üçüncü kişilerin aracılığıyla mağdura ulaşma teşebbüsünde bulunmak.
Bu maddede belirtilen seçimlik hareketlerin herhangi biri, yeterli derecede ısrarlılık ve süreklilik gösterdiğinde, ısrarlı takip suçunun oluşumu için yeterli niteliktedir. Mağdurun yaşadığı rahatsızlık ve baskı hissi, bu suçun varlığı açısından temel bir unsurdur.
Israrlı Takip Suçunun Soruşturma ve Kovuşturma Süreci
Israrlı takip suçu, bireyleri kasten rahatsız eden; defalarca ve belirli aralıklarla yapılan eylemler sonucu ortaya çıkan bir suç türüdür. Türk Ceza Kanunu’nun 123/A maddesine göre, bu suçun soruşturma ve kovuşturması için mağdurun şikayeti gereklidir.
Israrlı takip suçunda, savcılığın re’sen, yani kendiliğinden harekete geçerek soruşturma başlatma yetkisi bulunmamaktadır. Bu suç türü için zorunlu olan şikâyet hakkı, mağdurun aktif olarak hukuki süreci başlatma iradesini göstermesini gerektirir. Mağdur, fiil ve faili öğrendikten sonra altı ay içinde şikayetçi olabilir. Kanunda belirtilen nitelikli haller de şikayet şartına tabidir ve mağdurun şikayeti olmadan işlem yapılamaz.
Eğer ısrarlı takip suçu mağduru soruşturma aşamasında şikâyetinden vazgeçerse, savcılık tarafından takipsizlik kararı verilecektir. Bu durumda, hukuki işlemler sonlandırılacak ve dosya kapatılacaktır.
Mağdur, kovuşturma aşamasında şikayetinden vazgeçerse, mahkeme tarafından re’sen davanın düşürülmesi söz konusu olabilir. Bu durum, mağdurun karar değiştirmesiyle suçlamanın geri alınabileceğinin bir göstergesidir.
Israrlı takip suçunun soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun şikâyetine bağlıdır. Bu nedenle mağdurların belirlenen şikayet süresi içinde harekete geçmeleri ve haklarını aramaları oldukça önemlidir. Israrlı takip suçuyla mücadelede etkin bir yargı sürecinin işletilmesi mağdurun bilinçli ve zamanında atacağı adımlara bağlıdır.
Israrlı Takip Suçu Cezası
Israrlı takip suçunun, temel hali için belirlenen ceza, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır. Kanun, bu suç için asli ceza olarak sadece hapis cezasını öngörmüştür. Hâkim, kanunun belirlediği takdir yetkisini kullanarak, verdiği hapis cezasını adli para cezası ile değiştirebilme hakkına sahiptir.
Israrlı takip suçu, TCK’nın 123/A-2 maddesinde belirtilen nitelikli halleri ile birlikte işlendiğinde ceza bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olarak artırılabilir.
Israrlı Takip Suçunda Adli Para Cezası
Israrlı takip suçu, bireylerin sürekli olarak rahatsız edilmesi ve takip edilmesi eylemlerini ifade eder. Bu suça ilişkin yargılamalarda genellikle hapis cezası gibi ciddi yaptırımlar öngörülmektedir. Ancak özel hukuki koşullar altında, hapis cezasının yerine adli para cezası getirilmesi mümkündür.
Bir ceza mahkemesi tarafından ısrarlı takip suçu nedeniyle verilen hapis cezası, şartların uygun olması halinde adli para cezasına çevrilebilir. Bu dönüşüm genellikle suçun niteliği, suçun oluşturduğu tehlike düzeyi ve mağdur ile suçlu arasındaki ilişki gibi faktörlere bağlı olarak belirlenir.
Israrlı Takip Suçunda Uzlaşma
Israrlı takip suçunda uzlaşma, CMK 253/3 gereği uygulanabilir bir seçenek değildir ve yargılama süreci uzlaşma olmadan ilerleyecektir. Bu, mağdurun korunmasını esas alan ve suçun ciddiyetine vurgu yapan bir hukuki yaklaşımdır. Dolayısıyla, ısrarlı takip suçu ile suçlanan kişilere yönelik dava süreçleri, uzlaşma hükümleri dikkate alınmaksızın yürütülür.
Israrlı Takip Suçunda Erteleme
Erteleme, bir mahkeme tarafından verilen hapis cezasının, birtakım koşullar altında belirli bir süreliğine cezaevinde infazının yapılmaması anlamına gelmektedir. Bu durumda, cezanın infazı gelecek bir tarihe kadar ertelenmiş olur.
Israrlı takip suçu, bireylerin sürekli olarak takip edilmesi ve rahatsız edilmesi eylemlerini kapsar. Bu suça ilişkin mahkemeler, suçluya hükmettikleri hapis cezalarını belli şartlar altında erteleyebilir. Ceza infazının belli koşullara bağlı olarak geriye bırakılmasına olanak sağlayan bu süreç, yargı makamlarının kararlarına tabidir.
Israrlı takip suçlarında erteleme süresi, genellikle sanığın lehine olacak şekilde düzenlenir. Erteleme süreci boyunca, sanık belli şartlara uymak zorundadır. Bu süre zarfında herhangi bir suç işlemez ve mahkemenin koymuş olduğu diğer yükümlülükleri yerine getirirse ceza infazı gerçekleşmez.
Israrlı Takip Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), adalet sisteminde, özellikle sanığın iyi halli olduğu ve bir deneme süresi içinde toplumla uyumlu yaşayabileceği ön görüldüğünde kullanılan bir yasal düzenlemedir. Bu hukuki mekanizma, belli şartlar yerine getirildiğinde ve denetim süresi sonunda, yargılama sonucu verilen kararın hiçbir hukuki etki doğurmadan ortadan kaldırılmasını sağlar.
Israrlı takip suçu da, HAGB’nin uygulanabileceği suç tiplerinden biridir. Israrlı takip, bir kişinin başka bir kişiyi özgürlüğünü ciddi şekilde sınırlandıracak biçimde, defalarca ve istenmeyen bir şekilde izlemesi ve rahatsız etmesidir. Bu suçta, mağdur genellikle doğrudan maddi bir zarar görmez, ancak uygunsuz takip ve izleme eylemleri psikolojik ve sosyal zararlara neden olabilir.
HAGB uygulanırken, ısrarlı takip suçu faktörleri de değerlendirilir. Ancak, HAGB kararı verilirken, zorunlu olarak bu durumda maddi bir zararın olup olmadığına bakılmaz. Diğer bir deyişle, zararın giderilmesi koşulu bu suç bağlamında HAGB kararı verilmesi için bir ön koşul olarak aranmaz.
Israrlı Takip Suçu ve İçtima
Israrlı takip suçu, Türk Ceza Kanunu’nunda düzenlenmiş, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçları ile benzer özellikler taşıyan bir suç tipidir. TCK’da ısrarlı takip suçu, kişinin huzur ve sükununu bozan fiillerin sürekli olarak gerçekleştirilmesi halini ifade eden 123. madde kapsamında özel bir durum olarak ele alınmaktadır. Israrlı takip suçunun varlığında, fail, genel olarak kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan ayrıca cezalandırılamaz, zira ısrarlı takip suçu buna özel bir hüküm olarak görülür.
Bir fail, ısrarlı takip eylemleri sırasında başka suç unsurlarını da oluşturursa, bu suçlar için de ayrıca cezalandırılmaya tabi tutulur. İşte ısrarlı takip suçu ile birlikte failin sorumlu olabileceği diğer suçlar:
- Tehdit suçu
- Hakaret suçu
- Şantaj suçu
- Kasten yaralama suçu
- Cebir suçu
- Cinsel taciz suçu
- Cinsel saldırı suçu
Israrlı takip suçunun var olduğu durumlarda içtima hükümleri gereğince, diğer suçlar ile birlikte işlenmesi failin cezasını daha da arttırabilir. Bu durum, suç işleme kararlılığının ve toplum üzerindeki olumsuz etkinin kabul edilemez olduğunun bir göstergesidir. Bu suç tiplerinde mağdurun güvenliği ve adaletin sağlanması öncelikli amaçlardan biridir.
Israrlı Takip Suçunda Şikayet Süresi
Israrlı takip suçu, bireylerin sükunetini bozan ve onları tekrar tekrar rahatsız eden bir davranıştır. Bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması için mağdurların resmi şikayette bulunması gerekmektedir. Israrlı takip suçu şikayet süresi, suçun fark edilmesi ve failin bilinmesinden itibaren 6 ay ile sınırlandırılmıştır. Bu zaman zarfında şikayette bulunulmazsa, kişinin şikayet hakkı zaman aşımına uğrayarak düşer.
Israrlı Takip Suçunda Zamanaşımı
Israrlı takip suçu işlendiğinde, yasal takibata başlanabilmesi için suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir zaman dilimi içinde harekete geçilmesi gerekmektedir. Türk Ceza Kanununa göre ısrarlı takip suçunun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suçun faili suç işlendikten çok sonra dahi tespit edilse, mağdurun suçun soruşturulması ve kovuşturulması amacıyla yetkili makamlara başvurması gereken son tarih, suçun işlendiği tarihten itibaren en fazla 8 yıl sonrasıdır.
Bu süre, suçun unsurlarının oluştuğu tarihten itibaren işlemeye başlar ve bu 8 yıllık süre zarfında herhangi bir şikayetin gerçekleştirilmemesi halinde, zamanaşımı sebebiyle suçun takibi mümkün olmaz. Israrlı takip suçunda zamanaşımının dolması, failin cezalandırılmasının önünde bir engel teşkil eder, bu nedenle mağdurların haklarını kaybetmek istemiyorlarsa zamanaşımı süresi dolmadan gerekli mercilere başvurması kritik bir öneme sahiptir.
Suçun işlendiği tarihten itibaren başlayan süreç içinde mağdur tarafından suç duyurusunda bulunulması, zamanaşımı sürecini durdurabilecek ve kanuni takibatın başlaması için ilk adımı teşkil edecektir. Israrlı takip suçlarında mağdurun bilinçli hareket etmesi, suçun faillerinin adalete teslim edilmesinde belirleyici bir faktördür.
Israrlı Takip Suçunda Görevli Mahkeme
Israrlı takip suçu, bireylerin kararlarını özgür iradeleriyle belirlemelerine engel olacak ve günlük yaşantılarını olumsuz yönde etkileyecek derecede takip edilmelerini konu alır. Bu suç tipinin yargılaması ve görevli mahkeme hususları, Türk Ceza Kanunu (TCK) maddeleri ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile düzenlenmiştir.
Israrlı takip suçunun temel hali ve yargılama süreci, TCK m.123/A-1 maddesi çerçevesinde ele alınır. Bu kapsamda, suçun en üst ceza sınırı 2 yıl olduğu için yargılamalar basit yargılama usulü ile Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından gerçekleştirilir.