Madde 257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Görevi kötüye kullanma, bir kamu görevlisinin yetkilerini usulsüz biçimde kullanması ve bu davranışlarının kişilere zarar vermeye veya haksız yere fayda sağlamaya yol açması durumuna denir.
Görevi Kötüye Kullanma Suçu Nedir?
Görevi kötüye kullanma suçu, kamu hizmetlerinin yürütülmesinde görev alan bir kamu görevlisi ya da yetkilinin, verilen yetkileri kötüye kullanarak, kendi menfaatini sağlamak veya başka bir kişiye zarar vermek amacıyla hukuka aykırı davranışlarda bulunması ile işlenen bir suç türüdür.
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 257. maddesi bu suçu iki farklı biçimde ele alır:
- Görevi Kasıtlı Olarak Kötüye Kullanma (TCK m.257/1) – Kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı şekilde hareket ederek kişilerin zarar görmesine veya kamuya zarar verilmesine neden olması ya da haksız bir çıkar sağlaması durumunda, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası öngörülür.
- Görevi İhmali Davranışlarla Kötüye Kullanma (TCK m.257/2) – Kamu görevlisinin, görevini yerine getirmede ihmal veya gecikmeye neden olarak aynı sonuçları doğurması durumunda, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası öngörülür.
Görevi Kötüye Kullanma Suçu Nasıl Oluşur?
Görevi kötüye kullanma suçu, kamu görevlileri tarafından işlenebilen özel bir suç türüdür. Kamu görevlisinin sahip olduğu yetkileri kötüye kullanması ya da görevini ihmal etmesiyle oluşur. Görevini kötüye kullanma suçu, belirli durumların varlığına bağlı olarak gerçekleşir.
- Yetki Kötüye Kullanma: Kamu görevlisi, kendisine verilen yetkileri kişisel çıkarları doğrultusunda veya başkalarına haksız fayda sağlamak amacıyla kötüye kullanır.
- Görev İhmal: Kamu görevlisi, üstlendiği görevleri yerine getirme sorumluluğunu ihmal ederek, görevi gereği yapması gerekenleri yapmaz veya gerekli özeni göstermez.
- Zararın Oluşması: Kamu görevlisinin yetkisini kötüye kullanması veya görevi ihmalinden dolayı kamu zarar görür, bir birey mağdur olur veya bunun sonucunda haksız yere çıkarlar sağlanır.
Suçun oluşması için zararın gerçekleşmiş olması şarttır. Zararın boyutu, suçun cezasını da etkileyebilir. Görevi kötüye kullanma, sadece kamu görevlilerine has bir suç olduğundan, kamu görevlisi olmayan bireyler bu suçu işleyemezler.
Mağduriyete Sebep Olma Yoluyla Görevi Kötüye Kullanma Suçu
Suçun oluşması için mağduriyete neden olan eylemin bir kişinin ekonomik, sosyal, siyasi ya da medeni haklarının ihlal edilmesi şeklinde olması gerekir. Mağdur, gerçek bir kişi olabileceği gibi hukuki bir varlık olan şirket, vakıf veya dernek de olabilir. Örneğin, bir vatandaşın şikayet hakkının kullanılmasını engelleyen bir polis memuru veya müvekkilinin savunma hakkını ihlal eden bir avukat mağduriyet yaratarak görevlerini kötüye kullanmış olur.
Yargıtay’ın görüşüne göre, bireysel haklara ek olarak bir kişinin herhangi bir çıkarının zarar görmesi de mağduriyet olarak kabul edilebilir. Görevi kötüye kullanma suçu, zarara yol açan kişinin görevini kötüye kullanması sebebiyle gerçekleşir ve mağdurun maruz kaldığı zararın boyutu ister ekonomik, isterse başka bir çıkar kaybı olsun önemlidir.
Zarara neden olacak eylemler çeşitlendirilebilir. Örneğin:
- Sınavda başarılı olmasına rağmen bir kişinin başarısız gösterilmesi,
- İmar planında husumet sebebiyle bir parselin haksız yere yeşil alan olarak gösterilmesi,
- Uygun şartları taşımasına rağmen bir kişinin kredi kullanmasının engellenmesi,
- Gerekli izin koşullarını taşıyan bir kişinin ticari faaliyetinin engellenmesi.
Suçun meydana gelmesi için, zarar gören kişinin mağduriyet durumunda olması ve görevini kötüye kullanarak bunu gerçekleştiren kişinin eylemleri arasında nedensellik bağının bulunması şarttır.
Kamunun Zararına Sebebiyet Verme Nedeniyle Görevi Kötüye Kullanma Suçu
Kamunun zararına sebebiyet verme nedeniyle görevi kötüye kullanma suçu, kamunun mali değerlerinin kaybına neden olan bir fiildir. Kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirirken mevzuata aykırı kararlar alması veya hareketleri neticesinde, kamu malî durumun zarar görmesi bu suçun oluşması için yeterlidir.
Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallarinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.
Yargılama sırasında, hakim her bir vakada kamu görevlisinin eylemleriyle kamuya zarar verilip verilmediğini değerlendirmelidir. Kamu zararının miktarının tam olarak bilinmesi şart değildir; eğer net bir rakam bulunamıyorsa, işin veya hizmetin niteliği göz önünde bulundurularak bir hesaplama yapılmalıdır. Önemli olan, kamu malının zarar görüp görmediğinin belirlenmesidir. Tespit edilen durum sonucunda, eğer kamunun zarara uğratılması ve görevi kötüye kullanma arasında doğrudan bir bağlantı kurulabiliyorsa, faile ceza verilmesi gerekir.
Kişilere Haksız Bir Menfaat Sağlayarak Görevi Kötüye Kullanma Suçu
Kamu görevlileri, sorumluluklarını yerine getirirken hukuka ve görevin gereklerine bağlı kalmakla yükümlüdürler. Ancak, bu süreçte yapılan eylemler sonucunda kişilere haksız bir menfaat sağlanması durumu, görevin kötüye kullanıldığının göstergesidir. Türk Ceza Kanunu’nun mevcut yasal düzenlemelerine göre, görevi kötü kullanma suçu belli kriterlere göre değerlendirilir.
Türk Ceza Kanununun 257. maddesi, görevli kişilerin yetki ve sorumluluklarını ihlal ederek haksız menfaat sağlamalarını suç olarak tanımlamıştır. Eğer bir kamu görevlisi davranışlarıyla gerçek veya tüzel kişilere haksız bir yarar sağlamış ise görevi kötüye kullanma suçu işlenmiş olur. Kanunda yapılan değişiklik ile kişilere yalnızca maddi değil, aynı zamanda manevi yararlar sağlanmasını da suç kapsamına alınmıştır.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Şartları
Görevi kötüye kullanma suçunun oluşması için bir araya gelmesi gereken bazı unsurlar bulunmaktadır. Bu suçu sadece kamu görevi olan kişiler işleyebilir. Kamu hizmetleri ile ilgili olan devlet, belediye, kamu kuruluşları veya diğer kamu tüzel kişiliklerinde görev alan kamu görevlileri dışındaki kişiler bu suçu işleyemezler. Suçu işleyen kişinin görev ve yetkisini kötüye kullanması ile suç işlenebilir. Görevi kötüye kullanma suçu kasıtlı olarak işlenebilen bir suçtur. Bu sebeple de sanığın kasıtlı olarak hareket etmesi gerekir.
Kamu görevlisinin suça konu eylemi hukuka aykırı olmalıdır. Kanuna ve yönetmeliğe aykırı fiiller suçun hukuka aykırılık unsurunu oluşturur. Suçu işleyen sanığın kişisel bir çıkar sağlaması veya başka bir kişiye ya da topluma zarar vermesi gerekir. Kimlerin kamu görevlisi olduğu Türk Ceza Kanununun altıncı maddesinde açıklanmıştır.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Soruşturma İzni
Görevi kötüye kullanma suçunda soruşturma izni konusu, yargı sürecinde son derece önemli bir prosedürü ifade eder. Kamu görevlisi olan memur, noter, avukat gibi kişilerin hizmetleri sırasında işledikleri iddia edilen suçlar için yasal bir süreç uygulanır. Suç işlediği konusunda şüphe bulunan kamu görevlisi hakkında soruşturma başlatılabilmesi için, öncelikle şüphelinin bağlı olduğu idari makamdan soruşturma izni alınması gerekmektedir. Bu izin alınmadan savcılık soruşturma yürütemez.
Soruşturma izni alınmadan, şüphelinin ifadesi bile alınamaz. İzin çıktıktan sonra ise savcılık, soruşturmaya başlayabilir. Soruşturma aşaması ya iddianame hazırlanarak kamu davasının açılması ya da kovuşturmaya yer olmadığına dair bir karar verilmesiyle sonuçlanır. Kamu görevlilerinin yargılanması sürecinde 483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Kanunu hükümlerine uygun hareket edilmesi gerekir.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Cezası
Görevi kötüye kullanma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesi kapsamında düzenlenmiş olup, bu suç yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenebilir. Görevi kötüye kullanma suçunun cezai yaptırımları şöyledir:
Kamu görevlisi, görevini tam anlamıyla yerine getirmez ve bu durum mağduriyete yol açarsa, ilgili kamu görevlisi 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer bir kamu görevlisi görevini yerine getirmede gecikmiş veya görevini ihmal etmiş ise, söz konusu görevli 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası alabilir. Bu cezai yaptırımlar, görevi kötüye kullanma suçunun ciddiyetine ve oluşturduğu zararın boyutuna göre mahkeme tarafından belirlenmektedir.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Adli Para Cezası
Bu kapsamda, görevi kötüye kullanma suçunda adli para cezası, suçun ağırlığı ve yargılanan kişinin durumu göz önüne alınarak belirlenir.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Teşebbüs
Teşebbüs, bir suç girişiminde bulunulduğu ancak çeşitli nedenlerle bu girişimin tamamlanamadığı bir durumu ifade eder. Örneğin, bir kamu görevlisinin rüşvet alma girişimi, alacağı paranın teslim edilememesi gibi dışsal faktörlerle sonuca ulaşamayabilir. Kamu görevlisinin suçu işlemek istemesi ancak elinde olmayan nedenlerle işleyememesi halinde, görevi kötüye kullanma suçunda teşebbüs hali söz konusu olur.
Görevi kötüye kullanma suçu tüm unsurlarının bir araya gelmesiyle tamamlanır. Bu koşullar arasında kamunun zarar görmesi, bir bireyin mağdur olması veya ekonomik çıkarın elde edilmesi sayılabilir. Eğer bu neticeler gerçekleşmezse, suçun tam anlamıyla işlendiği söylenemez.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunda İştirak
Görevi kötüye kullanma, özellikle kamu görevlilerine yönelik bir suç türüdür ve yalnızca onlar tarafından işlenebilecek niteliktedir. Bu bağlamda, suçun başlıca aktörü kamu görevlisi olmak zorundadır; dolayısıyla kamu görevlisi olmayan şahıslar, doğrudan bu suçun faili olarak kabul edilmezler.
Bununla birlikte, kamu görevlisi sıfatını taşımayan bireyler, görevi kötüye kullanma suçunda iştirak edebilirler, ancak bu durum sadece belirli koşullarda mümkündür. Azmettirme veya yardım etme şeklinde ortaya çıkan bu iştirak yolları, ilgili bireyin görevi kötüye kullanma eylemine dolaylı katkıda bulunması anlamına gelir. Bir kişi, kamu görevlisinin suç işlemesine zemin hazırlayabilir ya da suçun işlenmesine yardımcı olabilir. Yardım etme, kamu görevlisinin işlediği görevi kötüye kullanma suçunu kolaylaştıran veya suçun işlenmesine katkı sunan fiil ya da davranışlardır.
Kamu görevlisi olmayan bireyler, azmettirme veya yardım etme gibi yollarla bu suç türüne iştirak ederlerse, onlar da ceza alırlar.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Şikayet Süresi
Görevi kötüye kullanma suçunda şikayet süresi yoktur. Görevi kötüye kullanma suçunun takibi için herhangi bir şikayete veya şikayet süresine ihtiyaç duyulmaz.
Toplumun hukuki düzenini ve devletin işleyişini doğrudan etkileyen bu suç türünde, yargı organları suçun farkına varmaları halinde kendiliğinden harekete geçerler. Suçun soruşturulması ve kovuşturulması için mağdurun veya başka bir şahsın şikayet dilekçesi sunmasına gerek yoktur.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Zamanaşımı
Görevi kötüye kullanma suçlarında zamanaşımı, suçun işlendiği tarih itibariyle hesaplanmaya başlanır. Suçun yaşandığı tarihten itibaren sekiz yıl içinde hukuki süreç başlatılmadığı takdirde, dava açılması mümkün olmaz.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Etkin Pişmanlık
Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Etkin Pişmanlık konusunda TCK’da özel bir düzenleme yoktur.
Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Uzlaşma
Görevi kötüye kullanma suçu, uzlaşma kapsamına girmeyen ve dolayısıyla uzlaşma prosedürünün uygulanmadığı özel suç tiplerindendir. Uzlaşmanın amaçlarından biri, özellikle ufak çaplı ve şahsi hukuka dayanan suçlarda, taraflar arasında barışı sağlamak ve adalet sistemi üzerindeki yükü hafifletmektir. Ancak, görevi kötüye kullanma suçunda, suç genel itibarıyla kamu hizmetine yönelik bir zarara sebebiyet vermektedir. Bu nedenle, bu tür suçların uzlaştırma prosedürü kapsamına alınmaması, kamu düzeninin korunmasına yönelik bir önlemdir.