Bir kimse vefat etmeden önce ondan miras reddinde bulunmak mümkün değildir. Yani babanız ya da
başka bir miras bırakan hayattayken, sizin mirası reddetmeniz hukuken geçerli sayılmaz. Babamdan ölmeden reddi miras yapabilir miyim? sorusunun cevabı ne yazık ki hayır olacaktır.
Mirastan feragat etmek için miras bırakanın vefatını beklemek zorundasınız. Ancak miras bırakanın
ölümünün ardından, mirasçılar için mirası reddetme hakkı söz konusudur. Bu işlem, yasal süre
içerisinde, yani mirasın açılmasını müteakip genellikle 3 aylık bir zaman dilimi içinde yapılabilir.
Reddi miras, mirasçının kendi iradesiyle ve mirasın yükledigi yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayan bir
hukuki islemdir. Reddi mirastan açıkça söz eden bir beyanın mirasçı tarafından yapılması gerekmekte ve
bu beyanın hukuki bir etkiye sahip olabilmesi için mahkemeye veya notere yapılmıs olması sarttır.
Beyanda bulunulan bu karar, mirasçının haklarını ve yükümlülüklerini baskasına devretmeden tamamı
ile mirastan vazgeçtigini gösteren ‘bozucu yenilik doguran bir beyan’ olarak nitelendirilir.
Sonuç olarak, babamdan ölmeden reddi miras yapabilir miyim? sorusuna cevap, yasalar geregi hayır
olup, ancak mirasbırakanın ölümünden sonra mirası reddetme hakkını kullanabilirsiniz. Bu islemin süreci
ve sartları hakkında daha detaylı bilgi almak için hukuki danısmanlık almanız önemle tavsiye edilir.
Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?
Mirasın reddi, mirasçının mirasa iliskin hak ve sorumluluklarından kaçınma hakkını kullanması islemidir.
Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 609 uyarınca bu islem nasıl gerçeklestirilir?
Mirasçı, miras bırakanın son yasadıgı yerin yetkili Sulh Hukuk Mahkemesine yazılı olarak veya sözlü bir
beyanla basvurarak mirası reddedebilir. Mirasın reddine iliskin beyan, mirasın tamamını kapsayacak
sekilde yapılmak zorundadır ve herhangi bir kosula veya sarta baglı olmamalıdır. Mirası kısmen
reddetmek mümkün degildir, eger mirasçı böyle bir girisimde bulunursa bu, mirası kabul etmis sayılır.
Islem basit adımlarla söyle gerçeklestirilir:
Mirasçı, miras bırakanın son yerlesim yeri mahkemesine, yazılı veya sözlü olarak mirası reddettigini
beyan eder. Mirasçının ret beyanı, Sulh Hukuk Mahkemesince kaydedilir ve tescil edilir. Tescil edildikten
sonra, ret beyanı kesinlik kazanır ve mirasçı bu kararından tek taraflı olarak dönemez.
Ancak, mirasın reddi islemi sırasında yanılma, aldatma veya korkutma gibi sebeplerle mirasçı etkilendi
ise, iptal talebinde bulunabilir. Böyle bir durumda, ret islemi hukuki yollardan geri alınabilir.
Mirasın reddi, ciddi bir hukuki islem oldugu için adımların dikkatli ve dogru bir sekilde takip edilmesi
gereklidir. Unutulmamalıdır ki, mirası reddetme islemi yapıldıktan sonra, belli durumlar dısında bu
islemden dönülmez.
Mirasın Reddi Hangi Sürede Yapılmalıdır?
Mirasın reddedilmesi için yasada belirlenen hak düsürücü süreler bulunmaktadır. Miras bırakanın vefat
etmesi ya da mirasçının mirasçı oldugunu ögrenmesi durumunda, mirasın reddi için basvurulacak süre
genellikle üç aydır. Bu basvuru süresi, reddedilme talebinin Sulh Hakimligince tesciline engel
olusturmayıp, taktir yetkisine yer vermez.
Yasal mirasçılar (TMK m. 606) için ret süresi prensipte, miras bırakanın ölümünü ögrendikleri an baslar.
Eger mirasçılık durumu sonradan ögrenilirse, ögrenme zamanı esas alınır.
Atanmıs mirasçılar için de ret süresi üç aydır (TMK m. 606). Mirasçıların bu durumunu ögrenmeleri, Sulh
Mahkemesi tarafından vasiyetnamenin resmen açılması ve mirasçılara duyurulması ile baslar.
Kayıtlı terekelerde ise farklı bir süre mevcuttur (TMK m. 626). Bu durumda ret süresi bir aydır. Tereke
defterinin incelenmesi sonrası mirasçılar, mirasın reddedilmesini veya tasfiyesini talep etmelidirler.
Bir mirasçı, mirası reddetme hakkını ölümünden önce kullanmamıssa, bu hakkı onun kendi mirasçılarına
geçer (TMK m. 608). Yani, yeni mirasçı hem kendi mirasını hem de önceki mirasçının mirasını
reddedebilir.
Sulh hakimi, haklı sebeplerin bulunması halinde, yasal ve atanmıs mirasçılara verilen süreyi uzatabilir
veya yeni bir süre tanıyabilir (TMK m. 615).
Özetle, mirasın reddi için genel kural mirasçılara ölüm veya ögrenme tarihinden itibaren geçerli olan üç
aylık bir süredir. Ancak bu süre resmi defter tutuldugunda bir aya düsebilir veya mahkemece haklı
sebeplerle uzatılabilir. Mirasçıların süreleri dogru bir sekilde takip etmesi, hak kaybına ugramamaları
açısından önemlidir.